Daha ilişkimiz başlayalı ne kadar olmuştu ki böyle ayrılıklara düşmüştük. Geleceğimizi düşünüyordum. Acaba hep kavga mı edecektik yoksa sütten ağızı yanan hesabı artık daha iyi mi anlaşacaktık? buna zaman karak verirdi. Ama benim bildiğim bir şey varsa o da Umutu kaybetmemek için elimden geleni yapacağımdı. Çünkü ona aşığım...
************************************
Araba da el ele tutuşmuş bir şekilde Umutun evine gidiyorduk. Uyanmıştı ve o evde kalmak istemediğini söylemişti. Onu iyileşince gitmek için zorlasam da bana iyileştiğini kanıtlamak için elinden geleni yapmıştı. Bir ara denize girebileceğinden bahsetmiş ve denize gitmeye yeltenmişti.
Arada bi gözü bana kayıyordu sonra ben uyarınca yola bakıyordu.
"Umut lütfen yola bak."
Araba kazası yapmak istediğim son şeydi. Belki de en büyük kabusum araba kazasıydı. Sürekli uykumdan uyandıran büyük kabusum. Babamı bu yüzden kaybetmişken sevdiklerimi de bu yüzden kaybedemezdim.
Umut uyarımla daha dikkatli ve yavaş kullanmaya başlamıştı arabayı.
Sonunda onun evine vardığımızda hızla arabadan inmiştim. Ben eve doğru giderken Umut bavulumu taşıyordu. Neymiş orda bir eşyam bile kalmasınmış, orada kalcağına onun evinde kalsınmış. Ben de tamam dedim istediğin olsun dedim. Ama bu iki bavul+ küçük bir çantayı taşıyacağım anlamına gelmiyor.
Ben rahat rahat salına salına kapıya yürürken Umut iki bavulu ve çantayı tek başına kapıya kadar getirdi. Kınayan bakışlarını bana atarken ben sadece sırıtıyordum.
"Saol, yardımın için."
Gülerek yanağından öptüm. "Ne demek hayatım her zaman."
Öpücüğümle sırıtmaya başlarken ben cebinden anahtarı almış kapıyı açıyordum. Aynı zamanda söykeniyodum.
"Hayır yani ben sana dedim ama dimi sadece bir çanta yeter. Evin odunlarına kadar sökücektin bırakmasam."
Kapıyı açıp geçmesini beklerken çocuk gibi omuz silkerek bavulları kapının yanına bıraktı.
"Sökseydim tahtaları belki bir daha gitmezsin."
Gülerek yanağına bir öpücük daha bıraktım.
"Gitmem zaten bir daha. Ama evimi soyup bavula tıkamana da gerek yoktu."
Gülerek üstündeki ceketi çıkardı. Ben de çantamı çıkarıp vestiyere koydum. Ceketimi çıkarırken susmadım. Umut bavulun bir tanesini yukarı çıkarırken sesimi biraz daha yükselterek konuştum.
"Hayatım benim kışlık botlarımda gözün kaldıysa falan söyleseydin sana alırdım ben. Yaz ayında kışlık botlarımı almamıza gerek yoktu."
Umut merdivenlerin yarısında gülmelerinin arasından konuştu.
"Mavi olan botun çok hoşuma gitti bütün bu uğraşım ondan."
"Anlamalıydım. Ben istesen verirdim sana onu çünkü ben bile giyinmedim hiç."
Sessizlik olunca yukarı çıktı sandım. Tam iki adım atıp salona girecekken merdivenlerden kafasını uzatmasıyla gülerek yerimde kaldım.
Hayretle bana bakıyordu.
"Niye aldın o garip şeyi?"
Kaşlarımı yalandan çatıp elimi belime yerleştirdim.
"Ben mi aldım Allah aşkına ne zaman mavi bir şey giyindiğimi gördün. Hediye o atmayı unutulmuş bir hediye."
Kaşlarını çatıp tüm bedenini gözler önüne serdi. Aslında sadece kafasını uzatmışken daha komikti.
"Allah Allah kimin hediyesi çok merak ettim."
Pis bi sırıtmayla omuz silktim.
"Söylemek zorunda mıyım?"
Kafasını ciddi bir şekilde salladı.
"Of Umut daha taşınması gereken bavullar var."
Kaşları çatık bir şekilde bana doğru gelirken tek kaşımı kaldırmış ona bakıyordum.
"Kim olduğunu söylemek için beş saniyen var."
Küçük bir kahkaha atıp konuştum.
"Asi ruhum izin vermiyo 6. saniyede söylicem." Cidden 5 saniye içinde söylersem gece gözüme uyku girmezdi.
Dayanamayıp güldü. Seviyorum ben bu adamın bana dayanamamasını.
"Sence o saçma botları alışverişte kendini kaybetmiş ve bana hediye almaya kalkışmış bir Ayşeden başka kim alır."
Gülerek alnımı öptü.
"Afferin sevgili sözü dinle de sorularımı cevapla."
O bavullara giderken göz devirip ona döndüm.
"Çok konuşma bavullarımı taşı." dedim sertçe.
Sert bir ifadeyle bana bakarak konuştu. "Sen de git kahve yap kadın."
Balımı iki yana sallayıp ciddiyetimi koruyarak salona ilerledim.
"Çay içilecek bu evde Umut."
"Sen ne dersen o." Umutun yumuşamasıyla gülerek salona adımımı attım. Atmaz olaydım.
İkinci adımım havada kalırken hızla dönüp salondan çıktım.
Umut kaşlarını çatmış bana bakarken sinirle yakasına yapıştım.
"Olum sen niye salonun önünden milyar kere geçtiğin halde salondakileri görmüyosun?" dedim tehditkar fısıldamamla.
Salonda anne ve babasının olduğundan haberi olmadığına emin olmuştum onu suçlamıyordum ama bu kadar da kör olunmazdı ki.
Bana anlamaz gözlerle bakarken beni arkasına çekip salona yavaşça adımladı.
"Arkamda kal." dedi o da fısıldayarak.
Onun aksine ben normal adımlayarak onu çekiştirdim.
"Umut olay yeri basan polisler gibisin. Sadece annen baban içerde." diye fısıldadım.
Durup çatık kaşlarıyla bana döndü.
"Kızım o zaman ne yakama yapışıyorsun bir şey oldu sandım." dedi normal sesiyle. Duyulduğundan eminim.
Dudaklarına elimi bastırdım.
"Görüp deseydin deli gibi bağırmazdım Umut."
Elime öpücük kondurdu ve avuçlarının arasına aldı. Kendimi ne ara salonda bulduğumu da anlayamadım. Anne ve babası bize gülerek bakıyorlardı. Ama yani bi ses çıkarabilirdiniz dimi biz burdayız kızım deli gibi ne bağırıyorsun diyebilirdiniz tesüf ediyorum.
"Anne baba neden haber vermediniz."
Annesi otoriter bir kadın gibi duruyordu. Dışarı karşı sertti ve soğuktu ama oğluna karşı yumuşak ve sevgi doluydu. En azından ben Tura ya olan tutumunu biliyordum.
Kadın aynı ben yahu. Kaynanamla anlaşmayı umuyordum. Kadın bana hediye bile almıştı anka kuşlu. Ama ben her insanın seveceği bir insan değildim. Mesela kadın oğlum bu kız deli heralde diyebilir, ya da bu ne oğluma iş mi yaptırıyosun diyebilir bunlar normal şeyler ben alınmam. Babasına karşı artık daha soğuğum zaten o günden sonra.
Annesi gülümsemeyle oğluna sarıldı.
"Haber vermeye gerek mi var oğlum? Hem ben gelinimi görmek istedim."
Annesinin bana dönüp gülümsemesiyle dedimki tamam. Ben bu kadına düğünümde üç ayak oynatırım.
************************************
Bebeqlerim naberrrr?
Karantina nasıl geçiyo??
Sıkılıyor muyuz??Sizi seviyoorum ve yorum bekliyorum çünkü yorumlarınızı okumak beni çok mutlu ediyo.
Bölüm hakkında veya karakterler hakkında yorum yaparsanız çookk sevinirem 💕 😘 😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜMRÜDÜ ANKA
ChickLitDışlanmış haksızlığa uğramış genç kız Elfida Aslında... O artık ZÜMRÜDÜ ANKA Onu yakıp küllerinden yeniden doğmasını sağlayan Güneşi Umudumu? Belkide Güneşi Umuttur belki Aşkıdır. Bu hikayede sert mafya masum kız yok. 'Sen benimsin' 'Onu giyinmeyec...