Adeta birbirine yapışmış kirpiklerimi güçlükle birbirinden ayırdım. Gözlerime dolan güneş ışığı gözlerimi kamaştırmıştı. Bu bile canımı acıtıyordu. Her yerim ağrıyordu.
Aklıma dolan anılarımla kanımın çekildiğini hissettim. Bana ne olmuştu öyle? Korkuyla ellerime baktım. Artık parlamıyordu. Derin bir nefes aldım.
Hepsi rüya mıydı?
Olabilir miydi?
Yerimden doğrulmaya çalıştığımda karnıma saplanan bıçak gibi acıyla kalkma çabalarımı bıraktım. Kaburgalarımın battığını hissediyordum. Bir süre bekledikten sonra yerimden acıya rağmen güçlükle doğruldum. Yeni fark ettiğim gerçekle kendi kendime konuştum.
"Neredeyim ben?" Aklıma gelen kötü düşünceler mekanik sesle bölündü.
"Şu anda Avengers binasındasınız. Güvendesiniz Bayan Cooper."
"Sen de kimsin?"
"Ben Friday. Bay Stark'ın geliştirdiği çok akıllı bir sistemim." Dudaklarım usulca kıvrıldı. "Tanıştığımıza memnun oldum Friday."
"Eğer bir kalbim olsaydı sizi sevdiğimi söyleyebilirdim Bayan Cooper."
Friday'in sözleri üzerine gülümsemem iyice büyüdü. Aklıma sonradan gelen düşüncelerle durgunlaştım. Eğer Friday'i hatırlıyorsam dün yaşadıklarım da gerçek olmalıydı. Peki ya Yüzbaşı? O iyi miydi? Onu kurtarabilmiş miydim?
"Friday." Diye seslendim. "Sizi dinliyorum Bayan Cooper."
"Yüzbaşı Rogers'ın nerede olduğunu öğrenebilir miyim?"
"5 saniye sonra yanınızda olacak efendim. Uyandığınızı rapor ettim. Yanınıza geliyor." Friday cümlesini bitirdiğinde kapı açıldı. Yüzündeki kocaman gülümsemesiyle Steve Rogers içeri girdi.
Onu gördüğümde bir çocuk gibi sevindim ama vücudumdaki ağrılar yüzünden sadece dudaklarımı biraz gülümsemeye zorlayabildim. Bu bile canımı yaktı ama belli etmemeye çalıştım.
"Sonunda uyandın." Birkaç büyük adımda yanıma geldi. Ayağa kalkmaya çalıştım ama vücuduma saplanan ağrı yüzünden acıyla inledim. Yanıma gelip kollarımdan tuttu ve beni dikkatlice yatağa geri oturttu. O bunları yaparken konuştum. "Benden öyle kolay kolay kurtulamazsın."
"Bizi çok korkuttun. Üç aydır uyuyorsun." Gözlerim şaşkınlıkla kocaman açıldı. "Üç ay mı? Yüzbaşı bana ne oldu?"
"Bilmiyorum. Sen uyurken biz bunun üzerine baya bir çalışma yaptık ama bir sonuç elde edemedik." Yüzüme düşen bir tutam saçımı kulağımın arkasına itti. "Sen şimdi bunları düşünme. Bu şey her ne ise hep birlikte bulacağız."
"Teşekkür ederim Yüzbaşı. Sen olmasaydın ne yapardım bilmiyorum-"
"Evet sen yeni bir teşekkür faslına başlamadan önce gidelim." Ayağa kalktı ve beni dikkatle kucağına aldı. "Bizimkiler seninle tanışmak için sabırsızlanıyor." Odadan çıktığında konuştum. "Yürümek istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐒𝐓𝐄𝐋𝐋𝐀𝐑 • 𝐒𝐭𝐞𝐯𝐞 𝐑𝐨𝐠𝐞𝐫𝐬
FanfictionGerçeklik. Sizler için bilimden ibaret. Düşüncelerden, fikirlerden, inançlardan... Belli bir sınır dahilinde çizili bir şartlı öğrenilmişlik. Benim içinse hayal gücümün uçsuz bucaksız denizlerinden, aklıma gelebilecek en uçuk fikirden, isteklerimden...