25.bölüm

466 33 16
                                    

Multideki şarkıyı açın  öyle okuyun. Umarım beğenirsiniz iyi okumalar.

Yolculuk  hâla devam ederken birisi şoföre müzik açtırmıştı. Buray -mecnun çalıyordu. Camdan yolu izliyor ve etrafa bakınıyordum. Canım sıkılınca  telefonumu açıp instagramda dolaşmaya başladım. Ve içimden çalan şarkıyı söylemeye koyuldum. Melodi bitince sözlerine ayak uydurdum.

Bir Gülüşünde Başladı
Yüreğimde Fırtına
Bana Hiç Danışmadan
Aşk Kapımda
Sen Bahara Ahenk Veren
Sarmaşık Yedi Veren
Güneşimde Can Bulup Sarılsan

Yar Ne Olur Dokun Bir Kere
Yüreğim Yaprak Döküyor
Beni Görsen Sensiz
Halim Sonbahar
Tenin Sokulur Yakınlarıma
Dokunur Dudaklarıma
Hayalin Yetmiyor
Gel Ol Yanımda

Sevdalar Sevdalar
Bir Güler Bir Ağlar

Mesaj geldiğinde kimden geldiğine baktım. Ali atmıştı. Arkamı dönüp onlara baktığımda hâla attığı mesaj sayfasındaydı . Arkamda oturuyordu. Diğerleri telefonla oyalanıyor bazılarıda uyuyordu.

AliGöktürk: Nasıl Güzellik Allahım .Kalbe Zarar.

EylülAcar : Gitsem mi, kalsam mı? Mecnuna sorsam mı?

AliGöktürk: Kül Olur Ateşe Dayanmaz .Bu Şehir Yanar.

EylülAcar: Bir Gülüşünde Başladı.
Yüreğimde Fırtına.

AliGöktürk: Bana Hiç Danışmadan. Aşk Kapımda.

EylülAcar: Yeter tamam sıkıldım.

AliGöktürk: Geleyim mi yanına ?

EylülAcar: Hayır gelme zaten yanlış anlaşılıyoruz yeter bence bu kadar.

AliGöktürk: Onlar umrumda mı sence?

EylülAcar: Benim umrumda . Biz birbirimizden nefret eden iki insanız anladın mı  ? Artık benden uzak dur.

AliGöktürk: Çok beklersin . Gelirken yanına oturucam .

Onun mesajına görüldü atıp telefonu kenara bıraktım. Daha sonra başımı cama yaslayıp gözlerimi kapattım. Ve yavaşca uykuya teslim ettim  kendimi.

Birisi kolumu dürtüp duruyordu . "Eylül eylül hadi kalk geldik" alinin sesini duyduğumda gözlerimi hafifçe araladım. "Tamam git ben geliyorum"dediğinde başını olumluca sallayıp  otobüsün arka kapısından aşağıya  indi. Bende doğrulup  etrafa bakındım. Tek ben mi kalmıştım ya . Telefonumu aradım ama bulamadım. Ama ben kenara koymuştum nereye giderdi ki . Birisi mi çaldı acaba. Oha yani eylül senin telefonunu niye alsınlar ki.  Koltuğun aşağılarını bakındım ama yoktu. Belki kızlar kaybolmasın diye almış olabilirlerdi. Daha fazla oyalanmayıp aşağıya indim. Temiz hava ciğerlerime dolmuştu hemen. Çok güzeldi burası ağaçların gölgeleride  çok güzeldi. Biraz daha ileri gittiğimde hazırlanan masaları gördüm. Karşıdan  azra bana doğru  geliyordu. Beni gördüğünde hızlanıp hemen yanımda belirdi. " Bende tam seni uyandırmaya geliyordum gel hadi bizim masamız hazır" diyip koluma girdi. Beraber masaların olduğu tarafa ilerliyorduk.  Azraya dönüp konuşmaya başladım . "Azra benim telefonumu gördünüz mü yanımdaydı ama uyandığımda bir baktım kaybolmuş" dedim. "Görmedik ama yemekten sonra ararız hadi gel "dedi. Masaya oturduk. Ali yanımda oturuyordu azra karşımda.  Diğerleride onların yanlarında oturuyorlardı.  Azra  ve kayranın yaptığı zeytinyağlı sarmalardan yemeye başladım. Azranın sarmaları kalem gibiydi kayranın ise tahta kalem. Çatalımı kayranın sarmasına saplayıp azranın yanındaki kayraya bakarak konuşmaya başladım . "Kayracım bunlar tahta kalem herhalde "dediğimde yüzünü asarak " yav he he "dedi. "Sonuçta hepsi mideye gidiyor ne farkedecek tahta kalem filan" dediğinde güldüm . "Aynen haklısın"diyip sarmayı ağzıma atıp çiğnemeye başladım. Boğazımda takılı kalmıştı . Öksürmeye başladığımda azra su uzatıyordu . Ama uzanıp alamıyordum öksürmekten . Kayra gülerek "bedduam tuttu galiba kanka"dediğinde hem öksürüp hem ona kötü bakışlar atıyordum. Ali ona boş su  şişesini atıp  "gerizekalı"dedi.  Hâla öksürüğüm devam ediyordu. Ali belime vurmaya başladı. Azranin uzattığı suyu alıp içirmeye başladığında azıcık da olsa sakinleşmeye başlamıştım. Daha iyi olduğumda kayranın sırıtan yüzüne ters ters bakıp konuşmaya başladım. "Gerizekalı bi sarma yüzünden niye beddua ediyorsun"dediğimde omzunu silkip "banane banane"dedi. "Küçük çocuk " dediğimde kayra takmayıp yemeğine devam etti. Herkes yemeğini bitirip eşyalarını toplamaya başladı. Biz ise aliyle oradan uzaklaşıp bir  ağacın gölgesine oturduk. Aliye dönüp konuşmaya başladım." Ali sen benim telefonumu gördün mü ? Yanımdaydı ama uyandığımda bulamadım"dedim. O gülerek elini cebine attı. Cebinden telefonum çıktığında koluna vurup "mal niye aldın telefonumu"dedim. Gülerek "instagramdan zor oluyordu numaranı aldım birde birkaç fotoğrafını"dediğinde karnına dirseğimi geçirip "sapıksın yemin ederim galerimi niye karıştırıyorsun mal özelim vardır"dedim. Karnını eliyle tutuyor ve  hâla gülüyordu . "Valla galerinde sadece ikimiz vardık. Birde hayal ile azra. Kızım bana özel klasör açmışsın  "dediğinde gülerek "gerizekalı o fotoğrafları saatlerce baktığımımı sanıyorsun  çıkarttırıp yüzüne işkenceler yapıyorum "dedim. O inanmamış gibi başını aşağı yukarı salladı. Aslında yalan değildi ara sıra saatlarce bakıyor sinir olduğum zamanlarda ise işkence yapıyordum. Ali gülmeyi bırakıp ciddi bir şekilde konuşmaya başladı. "Ha aralarda da yakışıklı erkekler vardı . Onların hepsini temizledim"dediğinde daha çok vurmaya başladım kolunu. O eliyle kendini korumaya çalışıyordu. Başaramadığını anladığı an elleriyle belimi kavrayıp çimlere yatırdı. Ben vurmayı bırakmıştım . Çünkü ellerimide hapsetmişti. Kendiside yere yatıp beni üstüne çekti. Aşağıya doğru yuvarlanmaya başladığımda gülmeye başladım. "Ali durdur ya belimiz acıyacak "dediğimde gülüp kendini durdurdu. Ben altındaydım o üstümde fazla ağırlığını  vermiyordu ama yinede biraz ağırdı. Bir süre öylece gözlerimizi hiç ayırmadık. "Otobüste neden öyle dedin senden uzak durmamı neden istiyorsun ?"diye sordu. Sana aşık olmaktan korkuyorum bağlanmaktan korkuyorum. Beni üzersin diye korkuyorum. Tabiki bunları söyleyemezdim ona . "Bir birinden nefret eden iki insan neden yakın olsun ki birbirine"dedim. O gülümseyerek "ben senden nefret etmiyorum eylül"dediğinde başımı inanmamışcasına salladım. Keşke sallamasaydım be çünkü dudaklarım onun dudaklarına hafifçe değmişti. Ali sırıtarak "bak 2 oldu "dedi . Üstümüze aniden gölge gelince bakışlarımı aliden çekip havaya baktım. Bakmamla kayranın sırıtan yüzünü görmem bir oldu. Off çocuk sen arama kurtarma mısın? Her kaybolduğumuzda bulup beni kurtarıyorsun. Alide kayrayı fark ettiğinde üstümden kalkıp elini uzatıp benide kaldırdı. Kolunu kayranın omzuna atıp "noldu kardeşim "diye sorduğunda kayra gülüp " bana bir şey olmadıda siz baya aşık olmuşsunuz "dedi. Ben  "yok öyle bir şey "dediğimde gülüp "yav he he "dedi. Ali sırtını vurup tekrar sıvazladı. "Kayra noldu söyle "dedi. Kayra gülerek "tamam tamam hadi maç yapıcaz gelin "dediğinde gülümseyerek"tamam hadi  takımlarını kurdunuz mu?"dedim. Başını olumsuzca sallayıp "sizi bekliyoruz hadi gidelim  "dediğinde beraber geldiğimiz yere geri döndük. Sadece bizim sınıf oynuyordu . Diğerleri başka oyunlar oynuyordu. Ali ve rüzgar ikiye ayrılıp sırayla içimizden birimizi seçip takımına alıyorlardı. İlk önce ali seçecekti. Ali sırıtarak "eylül gel "dediğinde oflayıp onun yanına ilerledim. Hepsi alkışlayıp oolamaya başlamışlardı bile. Onları takmayıp alinin yanında bekliyordum. Takım seçmesi bittiğinde herkes takımına geçip planlar kurmaya başlamışlardı kendi aralarında . Rüzgar  'yankı , bora ,hayal , vs.kişileri seçmişti. Ali ' ben ,kayra, azra, damla , vs. kişileri seçmişti. Maç hazırlıkları bittiğinde kalecimizi seçtik. Bizim kalecimiz damla onların kalecisi ise  yankıydı. Maç başladığında top alideydi. "Pas at pas "diye bağırdığımda topu bana ayağıyla gönderdi. Aralarında sürüyerek topu kalelerinin yanına getirmiştim. Attığımda yankı kaleye girmesine izin vermedi. Top tekrar bana geri geldiğinde daha sert vurup kaleye gönderdim. Top yankıdan kurtulup kaleye girdiğine gülerek kendi tarafımıza koşturmaya başladım. Yankı ise kendini yerlere attı. Belimde iki el hissetiğimde birisi havaya kaldırıp döndürmüştü. Bu kim olabilirdi ki aliden başka ali beni yere bırakıp yanağımı küçük öpücük kondurdu. Herkes bize bakmaya başladığında anlaşılmaması için hemen yanağımı sildim. Kayra yan taraftan  aliye bakarak konuşmaya başladı. "Kanka her gol atana böyle uçurup yanağından öpeceksen bütün goller sana feda olsun" dediğinde hepimiz gülmeye başladık alide dahil. Tekrar oyuna devam ettiğimizde top bizim kaleye yanaşmıştı. Her ne kadar girmesini engellemeye çalışsakta kalede damla varken bu pek mümkün değildi. Top kaleye girdiğinde sinirle yere çöktüm kayra gelip kollarımdan kaldırmaya çalıştı. "Yenge kalk kalk intikamını alacağız "dediğinde onu ellerimle ittirmeye çalışıyordum. Ali yanımıza gelerek onu kenara itip "bırak lan kızı"dedi. Kayra gülerek kenara ilerledi. Ali de beni belimden kaldırmaya çalıştığında azra yanımıza gelip onu ittirdi . "Bıraksana kızı"dediğinde beni ve kayrayı gülme krizi tutmuştu. Oyun tekrar devam ederken kayra topu aralardan onların kalesine sürmeyi başarmıştı. Rüzgara bakıp " bak kanka bu gol sana gelsin "diye bağırdığında rüzgar umutla yankıya bakıyordu.  Kayra topu kaleye gönderdi . Girdiğinde   rüzgar diz üstüne çöküp "yankı geberticem seni merak etme "diye bağırdı. Kayra ise  koşarak alinin kucağına zıpladı. Ali ona bıkkınca  bakışlar atıyor ve düşmesini istediği için tutmuyordu. Kayra bir süre sonra yeri boylamıştı yüzünü asarak yüz üstü dönüp yerden  kalkmamıştı.

_______________________________

Umarım beğenirsiniz bu bölümü bu arada hikaye bölüm günlerini hazırladım. Umarım uygundur. Diğer hafta deneyeceğim olmazsa tekrar karışık devam edeceğim.

 Diğer hafta deneyeceğim olmazsa tekrar karışık devam edeceğim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
NEFRETTEN DOĞAN AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin