Bölüm 10

8.5K 606 471
                                    

Olabildiğince hızlı bir bölüm yazmaya çalıştım sizin için... Ve yazara fazla sövememeye dikkat edin kulaklarım çınlıyor sona... keyifli okumalar :)

Bölüm şarkısı            Sezen Aksu - Perişanım Şimdi

...

Zaman... çok çetrefilli bir kavramdı. Bir an oluyor su gibi akıp geçiyor bir an oluyor donup kalıyor sanki. Genelde de hep istediğimizin tersi şekilde hareket ettiği de apaçık bir gerçek. Sanki bu şey demek gibi seninle taşak geçiyorum fark ettin mi demenin yumuşatılmış hali gibi.

Ama sonuç değişmiyor. Sanki gerçekten bizimle hoş olmayan bir şekilde taşak geçiyor birileri.

Yine öyle bir anın içerisindeyim. Gerdekten korkan yeni gelin misali nazlı nazlı ilerliyordu zaman. Ben ise azgın damat gibi bekliyordum o anı.

Bir hafta geçti. Ali ile son konuşmamızın üzerinden. Gelecekleri anı öyle bir sabırla bekliyordum ki. Yani büyük bir sabırla. Öyle böyle değil acayip bir sabırla bildiğin. Yoksa her an bir katliam başlata bilir buradaki göt kafalıların hepsinin götünü kurşuna dizebilirdim.

Bir insanın sabrıyla bu kadar oynanmaz. Hayır bir düşünün velev ki cinnet geçirdim verdim buradaki herkesi yetmedi gittim diğer kampları da bastım. Hayır, arada ben kaynayacak olmasam yaparım da ama birleriyle bence öpüşmemiz gereken bazı konular var.

Tabii Ali'nin nişanlı olduğu gibi bir gerçek de var ama sanki Ali sevmiyor gibi. Sevse öyle bakmazdı kıza. Bana bile daha büyük sempati duyduğuna inanıyorum. Tabii seviyorsa sevenleri de ayıracak halim yok ama konuşmadan da bu meseleyi kapatacak değilim.

Eski bir atasözü derki "Seviyorsan git konuş bence!". Bende ki mantık da bu abi. Bir işin peşini o işin sonunu görmeden bırakmam. Madem düştü bir sevda ateşi yüreğimize bize düşen koca yüreğimizle onun peşine düşmekten başka bir şey değildi.

Ben bir Türk kadınıydım. Kalbime hem vatanı sığdırabilir hem de bakışları vatan olan bir adama sığınabilirdim.

Ama yine de bir hafta salyangoz yavaşlığında ilerliyor. Bir yandan da Haşim denilen illet ile mücadele ediyordum. İlişkimizi baya ilerletmiş bana ev açmaya karar vermişti. Hayaller falan kuruyordu. Benim ona yemekler yaptığım üç beş sekiz on çocuk doğurduğum hayaller.

Aklıma geldikçe kahkaha atasım geliyordu. Çok komikti gerçekten. Sanki tüm dünya birleşmiş bu kadını nasıl cinnetin ucuna getiririz diye uğraşıyorlardı.

Sen kim köpeksinde bana ev açacaksın itin soyu. O bağırsaklarını boğazından tutup çıkarttığım birçok hayale dalmıştım gözlerinin içine bakarak ve bu sanırım onun üzerinde başka etkiler yarattı. Mesela söylediklerini hayal ettiğim gibi.

Tabi günü geldiğinde hayallerimi gerçekleştirirken büyük bir mutluluk içerisinde olacağım için sabırla bekliyordum.

"Dalgınsın yine Rojinamın!"

İçimdeki sigara dumanını sıkkın bir şekilde üflerken yanıma gelip oturan adam müsvettesine dönüp bakmadım. Siktiğimin kampında kimsenin yüzüne bakmıyordum zaten. Sanki adım adım depresyona sürükleniyor gibiydim.

"Sıktı bu kamp beni. Her kafadan bir ses siktiler beynimi."

"Şşşş o güzel dudaklarına küfür yakışmıyor."

Başımı hızla Haşim'e çevirdim. Göz göze geldiğimizde ilgi ile açık yüzümü inceledi her fırsatta yaptığı gibi.

"Sen benimle dalga mı geçiyorsun..."

Güçlü Kadınlar Serisi 3; KARACA (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin