10.BÖLÜM: Sebastian

3.8K 145 30
                                    

İlk defa bu kadar süre bölüm yazmadım sanırım. O yüzden baya uzun bir bölüm oldu normale göre, bir de tabi bitireceğim yer belliydi onun etkisi var. Kısa kısa dediniz 8 sayfa bölüm oldu valla, hep olmaz ama... Umarım beğenirsiniz. Bu uzunluktaki bol ŞebSelli bölüm yorum hak eder diye düşünüyorum, eksik etmeyiniz lütfen :))

--

Selim giyinip hazırlandıktan sonra telefonunu eline aldı ve emin olmak için Şebnem'in attığı son mesajı okudu. "Saat 10'da gelip beni uyandırırsın, bir dakika erken ya da geç olursa öldürürüm seni." Gülümsemeden edemedi, saat 9.30'a gelmek üzereydi. Arabanın anahtarını alıp evden çıktı. Evin önüne geldiğinde saat 9.52 olmuştu. Aldırmadan arabadan inip zile bastı. Evde kızların olduğunu tahmin ettiği için rahattı.

Kapıyı Almilla açtı gülümseyerek. "Hoşgeldin Selim..."

"Hoşbuldum..." dedi Selim. "Şebnem uyuyor mu?"

Almilla başını salladı. "Odasında, çıkabilirsin." 

Selim teşekkür ettikten sonra yukarı çıktı. Bir kaç oda vardı ama diğer odaların kapısı açık olduğundan ve tarzının Şebnem'le pek uyuşmamasından o odalarda olmadığını anlamıştı. Şebnem'in olduğu odaya girdi, kapıyı yavaşça kapattı. Saate baktı. 9.57. Henüz 3 dakikası vardı, normalde olsa uyandırırdı ama şuan pek cesaret edemiyordu. Odaya göz gezdirdi, her zamanki gibi dağınıktı, kıyafetler, ayakkabılar ve çantalar etrafı kaplamıştı. Masanın üstünde tonlarca makyaj malzemesi vardı. Sonra tekrar Şebnem'e döndü, yatakta arkasında kalmış olan büyük peluş ayıyı gördü. Gülümsemeden edemedi ve Şebnem'in uyanmamasına dikkat ederek eline aldı. 'Bay Ego'ydu bu. 

--

İzmir, 2004

Şebnem'in 14.yaş günüydü. Masanın etrafında arkadaşları vardı, en yakınında duran isim de tabiki Selim'di. Şebnem Selim'e gülümseyerek baktı, sonra gözlerini kapatıp mumları üfledi.

Herkes alkışlarken Selim yanına yaklaşıp sordu. "Ne diledin?"

Şebnem gülümsedi. "Bir şey dilemedim."

"Niye?" dedi Selim şaşkınlıkla.

"Dileyecek birşey bulamadım, mutluyum çünkü yani isteyebileceğim her şeye sahibim."

Selim gülümseyerek başını salladı. "İçeri gidelim mi?"

Şebnem sordu. "Neden? Arkadaşlarımız burda."

Selim omuzlarını kaldırdı umursamadan. "Bekleyebilirler bence çok kısa sürer, hediyeni vermiyim mi?"

"Yaa! Ne aldın?" Şebnem'in gözleri mutlulukla parladı. 

"Gel içeri..." dedi Selim gülümserken. Şebnem'in birşey demesine izin vermeden elinden tutup odasına götürdü. Yatağın üzerinde devasa boyutlarda bir ayı oturuyordu. Şebnem gülmeye başladı, yatağın yanına oturup ayıya sarıldı. "Ya çok güzel bu!" dedi şaşkınlıkla.

Selim gülümsedi. "Sen böyle şeylere çok meraklısın ya ondan." dedi, Şebnem o sırada ayıyı sevmekle meşguldü. "Beğendin mi cidden?"

Şebnem ayağa kalkıp sarıldı Selim'e. "Deli misin? Çok beğendim." 

Selim de gülümseyip ellerini Şebnem'in beline doladı. Şebnem başı Selim'in omzundayken düşünmeye başladı. "Ama bir isim vermek lazım... Ne desek?"

Sonra geri çekilip Selim'e baktı, Selim gülümsedi. "Sen bilirsin..." dedi mırıldanarak.

Şebnem hala düşünüyordu. "Seni hatırlatacak bir şey olmalı..."

Yarım Kalan Hikaye (ŞebSel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin