Hoşgeldiniz.🎭
Bir saniyenizi ayırıp, bölümü voteler misiniz?ERTESİ GÜN
İnsanların yolunu unutup, buraya gelmeyi çoktan unuttuğu bir yerdeydim. Bastığım her adım, bana çakılların birbirine sürttüklerinde çıkardığı sesleri veriyordu.
Okulumuzdaki ormanın içerisine doğru ilerliyordum. Ormanın bu kısımlarında hiç insan olmuyordu. Zaten bende bunu bilerekten buraya gelmiştim. İnanın bana ormanın bu sonu nereye gidiyordu hiç bilmiyordum. Tek bildiğim gerçek; son derece de büyük bir orman olduğuydu.
Burada benden başka hiç kimse yoktu. Öylece yürüyordum bu uzun çakıllı yolda. Bu yolun beni nereye götürdüğünü bilmeden... buraya geldiğimden beri düşünüyordum, bu saatten sonra ne olur diye.
Arman beni uyarmıştı. Eşyalarına dokunmamam gerektiğini ve eğer dokunursam; hesabını kötü ödeyeceğini belirtmişti. Peki ya şimdi?
Bunun hesabını ödeyecek miydim?
Bir an da durdum. Gözlerimi sıkıca kapatıp, tekrar geri açtım. Bence Arman bana bunu yapmazdı. Gerçi Efsa'yı öldürmeye çalışan bir kişiden söz ediyorduk. Ona zarar verip vermemeyi zerre düşünmeyen biri, bana ne diye acısın ki?
Dakikalar sonra okula geri dönmüştüm. Kafamı toparlamam gerektiğini, kafama vururcasına haykırıyordum.
Ayılmak için kendimi bir kahve ile ödüllendirmek istedim. Kantinden kendime sıcacık bir kahve aldım. Kahvenin sıcaklığını biraz olsun azaltmak için formamın kollarını uzattım. İki elimle kahvemi tutarak kantinden çıkmak için adım attığım sırada, sigaracılar başımda kesildi.
Anita, Rümeysa ve o diğer kız...
Anita, "Burada kimleri görüyoruz? Kızlar..." dedi, yalandan şaşırarak. Ardından tek kaşını kaldırarak, kollarını göğüsünde birleştirdi.
"Bana kahve mi aldın tatlım?" dedi, Rümeysa. Gözleri ile iki elimle tuttuğum kahveyi işaret ederek. "Öyleyse ver bakalım." derken ellerimden o sıcacık kahveyi çekip, aldı.
Kahvemden birkaç yudum aldı. Sonrasında kahveyi sağ avucunun içerisine tabak gibi yerleştirdi. İçimden 'İnşallah boğazında kalır!' Diye beddualar ederken, Rümeysa'nın elindeki kahveyi Anita kaptı.
"Bence bunu asıl tadması gereken biri varsa, o kişi Adelya olmalı." dedi, Anita. Bana bir cellatın kurbanına hiç acımaması gibi bakarak. İşin diğer tarafı ismimi artık biliyor olmalarıydı.
"Gizem." dedi, Anita. İşte o anda o diğer kızın adını da öğrenmiştim. Demek adı Gizem'di. Gizem beni kolumdan tuttuğu gibi diğerleriyle birlikte ilerledi. Kantinden, daha doğrusu kabalıktan uzak bir yere doğru ilerledik.
Artık okul bahçesindeydik.
Gizem beni bir pazar malı edasıyla bıraktı. Diğer üç kız arkamda kalırken, duruşumu hiç bozmamaya gayret ettim. Arkamı onlara doğru döndüm ve böylece dördümüzde artık birbirimizi görebilir olduk.
"İşiniz bitti mi?" dedim, sakin sakin. "Ne işi? Kızlar biz bir iş mi yapıyoruz?" dedi, Anita. Diğerlerine doğru kafasını çevirerek. Kızlar ona kafalarını sallayarak 'Hayır.' cevabını verdiler. Ardından Anita'nın gözleri tekrardan beni buldu. "Gördüğün gibi, biz bir iş yapmıyoruz." dedi, bir şeyi ispat etmek istercesine.
![](https://img.wattpad.com/cover/198483970-288-k4542.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANSÜR PERDESİ {+18}
Misterio / SuspensoKaranlık bir internet sitesi... Ve daha önce yüzünü hiç görmediğim bir adam... Gerçekten böyle birisini sevebilir miydiniz? Size yakın olup olmadığını bilmediğiniz, Hayatı hakkında hiçbir bilgi bilmediğiniz, Sadece internet sitesinden konuştuğunuz...