3. Bölüm

2.6K 151 189
                                    

Serius est quam cogitas ~

-Latince olan bu söz, Roma dönemindeki Güneş saatlerinin üstünde yazardı. Çevirisi, "(Vakit) Düşündüğünden daha geç." olarak yapılır.-

Geçen zamanın kıymetini geçtikten sonra anlamamamız dileğiyle ~

🎵 Pinhani - Beni Sen İnandır

Not: Bu bölümü GeceMavisine ithaf ediyorum. Yazdığı Gece Mavisi hikayesinde karakteri olan Tuan Arslan'ın bu bölüm ismini kullanıyorum. Belki daha sonra daha fazlası olması için. Yasemin seviyorum seni. Bana vermiş olduğun destek için, her attığım şeyi okuyup yorumladığın için, bunaltan sorularıma bile cevap verdiğin için. Hepsi için teşekkür ediyorum. Her türlü, her şekilde seni destekleyeceğimi bil.

🧡 Hoş geldiniz, Keyifli Okumalar

Köprünün ayaklarının altında yer alan bir restorana gelmiştik. Oldukça şık ve kalabalıktı. Garsonun bize özel ayırdığı masaya doğru ilerlerken, Fırat belime dokunmuş ve beni Erdem Duman'ın yanına oturmadan kendi yanına oturmam için yönlendirmişti. Hatta sandalyemi çekip, oturmama bile yardımcı olmuştu. Demek centilmendi de.

Kendisi de vakit kaybetmeden yanıma oturduğunda, ona dönerek teşekkür ettim ve karşılığında Fırat sadece kafasını sallayarak cevap vermişti.

Ceketimi çıkarıp, çantamı sandalyenin kenarına astım. Ardından ne yemek yiyeceğime karar vermek için menüyü elime aldığımda, Erdem Duman garsona dönerek, "Levrek, her zamanki şekilde pişirin lütfen." dedi. Çok çabuk karar vermişti ben hala karar verememiştim.

Fırat'ın ne yemek yiyeceğini sormak için hafifçe kafamı ona doğru çevirdim ve sessizce, "Ne yiyeceksin?" diye, merakla sordum.

Benim gibi kafasını bana çevirerek eğildi ve "Balık iyi bir seçenek gibi duruyor ama benim canım kebap çekmişti aslında." dedi ve bu beni sessizce güldürürken, ona da tebessüm ettirmişti.

Bir şeye karar vermem gerekiyordu. O yüzden menüden ben de Erdem Duman gibi balık siparişi verdim. Siparişlerin verilmesi tamamlandıktan sonra Erdem Duman konuşmaya başladı.

"Bu restoran çok sevdiğim bir genç adama ait. Tuan Arslan. Belki duymuşsunuzdur. Birkaç tane restoranı ve oteli var. Yalnız ben özellikle burayı seviyorum." etrafa bakıp, gözlerini denize doğru çevirdi. "Manzarası enfes. Tabi yemeklerine de laf söyleyemem. Gerçekten leziz. Her şeyiyle mükemmel." diyerek bize döndü. "O yüzden her öğlen burada yiyorum. Garsonların bana alışık olması bu yüzden. Nasıl, beğendiniz mi burayı?"

"Gerçekten çok beğendim Erdem Bey. Manzarasına bayıldım." dedim kafamı denize doğru çevirerek. Gemiler geçiyor, kuşlar özgürce uçuşuyordu. Huzur vericiydi.

"Sen ne düşünüyorsun, Kadir?"

"Ben birkaç sefer gelmiştim buraya. Hatta bahsettiğiniz Tuan Arslan'ı da yakından tanırım. İyi bir adamdır."

"Demek tanışıyorsunuz?"

Yüzünde öyle bir ifade belirmişti ki, şaşırmıştı tanıştıklarına.

"Evet. Geçmişte bir iki muhabbetimiz olmuştu."

"Nehir, seni de bir gün Tuan Arslan'la tanıştırmak isterim." dedi, bu sefer Erdem Duman bana.

"Kendisiyle iş konusunda da anlaşmaya varmaya çalışıyorum ama biraz zor bir adam."

"Nasıl bir iş efendim?"

Saka Kuşu (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin