Yine ve yeniden bir araya gelmek sizlerle olmak beni fazlası ile mutlu ve memnun ediyor. Uzun zamandır yoktum ve açıkçası yazmayı ve sizleri özledim. bu sebeple yeni bir hikaye ile yeniden aranızdayım.
Keyifli okumalar...
...
Telaşız bir çırpınışta yüreğim. Öyle ağır öylesine sakin bir atışı var ki kapatsam gözlerimi dinlesem sanki atmıyor gibi. Haykırışlarım dermansız, bakışlarım fersiz.
Derin bir nefes çektim dağ havasından. Elimdeki termostan bir yudum daha aldım. Kaçak çayın acımtırak tadı ağzıma kekremsi bir tat bırakmıştı. Buna rağmen büyük bir yudum daha aldım çaydan.
Üç yıldır buradaydım. Bu kampta. Ömür mü geçer demeyin. Geçiyordu bir şekilde. Ömür de geçiyordu ömür de bitiyordu. Bense annemden, babamdan uzak yıllarımı ve ellerimi çürütüyordum.
"Rojbin!"
Bana seslenen adam ile diken diken olan tüylerimi, ağzıma gelen midemi görmezden gelip sert ifademi takındım yüzüme ve ardıma döndüm. Kaba bir üslup ile konuştum ardından.
"Söyle!"
"Mahmut birini getiriyormuş. Sen sorguya çekecekmişsin."
"Olur."
Arkasını dönüp gittiğinde tiksinerek baktım ardından. Ona ve kamptakilere. Üzerimdeki şalvar tarzı kahverengi pantolonu biraz daha yukarı çektim ve belimdeki kuşağımı sıktım iyice.
Doğru düzgün yıkanmamaktan keçe gibi olmuş saçlarımı çözüp yeniden bağladım ardından siyah beyaz poşu ile önce saçımı sonra üzümü kapattım. Görünen tek yer yeşil gözlerimdi.
Attığım her adımda kampa yaklaştıkça burunların dayanamayacağı bir koku etrafımı sarıyordu. Her şeye alışılıyordu ama bir bu kokuya alışılamıyordu. Üç yıl olmasına rağmen bende alışamamıştım bu kokuya.
Kampa giren arazi aracının arka kapısı açıldı ve Mahmut indi araçtan. Sert adımları bana yaklaşırken ifadesizce ona bakıyordum.
"Esir getirdim sorgulayasın Rojbin."
"Kimdir?"
"Karakola gönderilen yeni komutan."
Başımı olumlu anlamda salladığımda aracın pikapından yere atılan adama baktım duygusuzca. Başına geçirdikleri siyah torba yüzünden uyanık mı baygın mı belli olmuyordu ama baygın olduğunu tahmin ediyordum. Yoksa bu kadar akıllı uslu durmazdı Türk askeri.
"Götürün içeri geliyorum ben."
Mahmutun gözlerime dikili olan sapkın bakışlarına da aynı duygusuz gözlerle karşılık verdim. Konuşmasını beklediğimde çok geçmeden konuşmaya başladı.
"Kalmamı istersen kalırım Rojbin."
"Hacet yok Mahmut bundan sonrası bende."
Başını olumlu anlamda sallayıp araca bindiği gibi gerisin geri gitmeye başladı. Bakışlarım bir süre kaybolan arazi aracının arkasından baktım ardından istikametimi hücrelere çevirdim.
İçeri girdiğimde komutanı ortadaki direğe bağlamışlardı ama yüzünü hala açmamışlardı. Yanlarına gittim ve askerin kafasındaki torbayı çıkarttım.
Dudağı ve kaşı patlamış yüzündeki kan olduğu gibi kuruyup kalmıştı. Çenesinin altından tutup başını kaldırdım ve sarstım uyanması için. Uyanmadığını görünce yanımdaki adama seslendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçlü Kadınlar Serisi 3; KARACA (Ara Verildi)
General Fiction"Elif dedim, be dedim Amman, Kiz ben sana ne dedim. Elif dedim, be dedim Amman, Kız ben sana ne dedim." Sazın sesi içerime işlerken babam ile söylediğimiz bu parçada sanki yeniden babamla söylüyormuş gibi benim nakaratım da Ali'nin sesini bastırdı s...