Serendipity ~
-Bu kelimenin çevirisi nasıl yapılırsa yapılsın aslında tam olarak açıklanabilir değildir. Kaba bir tabirle "Tesadüf" anlamına gelmektedir. Daha farklı çevirilerinde ise "Hoş tesadüf", "Beklenmedik anda gelen mutluluk verici kaza" gibi ifadelerle anlatılmaya çalışılır. Türk Dil Kurumundan ve farklı sözlüklerden "Birbirine uyma, Uygun gelme, Zarif bir şekilde uyum içinde olma" ve "Anlamlı, bilgece amaçlarla birbirine yakışma ve birbiriyle ilintili olma" anlamları verildiğini görürüz.-
Belkide aşk gibi ~
❝
🎵 MFÖ - Aşkın Kenarından
🧡 Hoşgeldiniz, Keyifli Okumalar
📍 Başlama Tarihi❝
Gözlerinin içine bakarak, "Söylediğim şeyleri anlamıyor musun? Uyardım değil mi? Bu şekilde davranamayacağını, sana kaç defa açıkladım." diyerek üstüne yürümeye başladığım da o da geri geri gitmeye başlamıştı.
"Artık bunu daha fazla görmezden gelmeyeceğim."
Cam ofiste herkesin gözü önündeydik. Bu diğer cam ofisler gibi değildi. Diğerleri dıştan içeriyi göstermiyordu fakat bu apaçık her şeyi gösteriyordu. Umurumda mıydı? Asla. Karşılıklı duruyorduk, birbirimizin gözlerinin içine bakıyorduk fakat o asla konuşmuyordu. Derdi neydi? Bir şeyler söylemesi gerekmiyor muydu? Bir aydır bu şirketteydik ve hiçbir şekilde işlerimizi yürütememiştik. Bu yetmezmiş gibi bir de beyefendinin bana karşı yaptığı tavırlar vardı. Sanki gerçekten sevgilisiymişim gibi kendince bir hallere girmişti. Tüm ay boyunca onu uyarmaktan sıkılmıştım ve artık bugün yaptığı şeyden sonra dayanacak gücüm kalmamıştı. Beni çığırımdan çıkarıyordu. İşi yürütemeyecektim. Bu adam yüzünden bu iş yürümeyecekti. Şimdi yapacağım şey hiç yakışık kalmayacaktı, birçok kişi belki de bunu görecekti biliyordum ama yine de topuklu ayakkabılarımla bacağına bir tane geçirdim.
"Ahh.." diye sızlanıp bacağını tuttuğunda bende bu görüntü karşısında kendimi tutamadım ve güldüm. Bir an gözüme çok komik görünmüştü. Gülüşümü duymasıyla kafasını bana çevirmesi bir oldu. Sanırım bu durum sadece benim için komikti. Çünkü onun suratında hiç eğlenir gibi bir hal yoktu.
Tam geri bir adım atacağım sırada, nasıl olduğunu anlamadığım bir anda, bileğimi kavrayıp, beni çevirdiği gibi sırtımı göğsüne yasladı. Bu yaptığı neydi?
Ben tüm sıcaklığını sadece sırtımda değil tüm vücudumda hissederken o sert sert nefesler alıp veriyordu. Bu durum göğüs kafesimde normal olmayan bir hareketlenmeye neden oldu. Çok fazla yakındı. Bu temas doğru hissettirdiği kadar doğru değildi. Kokusu burnumu istila etmeye başladığında sanki en tatlı sabahlarla, en keyifli akşamların karışımı gibi bir haz aldım. Hayat gibi kokuyordu. Aklımı karıştırıyordu. Hemen ayrılmalıydık. Elinden kurtulmak için çırpınmaya başladım. O ise tuttuğu bileğimi karnıma iyice yapıştırıp tutuşunu sıkılaştırdı. Kafasını saçlarıma yaklaştırıp,
"Ben de sana davranışlarım konusunda hesap vermeyeceğimi söylemiştim." diyerek derin bir nefes alıp iyice yanaştı. "Bu oyun devam edecek ve sen de bu davranışlarıma katlanacaksın."
Davranışları artık katlanılacak gibi değildi. Biz gerçekten sevgili değildik. Bu bir oyundu. Bunu biliyordu. Yavaşça burnunu boynuma değdirip daha derinden bir nefes aldı. "Şimdi bacağıma vurmanın hesabını vermen gerekiyor." diyerek erkeksi bir gülüş sergiledi. "Ne yapsak?" bunu bana sormuyordu kendi kendine düşünür gibi söylemişti. Ne yapacaktı ki? Sıkı tutuşunu bir an olsun gevşetmeden "Hadi beni herkesin görebileceği bir yerde öp." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saka Kuşu (Askıda)
Ficción GeneralBir dedektiflik şirketinde çalışan Zeynep, daima işlerini tek başına halleden biriydi. Onlarca iş yapmış ve sadece kendi çalışmıştı. Hepsinin de başarıyla sonuçlanmasına sebep olmuştu. Fakat bir gün başka bir iş geldi ve bu sefer biriyle birlikte ç...