31.BÖLÜM

81 8 3
                                    

Medyada sezenciğim var isterseniz dediğim yerde açın aşkolar.

🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️🕊️

Kapımın tıklatılmasıyla başımı kaldırmadan 'gir' komutunu verdim.
Bilgisayara odaklı halde işimi yaparken, temkinli topuklu ayakkabı sesi masama yaklaştı ve önüme güzel kokusu etrafa yayılan kahvemi bıraktı.

"Afiyet olsun Anka hanım."

"Saol." Diye yanıt verdikten sonra çekmecemden dosya çıkarıp incelemeye başladım.

Pınarın hala odamda olduğunu farkedip kafamı kaldırdım. Ona kaşlarımı kaldırarak soran gözlerle baktığımda çekingence konuştu.

"Umut bey sizi odasında bekliyormuş Anka hanım."

Ona bir süre aynı ifadeyle bakıp durumun ciddiyetini anlayınca omuzlarımı düşürüp sertçe nefesimi bıraktım.

"Bu sefer ne istiyormuş?" Diye bezgince sordum.

Saklamaya uğraştığı tebessümünü farkettim. Herkese madara olmuştuk Umut bey yüzünden.

"Çok önemliymiş, hayat memat meselesiymiş." Dedi Umutun sözlerini bana iletirken.

Sertçe iç çekerek göğsümü şişirdim.
Başımı salladım.

"Ona çok önemli işlerim olduğunu söyle lütfen."

İncelediğim dosyaya geri döndüm.
Bir süre bekledikten sonra
Hala gitmemiş olan asistanıma bakıp kaşlarımı havalandırdım.

Çekingence ellerini kenetleyip konuştu.

"Anka hanım... Emin misiniz?"

Umut benim için ne kadar ciddiyetsiz bir insan olsa da, bu sadece benim içindi. İş yaptığı kişilerle daha ciddi bir ilişkisi vardı ve bu asistanımın ona red cevabını iletmekte zorluk çekmesini sağlıyordu.

Sonuçta ne olursa olsun büyük patron Umuttu.

Bu durum gülmeme sebep açıyordu çünkü hayatımda ki en sevimli ve en ciddiyetsiz insanın -Sinan salağı hariç- böyle büyük bir patron olması garipti.

Sinirle yerimden kalktığımda Pınar hızlıca odamdan çıkmıştı.

Ne kadar kızsam da ona kıyamıyordum işte.

Odadan çıkıp hızla bana en yakın odaya adımladım.

Bana yakın olsa da bu koca yönetim karında hatırı sayılır bir uzaklığı vardı.

Umıt beyin odasının önüde geldiğimde kapısını tıklattım. Beyefendi ciddi bir sesle 'gir' dedikten sonra odanın kapısını açıp kocaman olan odaya girdim.

Geniş ve İstanbul manzaralı her girdiğimde hayran bırakan bir odaydı.
Umut koltuğunda oturmuş ciddiyetle ellerini bir psikolog edasıyla birleştirmiş bana bakıyordu.

"Elfida hanım bu ne rezalet?!"dedi hiddetle.

Bezgin tavrımdan ödün vererek kaşlarımı çatıp sorarcasına baktım güzel yüzüne. 

Bu hali bile bana tatlı geliyordu.

"Ne olmuş Umut bey?" Diye sordum rahat ve bir o kadar soru dolu sesimle.

Gergince ceketini düzeltti ve oturduğu tekerlekli sandalyeyi elleriyle hafifçe masadan iterek uzaklaştırdı kendini.

"Gelin kendiniz görün." Dedi tek elini savudarak önündekileri göstererek. Bilgisayarı mı karışık duran kağıları mı yoksa dosyaları gösterdiğini anlamadım.

ZÜMRÜDÜ ANKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin