3. Bölüm - Kara Mücevher

145 50 28
                                    

KARA MÜCEVHER

Yerleri süpüren, siyah tüllü elbisemin eteklerinden tutarak arabaya binmem için yardımcı olduktan sonra, epey kibar bir tavırla sol elime yumuşak bir öpücük kondurdu. Cevaben gülümsemek ile yetindim ama bundan daha fazlasını dile getirmeyi ve yapmayı arzu ettiğimi, içten içe kendisi de biliyordu. '' Davet bittiğinde sizi köşke geri getirmek için bizzat kendim geleceğim.'' dedi hislerini örtbas eden bir ifade ile. ''Keşke siz de gelebiliyor olsaydınız.'' diye yanıtladım onu.'' Şatodan aileme gelen bir davetiye olmadı.'' dedi zümrüt yeşili ve okyanus mavisi karışımı gözlerini, gözlerimle buluştururken. Yeniden gülümsedim. '' O halde, sizi Kara Mücevher'in girişinde bekleyeceğim.'' dedim ve az önce çıkardığım parlak,kadife eldivenimi tekrar taktım.Annemin yüzüğü, işaret parmağımda sağ elimdeki eldivenin üzerinden büyük taşı ile göz kırpıyordu. Arabanın kapısı kapandı. Atlar yavaş yavaş hareket etmeye başlerken; ''Aslan'ı çağırmamış olmaları biraz garip geldi bana. Sonuçta başkent koruma birliği liderinin oğlu. Pardon eski liderinin...''dedi İzem sorgulayan gözlerle. ''Sence o aşağılık kaltak benim geleceğimi bildiği bir davete Aslan'ın çağırılmasına izin verir mi? O tacı taktığında Aslan hayatıma yeni girmişti. Ülkedeki herkes beni hayatına dahil etmek istediğini biliyordu. Babamın aklına girip her şeyimi çaldığı yetmiyormuş gibi bir de aşk denen kutsal değere sahip olmamı engelledi. Peki ya ben ne yapabildim? Hiçbir şey! Seneler önce müdahale etmeye başlamam gerekiyordu. Ruh sağlığım o kadar bozuktu ki, bırak savaşmayı yataktan çıkmayı bile reddediyordum.'' dedim gözlerimi devirerek.

'' Ne olursa olsun, Aslan seni istemekten vazgeçmedi Alçin. Hala pek çok kişi gizli gizli de olsa görüştüğünüzü biliyor.''

'' Bilinmesinden hoşlanmıyorum. Aşırı dikkat çekiyorum. Daha dün olanlara sen de şahit oldun. Öyle senaryolar yaratır ve ispatlayacak öyle kanıtlar bulur ki, Aslan da istemeden sonumu getirecek olan planın bir parçası haline gelebilir.''

'' Eski komutan ve ailesi, taca körü körüne bağlı olmasaydı başka güç sahibi insanlar gibi o da sana yardım etmek için her şeyi riske atardı.''

''Asla olmaz. Kraliçeden kurtulmak istediğimi bile bilmemeli. Kendini riske atar. Bir kaybı daha kaldıramam İzem. Yeterince canım yanıyor. Ben bir kere şimşekleri üzerime çektim. Aslan'ı buna dahil edemem. Tek başıma yürüyeceğim. Bu arada güç sahibi demişken, dün akşam getirdiğin listedeki aileler ne kadar ciddi ve güvenilir?''

'' Tam olarak ne demek istiyorsun?''

'' Mesela... Müttefik olmaktan ve Kraliçe'den kurtulmanın da ötesine geçmekten.'' diye fısıldadım. İzem dehşete düşmüşçesine bana baktı. Kısa bir süre düşündükten sonra; '' Aklında ne var senin?'' diye sordu. '' Henüz kesin bir karara varmış değilim, ama bu kadın benim sadece uzaklaşmamı istemiyor İzem, öyle olsa benim köşke taşınmam onun için yeterli olurdu. Beni yok etmek istiyor... Gerçek anlamda ve ben dün gece çok düşündüm, benim unutulmamı, bu topraklardan adımın silinmesini isteyen birinin yalnızca hayatımdan çıkıp gitmesi için çaba sarf edemem. Daha fazlası olmalı. Ya işler daha tehlikeli bir hale gelirse ve o zaman yine çok geç kalmış olursam?''

'' Sen ciddi ciddi bu kadını öldürmekten mi bahsediyorsun? Yoksa bana mı öyle geliyor?''

'' Evet. İftiraya uğrayarak kaybetmektense, denemeyi yeğlerim. Bunu göze alabilirim.''

'' Alçin sen delirdin mi? Onun uydurduğu iftirayı, gerçekleştirmekten bahsettiğinin farkında mısın? Onun da istediği bu! Tam anlamı ile babanın ve tüm Anka'nın böyle düşünmesi. Varisliğinin elinden alınması, annen gibi sürgün yemen! O kadını öldürmeyi denemek demek, Anka'nın Kraliçesini tacından etmek, canına kast etmek demek. İşte bu resmen bir isyan ve alenen bir ihanet olur!''

KIZIL ANKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin