Azra ve hayal'le sohbet ederken bizim yaşımızda çok yakışıklı bir çocuk yanımıza gelmişti. Masadaki boş fincanları alıp tepsiye koydu. Galiba burada çalışıyordu. Ben onun her hareketini gözlerimi kırpmadan izliyordum. Gerçekten çok yakışıklıydı . Göz göze geldiğimizde bir süre yüzüme anlamsızca baktı. Daha sonra içeriye doğru gitti. Ben arkasından bakakaldığımda azra konuşmaya başladı. "O bakışlar neydi be eylül"dediğinde sırıtarak ona döndüm. "Kızlar bundan sonra ben hep buradayım " dediğimde ikiside gülmeye başladı. "Neyse bekleyin ben hesabı ödeyip geleyim"dedim. Onlar sırıtarak " Hesap ödemek bahane bakışmak şahane"dediklerinde gülerek içeri doğru ilerledim. İçerde çalışanlar vardı. Ama kasada o bekliyordu. Heyecanla kasaya doğru ilerledim. Hesabı ödediğimde gülümseyerek "tekrar bekleriz iyi günler"dedi o kusursuz sesiyle. "İyi günler"diyip sevinçle arkama döndüm ve dışarı çıktım. Oturduğumuz yere ilerlediğimde kızlar yüzümümdeki ifadeyi inceleyip "noldu bu kadar sevindin?"diye sordular. "Kendisi gibi seside çok güzel"dediğimde gülüşmeye başladılar. Kafeden çıkıp kızları eve bıraktım. Daha sonra eve geçtim. Kapının anahtarını evde unuttuğum için zili çalmaya başladım. Annem kapıyı açtığında ona şaşkınca bakakaldım. "Anne bu ne güzellik "dediğimde gülümseyerek sarıldı. "Misafirlerimiz gelecek baban ortağını yemeğe çağırmış "dediğinde gözlerimi büyülterek ondan ayrıldım. "Ne aliler birazdan buraya mı gelecek?"diye sorduğumda başını olumluca salladı. "Anne ben o zaman hiç içeri girmiyim direk gideyim"diyerek arkamı döndüm. Annem kolumdan yakalayıp zorla evin içine soktu. "Eylül işimi zorlaştırma kızım çık yukarı hazırlan "dediğinde oflayarak odama çıktım. Annemin ve babamın diline düşmemek için hızlıca giyinmeye başladım. Pek özenerek hazırlandığımı kimse söyleyemez. Siyah pantolon üstünede bol yeşil bir kazak giydim. Aynanın karşısına geçip saçlarımı yapmaya başladığımda boynumdaki çiziği fark ettim. Biraz kanamıştı ama önemli bir şey gibi görünmüyordu. Sadece bir çizik. Yara bandı yapıştırsam mı diye düşünmeye başladığımda daha çok dikkat çekeceğini anlayıp vazgeçtim. Saçlarımı dalgalı yapıp hafif bir makyaj yaptım. Kendimi o süslü kadına laf ettirmek istemezdim. Süslü kadın diye bahsettiğim alinin annesi. Parfümümden bir kaç fıs sıkıp aynadan kendimi izlemeye başladım. Hazırlanmam bitmişti gayet güzel görünüyordum. Odamdan çıkıp aşağıya indim. Annem mutfaktan çıkmıyordu. Onun yanına gidip yanağına öpücük kondurdum. Annem bana dönüp baştan aşağıya süzdüğünde "çok güzel olmuşsun ama keşke sana aldığım elbiseyi giyseydin"dediğinde gözlerimi devirerek sandalyeye oturdum. "Ben kendimi böyle daha rahat hissediyorum"dediğimde bana dönüp gülümsedi. "Peki sen bilirsin"diyerek tekrar yemeklerini kontrol etmeye başladı. "Babam nerde? "diye sordum." Salonda haber izliyor".
Zil çaldığında annem hızlıca ellerini yıkayıp kuruladı. Mutfaktan çıktığımızda babam ve annem birlikte kapıya ilerledi. Ben arkalarından yavaş yavaş gidiyordum. Kapıyı açıp hoş geldiniz diyerek sırasıyla selamlaşıp sarılmaya başladılar. Bende isteksizce ellerini öpüp sarıldım . Ali arkadan gelip asık bir suratla babam ve annemin elini öpüp sarıldı. Sıra bana geldiğinde yaklaşıp kollarını bana sardı. Annemiz ve babalarımız bizce şaşkınca bakıyorlardı. Ben ayrılıp elini sıkarak" hoşgeldin arkadaşım "dedim. Ali sırıtıp "hoşbuldum arkadaşım "dedi. Babam "çocuklar siz kavga etmeden durabiliyor muydunuz ya"dediğinde ali gülerek "biz artık çocuk değiliz "dedi. Ya ne demezsin çocuktan bile daha beteriz biz. Başımı olumluca sallayıp "aynen artık kavga etmiyoruz biz"dedim. Onlar gülümseyip "aferin size"diyerek aliyle ikimizin belini okşadılar. Beraber yemeğe geçip karnımızı doyurmaya başladık. Babam ve alinin babası baş köşelere geçti . Annem ve alinin anneside karşımızda bizde aliyle yan yana oturuyorduk. Ali masanın altından elimi tuttuğunda hızlıca elimi çektim. Sevgilin var gerizekalı utanmıyormusun başka kızların elini tutmayı. O tekrar elimi yakalayıp sıkıca tuttuğunda ayağına sertçe vurdum. Ali acıyla bağırdığında herkes aliye bakmaya başladı. Babası "noldu oğlum "diye sorduğunda "kramp girdi baba sadece kusura bakmayın" dedi. Bana dönüp sırıtmaya başladı. Daha sonra tekrar yüzü asılmıştı. Dengesiz . Yemek faslı bittiğinde anneme masayı toplarken yardım ettim. Daha sonra kahve yapmaya başladık. Annem önden gidip salonda oturan misafirlerle sohbet etmeye başladı. Bende kahve olduktan sonra fincanları tepsiye koyup salona ilerledim. Hepsine ikram edip tepsiyi masaya koydum. Kendim tekli koltuğa oturup onların sohbetine dahil oldum. Babam haftasonu olan piknikten bahsettiğinde dikkatle onu dinlemeye başladım. Konuşması bittiğinde ortağıyla eski günlerden konuşmaya başladı. Annemde alinin annesiyle modadan konuşmaya başladı. Bizde aliyle birbirimize bıkkınca bakışlar atıyorduk. O sırada annem bunu fark etmiş olacak ki "Eylül aliyi odana götürebilirsin. Sohbet edersiniz telefon oynarsınız"dedi. Ben başımı olumluca sallayıp aliye kalkması için işaret ettim. Beraber kalkıp merdivenlere ilerledik. Odama girdiğimde ali hemen yatağıma zıplayıp uzandı. " Yavaş ol lan ayı" dediğimde gülerek bana döndü. "Valla sıkıldım aşağıda ya ne bitmez muhabbetleri varmış bunların "dedi. "Haklısın"dedim . "Eylül ben burda dinleneceğim rahatsız etme 5 dakika "dediğinde "tamam be" diyerek telefonumla oynamaya başladım. O sırıtarak gözlerini etrafta gezdirmeye başladı. Telefonum çalmaya başladığında arayana baktım . "Kızılım❤" yazısını gördüğümde hemen açıp telefonu kulağıma dayadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFRETTEN DOĞAN AŞK
Teen Fiction... "İnsan hiç ölesiye nefret duyduğu birine aşık olabilir mi?" -"OLABİLİYORMUŞ." ...