Eğer algının kapıları aralansaydı, her şey insana olduğu gibi görünürdü: sonsuz...
William Blake~❝
🎵 Edmund Jolliffe - Believe in Me
🧡 Hoş geldiniz, Keyifli Okumalar
❝
Üniversite, bazı hayallerimizin yitip, tükenmesine sebep olurken bazı hayallerimiz için ise destekleyici olabilirdi. Bu karar vermesi zor bir seçimdi.
Yeni mezun olmuş üç adam için ise üniversite destekleyici ve hayallerine kavuşmaya doğru bir adımdı. Akıllarındaki kurmak istedikleri iş için gerekliydi. Bunu bildiklerinden sıkı sıkıya okula bağlanmış ve hep ilerlemişlerdi. Heyecanlıydılar, istekliydiler ve en önemlisi de hırslıydılar.
Okullarının son günü mezuniyet sebebiyle partiye katılmaları gerekirken bu üç arkadaş o partinin kendilerini kesmeyeceğini yani kendi mutlulukları için yeterli bir kutlama olmadığını düşündüler. Bu yüzden o ortam yerine sürekli takıldıkları ve her kutlamalarını gerçekleştirdikleri meyhanede yerlerini aldılar.
Gece yeni başlamasına rağmen kendilerini hayallerinin akışına o kadar kaptırmışlardı ki, içkiyi içme hızlarını hesaplayamadılar ve bir anda hepsinin dilleri dolanmaya ve sarhoşlukları kendini göstermeye başladı.
Hepsi aynı anda ve yüksek sesli konuşuyordu. Fakat garip olan birbirlerine senelerdir o kadar alışmışlardı ki, hiç biri bir diğerinin söylediğini kaçırmıyordu. Ne olursa olsun yine herkes herkesi anlıyordu.
Heyecanlı konuşmaları biraz azalırken, sarhoşlukları aynı oranda artmaya başladı.
"Oğlum, varya bundan sonra hayat bize güzel." dedi bir tanesi.
"Kafamızdaki işi sağ salim düzene sokalım da." diye bir diğeri devam etti.
"Lan yaparız. Senelerdir bunu kuruyoruz. Sermaye tamam. Ee beyinlerde tamam." dedi üç kafadarın en sonuncusu ve gülerek elindeki kadehi yanında oturan arkadaşının kadehine vurdu.
İsmet, "Akif, sermaye işinde sıkıntı çıkmayacak değil mi?" dediğinde sarhoşluğuna rağmen endişesi sesine yansımıştı.
İsmet, genelde aralarındaki en tedirgin ve çekingen olanıydı. Bir şey yapılacaksa o işin yoluna girdiğini görmeden asla rahat etmezdi.
"Kardeşim, sen rahat ol ben her şeyi tıkır tıkır kurdum. Hiç bir sorun çıkmayacak. Para da hazır." dedi Akif, hafiften dili dolanarak.
Akif ise oyun kurucu gibiydi. Tüm planı kafasında her bir parçayı birleştirerek kurar, alternatifleri de sıralardı. Güvenilirdi ve kurduğu her plan işe yarardı.
"Gençler, her şey halledilir. Bırakın onları şimdi. Düşünsenize zengin olacağız. ZENGİN." Akif ve İsmet'in karşısında oturan diğer genç adam kollarını iki yana açtı ve hafiften oturduğu yerden yükseldi.
Yüzünde sarhoşluğun etkisiyle deli bir bakış vardı. Her zaman böyleydi aslında. Bir iş yapılacaksa işin gidişatına, yoluna bakmaz en son elde edeceklerini düşünürdü. Engin böyle bir adamdı.
Bu üç dost üniversitenin ilk yıllarında tanışmıştı ve o zamandan beri hiç ayrılmamışlardı.
Fikirlerinde, söylediklerinde ve bazı düşüncelerinde ne kadar ayrılsalarda hepsi tek bir hayale tutunuyordu. Bu hayal onları birleştiriyor, ayrılmalarına olanak sağlamıyordu. Bazen ortak hayaller tüm çatışmalara karşı insanların birleşmesine neden olurdu. Fakat bu sadece belli bir süre için geçerli bir sebepti. Gerçekleşmesini istedikleri hayaller olana kadar. Sonrasında ortaya fikirler ve çatışmalar çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saka Kuşu (Askıda)
Fiction généraleBir dedektiflik şirketinde çalışan Zeynep, daima işlerini tek başına halleden biriydi. Onlarca iş yapmış ve sadece kendi çalışmıştı. Hepsinin de başarıyla sonuçlanmasına sebep olmuştu. Fakat bir gün başka bir iş geldi ve bu sefer biriyle birlikte ç...