🎭15. BöLüm🎭

74 4 2
                                    

Hoşgeldiniz.🎭
Bir saniyenizi ayırıp, bölümü voteler misiniz?

Gezimiz biteli birkaç saat oluyordu. Yiğit'in bize sunduğu şarkıdan sonra bizlere iki tane efsane anlatmışlardı. Açıkçası normal olarak anlatılsaydı bunu beğenmezdim. Lakin, alevlerin arasında bunu dinlemek gerçekten hoş olmuştu.

Ne yüceydi böyle; bu yaşadıklarımız. Şimdi ise korkulukların bulunduğu yerde öylece duruyordum. Arman'ın bana termal havuzdayken söylediklerini düşünüyordum. Bu gece beni evine davet etmişti. Beni evine neden davet etmişti ki, bana göstermek istediği bir şey mi vardı?

Ellerimle yüzümü kapattım. Belki de bunu tekrardan ona sormam gerekirdi. Ancak tekrardan düşündüğümde ise; bunu gelip kendim görmemi söylediği aklıma geldi.

Diğer bir yandan o uygulamada olan durumu da düşünüyordum. Çok az kalmıştı... ancak olamamıştı. Dün akşam neredeyse bana o mesajları gönderen kişinin kim olduğunu görebilecektim. Aslında, belki de bana bir uyarı gelmemesinden de anlayabilirdim.

Belki de gerçekten de o'dur? Bana mesaj atan o kişiyi bulmuş olabilir miydim? Uygulamayı ilk yüklediğim zamanda HAFTANIN ENLERİ'nin başında o adam vardı. Ünlü birisi miydi ki? Ya da tanınmış? Her neyse... artık buna kafa yoracak vaktim yoktu.

Kısa bir süre sonrasında sınavlarımız artık başlayacaktı. Oturup, doğru düzgün çalışmamıştım bile. Benim gibi birisi çalışmayı elden nasıl bırakabilirdi. Ben Adelya Dilaviz'dim. Soyadımla ailemi taşıyordum. Başarısızlık asla bana göre bir şey değildi.

Liseyi bitirdikten sonra babam, imza yetkisinin birkaçını bana devredecekti. Üniversite bittikten sonra ise; abim ile birlikte şirketimizi yönetecektik. Şu anda imza yetkilerinin bir kısmı abimin elindeydi. On sekiz yaşıma geldiğimde ise; abimle birlikte ortak kararlar vermeye başlayacaktık. Açıkçası buda şirkete biraz daha sık gidip gelmem demek oluyordu.

Yine de buna kendimi şimdiden hazır hissediyordum. Çocuklar aileler için her zaman daha önemli olmuştur. Çünkü neslin asıl devamını getirecek olanlar, çocuklardır.

Kollarımı koyduğum korkulukların üzerinden çekildim ve öğleden önceki son derse girdim. Kırk dakika sonrasında ders bitti. Öğleye girdik. Eşyalarımı toplayıp spor salonunun yolunu tuttum. Öğlenleri en sessiz olan yerlerden birisi spor salonu olurdu. Bende burayı tercih etmiştim.

Soyunma odasında üzerimi değiştirip, spor salonuna geri döndüm. Ancak geri geldiğimde geldiğim ilk zamanki gibi bir manzara ile karşılaşmamıştım.

Efsa ve Arman buradaydılar.

Bir şeyler konuşuyor gibi görünüyorlardı. Kendimi seyirci koltuklarının arasında sakladım. Şu anda sadece sektirilen top sesini duyabiliyordum. Kafamı hafifçe kaldırıp, onları görmeye çalıştım.

Efsa, elinde olduğu yerde basketbol topunu sektiriyordu. Efsa olduğu yerden potaya bir basket attı. Sonrasında topu tekrardan eline aldı ve aynı yerine geri geçti. Arman ise olduğu yerde hiçbir şekilde kıpırdamadan Efsa'ya kızgın bir şekilde bakıyordu.

Efsa, ''Seni buraya boşu boşuna çağırmadım Arman. Amacın ne bilmiyorum. Ancak bunu öğreneceğime inanabilirsin.'' dedikten sonra potaya bir top daha attı.

Arman, ''Kafanda neler kurcaladığını bilmiyorum. Ancak sende benden emin olabilirsin; Ortada dönen hiçbir şey yok.'''

"Beni bu söylediklerine inandırabilecek kadar aptal mı sandın sen?" dedi, Efsa. Arman'a karşı gülerek. Ancak Arman ise hiç duruşunu bozmadan, bu konuda gayet ciddi durmuştu.

SANSÜR PERDESİ {+18}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin