40.bölüm

546 37 37
                                    

Tam kapıdan çıkacakken tekrar arkama dönüp ona baktım. Keşke  uyanık olsaydı da duysaydı bunları. Bende harbi dengesizdim . Bir uyanık olmasın istiyordum birde uyanık olmamasını istiyordum. Sinirle kütüphaneden çıkıp kapıyı kapattım. Karşıdan gelen hocayı gördüğümde derin bir nefes aldım ve olduğum yerden kıpırdamayıp onun gelmesini bekledim. Gülümseyerek yanıma geldiğinde hemen konuşmaya başladı. "Bitti mi kitabın ?" Alnıma düşen saçlarımı düzeltip başımı olumluca salladım. "Bitti hocam ama ali uyuyakalmış"

Güldü eliyle kütüphaneyi işaret ederek "ee uyandırsana ben mi uyandıracağım evladım"dediğinde gülümsedim. "Ama hocam ben gidiyordum."

"Beraber gidersiniz hadi uyandır bende çıkıyorum"dedi merdivenlere doğru ilerleyerek. Havalıydı ama aynı zamanda iyi birisiydi de. Hatırlat alnından öpeceğim hocam.

Şaka yaptım tabiki öpmeyeceğim ben sadece aliyi öperim. Ne diyorsam hâla ? Az önce kapattığım kapıyı açıp tekrar içeri girdim. Ali hâla uyanmamıştı. Yanına yaklaşıp sessizce adını mırıldanmaya başladım. "Ali ali uyan artık" . Bir süre sonra yavaşca gözlerini açtı . Kendine zar zor gelirken bir etrafa bakıyordu birde bana. Aniden sırıtmaya başladığında bende onla sırıtmaya başladım. Allah'ım niye durduk yere sırıtıyordum ki ? Aşk böyle bir şey galiba.  

"Uyuyamı kalmışım ben  " dediğinde başımı olumluca salladım. Ayağa kalkarak masadaki telefonunu aldı. Kilidini açarken hafifçe yanına yaklaştım. Telefonu göz gezdirdiğimde  bir çok  bildirim olduğunu gördüm. Boyum yetmediği için parmak uçlarımla yükselip kolunu tuttum. O bildirimleri sırasıyle elerken bende kimden geldiklerine bakıyordum.  Kayradan yeni bir mesaj geldiğinde tıklayıp hemen açtı.

Kayra: Yengemle hayırlı işler

Kayra: Şimdi dövmeye filan gelirsiniz beraber şaka yapıyorum ikinize de çok çok selam . Hayırlı işler tekrar.

Şebekti bu çocuk ya. Ali saçlarıma bir öpücük kondurduğunda kalbim hemen hızlanmaya başlamıştı. Bu da hızlanmak için yakınlaşmalarımızı bekliyordu herhalde. Başımı kaldırıp ona baktığımda gözlerini kapatmış gülümsüyordu. "Papatyam"

Bu çocuk insafsız mı ya öldürecekti  şimdi beni tatlılığından. Daha sonra gözlerini açıp tekrar telefonuna baktı. Ve telefonu kapatıp cebine koydu. Bana dönüp  gülümseyerek konuşmaya başladı. "Sen bugün arabanla gelmedin dimi"dediğinde "evet babamla gelmiştim"dedim. Elini elime kenetleyerek "hadi gel "dedi. Beraber koşarak merdivenlerden inerken ellerimize bakıp sırıtıyordum. Arabasının yanına geldiğimizde kapıyı açarak binmemi bekledi. Ben bindikten sonra kapıyı kapatıp kendi kapısına dolandı. Kapıyı açıp bindi ve tekrar hızlıca kapattı. Bakışlarını bana çevirdiğinde  gülümseyerek gözlerindeki parıltıya baktım.

Arabayı çalıştırıp okuldan çıktı. Nereye gittiğimizi bilmiyordum bilmek de istemiyordum. Onunla olmak , onun gülüşünü izleyebilmek, maviş gözlerine bakabilmek bana yetiyordu zaten. Daha sonra  camdan dışarı izlemeye başladım. Bir süre sonra bir yerde durduğumuzda başımı çevirip neresi olduğunu anlamaya çalıştım . Burası alilerin eviydi ama burda ne işim vardı ki benim. Bavulunu toplamaya yardım mı edecektim. Bir süre şu gitme mevzusunu açmak istemiyordum. Yoksa çok sinirlenip bu anı mahvederdim.

"Neden getirdin beni buraya? " diye sorduğumda sessizliğini korudu. Arabadan inince bende kapımı açıp dışarıya çıktım. Yanıma gelip tekrar ellerimden tuttu. Ve eve doğru yürümeye başladık. Kapının önüne geldiğimizde diğer elini cebine sokup anahtarı çıkarmaya çalıştı. Ama çıkaramıyordu tabiki. Elimi bırakmaya çalıştım ama izin vermedi. "Ali çıkaramıyorsun baksana bırak elimide çıkar" dedim. Gülerek "hayır olmaz elini asla bırakmam"dedi. Daha sonra biraz daha uğraştıktan sonra çıkarmayı başarmıştı. Gülerek anahtarı gösterdi ve kapıyı açtı. Anahtarı kapıdan alıp tekrar cebine koydu. Etrafa bakınırken merak ettiğim soruyu sordum. "Annen baban yokmu evde ?"

"Hayır gezmeye gideceklerdi arkadaşlarına  orda kalmışlardır. "
Başımı olumluca salladım ali elimi bırakmazken mutfağa doğru ilerlemeye başladık. "Ben çok acıktım "dediğinde güldüm. "Valla bende çok acıktım."

Buzdolabının kapağını açtığında şaşkınca bakakaldım. Tıka basa doluydu. Onun elini bırakarak hemen çikolatalara saldırdım. Alinin gülüşünü işittiğimde başımı kaldırıp onu izledim . Gamzelere bak gamzelere .

Çikolataları aldıktan sonra ali elimden tutup odasına çıkarmaya başladı. Merdivenlerden çıkarken alinin odasından çıkan yardımcı kızı gördüm. Bizi gördüğünde gülümseyerek "hoşgeldiniz"dedi. Ali başıyla selam verip konuşmaya başladı. "Sen çıkıyorsun galiba ?" Kız başını olumluca salladı. "Tamam " . Ali kapıyı açarak gülümsedi ve içeri girmem için işaret etti  . Gülümseyip içeri girdim. O da peşimden gelerek kapıyı kapattı. Ve anahtarıyla kilitledi.

Yatağına oturup elimdeki çikolatarı masanın üstüne koydum. Alide yanıma gelip oturdu. "Hani acıkmıştın?"diye sorduğunda  "İştahım kaçtı " dedim. Sırıtıp  diz üstü bilgisayarını getirdi yatağa uzanıp benide yanına çekti. Başımı omzuna koydum  ve biraz daha boynuna sokulup kokusunu içime çektim. Hayatımın sonuna kadar burada kalabilirdim.

Film açtıktan sonra öylece izlemeye başladık. Aslında film filan izlemiyordum sadece aliyi izliyordum ekrandan . Bir süre daha filmi izledikten sonra ali bilgisayarı üstünden alıp yan tarafındaki masaya koydu. Ben  onun ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. Hemen bana dönüp ellerini saçlarıma götürdü. Daha sonra elinin tersiyle yanağımı yavaşca okşadı. Fısıltı şeklinde konuşmaya başladı . Nefesi yüzüme çarpınca geriliyor heyecanlanıyordum. "Biliyor musun gitmekten vazgeçtim bir dahada asla böyle bir şey düşünmeyeceğim  "dediğinde gülümsedim. Gitmiyordu ya gitmekten vazgeçmişti. Yüzüm değişik hallere girerken ali gülümseyip burnuma dokundu. "Bakıyorumda sevindin."

"Sevindim." Daha sonra burnumdaki parmağını yavaşca çekip dudağıma getirdi. Yavaşca okşarken kalbim harekete geçmişti bile. "Özledim."

"Ne ?" Yüzünü yüzüme yaklaştırıp bir kaç santim bırakacak şekilde durdu. "Seni özledim dudaklarının tadını özledim."

Ne yani duymuşmuydu  söylediklerimi ? Utançla elimi yüzüme getirdim. "Sen çok iyi oyuncusun ya"diye hafifçe bağırdığımda gülüp yüzümdeki elimi çekmeye çalıştı. "Bunu yapmak zorundaydım senin sadece o zaman cesaretin geliyor."

Haklıydı. Bir tek o zaman ilgileniyordum onla. Elimi hafifçe yüzümden çektim. O gülerek ellerini yanaklarıma getirdi. "Isırıcam şimdi kızaran yanaklarını ." Ve dediğini yaptı .

"Hadi kütüphanedekinin devamını getirelim"dedi gülerek. Başımı olumluca salladım. Yüzünü tekrar yüzüme yanaştırarak dudağını dudağımın üstüne bastırdı. Tam orada eriyecektim neredeyse. Beceriksizce karşılık veriyordum ona . Üst dudağımı dudağının arasına alıp emdi. Elleri belimi sararken bende onun  saçlarıyla oynuyordum.

Bende ölücem şimdi tatlılığınızdan 😍. Bu sahneyi beklediğinizi biliyordum . Yorumlarınızı bekliyorum, vote atmayı unutmayın sizi seviyorum 💙.

NEFRETTEN DOĞAN AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin