İnsan sevmeli;
Bazen bir insanı,
Yahut da bir ağacı
Ya da kanadı kırık bir kuşu...
Zaten sevmezse insan, insan mı olur?
Cahit Zarifoğlu❝
🎵 Özdemir Erdoğan - Baharda Kuşlar Gibi
🧡 Hoş geldiniz, Keyifli Okumalar
❝
Kendimi Fırat'ın üstünden sanki tüm vücudum ateşe değmiş gibi birden çekip, yana attım ve ellerimle yüzümü kapadım. Ben ne yapmıştım? Nasıl yapmıştım? Nasıl o raddeye gelmiştim? Kendime inanamıyordum. Şimdi ne yapacaktım? Nasıl bakacaktım Fırat'ın yüzüne?
Yanımda ufak bir hareketlenme hissettim.
Fırat sesini sakin tutarak, "Zeynep, aç gözlerini." dediğinde eli de aynı anda bileğime yerleşip, elimi yüzümden çekmeye çalıştı.
"Hayır, lütfen açma. Çok utanıyorum şu an." gerçekten utanıyordum. Aslında böyle aniden insanları öpen biri değildim. Tabi ki değildim. İlk defa da öpüşmüş değildim. Zaten öpüşmüş olmaktan utanmıyordum. İlk adımı attığım için utanıyordum. Resmen adamın üstüne atlamıştım. Aslında atlamamıştım beni üstüne çekmişti. Bir yerde bu onun suçu sayılabilirdi. Kafayı yiyecektim. İç sesimle birbirimize girmiştik.
Fırat'ın hafifçe yüksek çıkan tatlı gülüşü kulaklarıma doldu. Ne zamandan beri tatlı buluyordum gülüşünü bilmiyordum. Ellerim yüzümdeyken, tüm düşüncelerime rağmen ufaktan gülümsediğimi fark ettim.
"Benden önce davrandın." dedi, sessizce.
"Ne?" nasıl yani? ne demek istiyordu?
"Diyorum ki, benden önce davrandın. Yarım saniye ile kaçırdım." tekrar elini bileğime yerleştirdi. "Yarım saniye daha sabretseydin. Ben seni öpecektim."
Eli yavaş yavaş bileğimi okşamaya başlamıştı. Gözlerimi açıp, elimi azıcık kaydırdım. Tek gözümle Fırat'a baktım. Bana doğru dönmüş ve sol koluna dayanıp, gözlerini bana dikmişti.
"Hadi çek ellerini yüzünden. Ben yapmışım gibi davranabiliriz." muzip bir ifadeyle göz kırptı.
Ellerimi komple yüzümden çektim ve karnımın üstünde birleştirdim. Yüzümü, yüzüne çeviremedim. Gözlerimi gökyüzüne diktim.
Elini bileğimden çekti ve çeneme yerleştirip, başımı kendisine doğru çevirdi. Elini çenemden yanağıma kaydırdığında da yüzünün benim yüzüme olan yakınlığını arttırdı. Beni öpeceğine dair hissiyatım artınca kalbim de deli bir şiddetle tekrar çarpmaya başladı. Gözlerimi sımsıkı kapattım. Eliyle usul usul yanağımı okşadı ve tam elmacık kemiğimin üstüne tüy kadar hafif bir öpücük kondurdu. Fakat başını hemen geri çekmedi.
"Beni öptüğün için pişman olmanı istemiyorum. Olma. Çünkü ben seni öpebilmek için deliriyordum." derin bir nefes çekti içine ve burnunu elmacık kemiğime sürttü. "O kadar hırçın ve huysuzsun ki, nasıl yapacağımı bilemedim sadece." burnundan verdiği sert bir nefes eşliğinde gülüşünü duydum.
Dudaklarını bu sefer dudağımın kenarına dokundurduğunda, karnımın üstündeki elimi kalbime doğru çektim. Sanki tutmasam kendini dışarı atacak gibiydi. Gözlerimi açarak Fırat'ın gözlerine çevirdim.
"Hadi kalkalım. Acıkmış olmalısın?" dedi ve yanağımdaki elini çekip, yerinden ayaklandı.
Kalktıktan sonra elini bana uzattı ve tutmam için gözleriyle işaret etti.
Bir süre ona baktım. Ne olmuştu son 10 dakika içinde? Asla böyle bir şeyi düşünmemiştim. Öyleydi. Düşünmüyordum. Asla.
"Kucağıma alayım ister misin?" bana ilk defa yanında sendelediğimde söylediği şeyi tekrarlıyordu. Aynı yüz ifadesiyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saka Kuşu (Askıda)
Narrativa generaleBir dedektiflik şirketinde çalışan Zeynep, daima işlerini tek başına halleden biriydi. Onlarca iş yapmış ve sadece kendi çalışmıştı. Hepsinin de başarıyla sonuçlanmasına sebep olmuştu. Fakat bir gün başka bir iş geldi ve bu sefer biriyle birlikte ç...