Alıntı

5.2K 309 24
                                    

Beybiler, bugün küçük bir alıntı bırakıyorum buraya yarında bölüm gelecek. bugün iş yeri çok yoğundu yorgunluktan ölüyorum. sizleri seviyorum yarın görüşmek üzere...❤️❤️❤️❤️

...

Başımı olumsuz anlamda salladığımda ıslak saçlarımın birazı Asaf'ın sakallarına takıldı ve sanki olması gereken yer tam olarak orasıymış gibi sıkı sıkı tutundular.

"Sadece vicdanım ağrıyor Asaf! Ne kadar anlatırsam anlatayım, kime anlatırsam anlatayım geçmez bu vicdan yükü."

Ancak ben öldüğüm zaman sönerdi o içimde yanan ateş. Hani bir söz vardır ya; bir annenin evladı öldüğümde içinde kırk ateş yanarmış, otuz dokuzu sönermiş de biri hiç sönmezmiş. Hah! benim içimde kırk bin ateş yandı, otuz dokuz bini söndü bini hala cayır cayır yanmakta.

Ne bir su söndürür bu yangını ne de bir kelam. Ondan ötürü yan ateş yan. İçim kuruyana benden bir şey kalmayana kadar yan ve tatmin et o sızlayan vicdanımı.

Asaf kenardaki bir tuşa basarak soğuk akan suyu ılığa çevirdiğinde kollarından kalkmadım, o da beni bırakmadı zaten. ne kadar o suyun içinde oturduk bilmiyorum ama akşam aldığım kaç tane karar varsa hepsini unutmuştum bu kolların arasında.

Yıllardır huzuru bulduğum tek yerdi bu kollar. Sanki geçmişimin canavarlarından bile beni koruyabilirmiş gibi hissediyordum.

Ama korunmaya ihtiyacım yoktu. Geçmişimin hayaletleri taşımam gereken yüklerdi ve ben ne yükümü kimseye taşıtır nede vicdanıma iyi gelecek bir söz söyletmezdim.

"Bana kendin hakkında bir şey anlatsana?

Kapalı gözlerimi araladım ve banyonun tam karşısındaki aynadan Asaf ile göz göze geldim. Gözlerimin içine derince baktı ve dudaklarını yaladıktan tan sonra konuşmak için araladı.

"Nazife annem var, atıldığım çöp konteynırından beni o bulmuş."

Damarlarımda akan buz sarkıtları bir anda kalbime saplanmış gibi bir acı hissettim o an. Sanki, sanki biri canlı canlı elini kalbime sokmuş ve onu orada patlatmak istercesine sıkıyordu. Yine de içinde olan duyguları gözlerime yansıtmadım ve sakince başımı yeniden Asaf'ın omuzlarına yasladım.

"Bakacak durumu olmadığı için beni yetim haneye götürmüş ama elini üzerimden hiç çekmedi. Adımı ve soyadımı ondan aldım. Kimliğimde Nazife annemin adı yazar."

Bir yanda kendi çocuğunu çöpe atan bir kadın. Diğer yanda doğurmamasına rağmen sahip çıkan bir kadın. Annelik doğurmak değildi. Babalık da kattığın bir su damlası değildi. Lakin bunu insanlar anlamıyordu.

Bakamayacaksan doğurmayacaksın, evliliğim belki kurtulur diye çocuk yapmayacaksın, değer görmüyorsan siktiri çekmesini bileceksin ve anne veyahut babaysan sahip çıkmayı bileceksin.

"Vaktinin olduğu her zaman yanıma gelirdi. Beni hiç yanına alamadı ama yanımdan da gitmedi Nazife annem."

Nazife anne derken bile sesinin tınısına yansıyan o ince duygular nahoş bir tat bırakmıştı dimağımda. Güzel insanlar güzel sever, Asaf güzel seviyordu o kadını.

"Ben deli dolu bir çocuktum. Komşuların camlarını kırar, zillerine basardım. Beni oyuna almayan oğlanların toplarını patlatır onlara çelme takardım."

Ortamdaki ağır havayı dağıtmak için ben konuşmaya başladım bu sefer. Haşere bir çocuktum ve keyifli bir çocukluk geçirmiştim.

...

Güçlü Kadınlar Serisi 3; KARACA (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin