Bölüm 17

8K 508 404
                                    

Gecenin karanlığına sığınıp korkularımı yenmeye çalıştığım geceler oldu. Sarıp sarmalandım karanlığın sıcak kolları ile. Sıcak benim için gece esen serin rüzgar, sessizlik benim için insanların elini ayağını çektiği karanlık sokaklardı.

Ülkemden kilometrelerce uzakta, yine karanlık bir şehrin sokaklarında yanımda uzatmalı sevgilim ile oturuyor ve karanlığı seyrediyordum. Yol üzerinde yağ gibi akan aracın istikameti InterContinental Beijing Sanlitun oteldi.

Uçakta kalacağımız otelin kataloguna bakmıştım ve gerçekten konfor ve zengin görünmek açısından birebirdi. Önümüzde ve arkamızda bizi takip eden iki araç ayrıca nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde bize eskortluk eden bir polis aracı vardı.

Asaf'ın daha önceki görevlerini bilmediğim için bu İtalyan mafya Del PİERRO kimliğini daha önce kullanıp kullanmadığını bilmiyordum. Rahat tavırları bu gibi birçok göreve çıktığını gösteriyordu.

Otele geldiğimizde kapının önünde dizili olan görevlilere göz ucuyla baktım. Asaf herkesten önce inip kapımı açtı ve tutmam için elini uzattığında kimsenin beni görmediğinin farkında olarak yaramazca sırıttım ve kaşlarımı oynattım. Ve Asaf bana gözlerini devirdi. O nereye şaşırılıyor ben bir dakika şaşırıp geliyorum. Ben bu adamın mimiksiz ve ifadesiz yaratıldığını düşünüyordum oysa.

Elini tutup araçtan indiğimde yüzümdeki o hınzır ifadeyi tamamen içime gömmüştüm. İçim hala kımıl kımıl ve deliydi ama dışarıdan bunu anlamak şuan imkansıza yakındı. Yalnızca beni çok iyi tanıyanlar gözlerimin altında yatan o yaramazlık ışıltılarını görebilirdi.

Asaf ile yan yana otelin girişine doğru ilerlerken karşımıza çıkan takım elbiseli adamın konuşması ve eğilerek saygısını belirtmesi ile durmak zorunda kaldık.

"Bay Del PİERRO sizi yeniden burada görmek büyük bir şeref."

Yeniden, yani bu demek oluyor ki Asaf bu Del PİERRO kimliğini uzun zamandır kullanıyordu. Asaf konuşmadan başını olumlu anlamda salladığında adamın bakışları beni buldu. Dik dik yüzüme bakmaya başladığında anında kaşlarım çatıldı ve beraberinde ince belime sarılan kol ile bir yay gibi gerildiğimi hissettim.

"Siz bayan Sahra olmalısınız, sizde hoş geldiniz hanımefendi."

Cevap verme gereği duymadım bende Asaf gibi. Ki şuan yeterince gergindim. Kabanımın üstünden bile Asaf'ın büyük ve sıcak elinin varlığı rahatlıkla hissediyordum.

"Kral dairesini sizin için hazırlattım. En üst kat ve korumalarınızın kalacağı bir alt kat tamamen boşaltıldı. Başka arzunuz var mı?"

"Rahatsız edilmemek!"

Amen Allah'ım, Amön Allah'ım o nasıl bir İtalyan aksanıyla konuşulan bir İngilizceydi. Huh! Şöyle sırtımdan totime doğru ter damlaları ilerledi resmen. Şeker olsam erirdim öyle bir sesti yiğidim. Yüce yaradan hem boy hem pos hem endam hem ses hepsini bir erkekte nasıl bir arada toplamış olabilir.

Silkelenip kendime gelmeye çalıştığımda çoktan asansöre binmiştik bile. Yanımızda otel müdürü ve dudaklarını büzerek seksi bir hal aldığını sanan personel müdürü vardı. Arada Asaf'a attığı bakışları fark etmediğimi sanıyor olabilirdi ama hayır o küçük çekik gözlerinin nereye baktığını çok iyi görüyordum ben.

Hafif bir öksürük ile boğazımı temizledim ve bakışlarının bana dönmesini sağladım. Yeşil gözlerimi kısıp küçük gözlerine deşerim böbreğini bakışı attım.

Güçlü Kadınlar Serisi 3; KARACA (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin