-6- "Bana Beni Geri Verebilir Misin, Jungkook?" -6-

1.2K 92 5
                                    

Ölüm sessizliği vardı. Kimse ne olduğunu bilmiyordu. JK'in bildiği ve düşündüğü tek şey Vante'nin yaşıyor olduğu ve onun ben olduğumdu.
Kendi vücuduma yabancı geliyordum. Sanki bu beden başkasına aitti.

Karşımda bana bakıp deli gibi ağlayan JK, yanımda şokun etkisiyle ne yapacağını şaşıran Jimin... ne düşüneceğimi bile bilmiyordum. Anlamıyordum. Bu mümkün değildi. Hayır teknik olarak mümkündü. Ama hayır çok saçmaydı. JK ağlamaktan konuşamıyor yine de bir şeyler söylemeye çalışıyordu.
"Öldüğünü söylediler. Bir süre sonra öldüğüne inanmak zorunda kaldım. İçten içe ben de öldüm. Ölüm haberini aldığımda ruhum öldü. Ama şu an karşımdasın. Başka bir isimle karşımda duruyorsun, Vante."

"Juvan, Vante."
(Seni seviyorum, Vante.)

Anılarımdan aklıma dolan onun küçük hali olduğunu düşündüğüm sesiyle afallamıştım. Hayır ben Kim Taehyung'tum. Vante de nerden çıkmıştı şimdi.

Kapıya yönelen JK'den şu sözleri duydum:
"Özür dilerim. Sadece hatırlamanı bekleyeceğim. Seni zorlayamam farkındayım. Çok özür dilerim."
Ağlayan bedeni dışarı çıktığında Jimin'in bakışları bana dönmüştü. Tam anlamıyla şok geçiriyordum. Yüzümü küçük ellerinin arasına aldı. Başını başıma yasladı. Bu onun bana 'sıkıntı yok. Birlikte atlatacağız.' deme şekliydi. Her sorunda bunu yapardı. Rahatlamam gerekiyordu ancak yapamıyordum. 7 sene önce 15 senelik hayatımı geride bırakmış ve yeni bir hayata başlamıştım. O kadar mutluydum ki merak etsem de önceki hayatımı öğrenmek istememiştim. Ya da öğreneceğim şeylerden korkuyordum, bilmiyorum.
"Jimin, ben biraz temiz hava almaya çıkacağım. Sen uyu olur mu?"
"Seni yalnız bırakmam gerekiyor biliyorum ama şu an çok endişeliyim. Bir şey olursa yanıma geleceğine söz ver."
"Söz."

Boş koridorlarda dolaşmaya başladım. Saat çok geç olmuştu. Etrafta kimsecikler yoktu. Çiftçilerin bulunduğu kulübelerin olduğu tarafa doğru yavaş yavaş yürümeye başladım.

"Juvan, Vante."
(Seni seviyorum, Vante.)
"Juvan, Jungkook."
(Seni seviyorum, Jungkook.)

Zihnimi dolduran bir hatıranın diyaloğu olan bu iki söz kanımı dondurmuştu.
Jungkook...
Tanrım... onu nasıl unutabilirdim? İlk aşkımı nasıl unutabilirdim?
Gözümün önüne onunla olan anılarım doluşmaya başladı. Yere yığıldım. Bacaklarım tutmuyordu. Sadece önüme gelen o güzel günlerimin görüntülerini seyrediyordum.
Jungkook...
Onu bulmalıydım. Ona sıkıca sarılmak ve bir daha asla bırakmamak istiyordum. Onu hatırlıyordum. Onu tanıyordum.
Jeon Jungkook...

sokağın başında içen bir adamın bana seslendiğini duyduğumda buna aldırış edemeyecek kadar doluydu zihnim. Ta ki beni belimden kavrayıp kenara çekene kadar...
Ağzımı kapatıyor bağırmamı engelliyordu.
"Şşşş... bu gecemi güzel kıl olur mu? Zaten yeterince berbat bir gece geçiriyorum."
Alkol kokulu ağzı midemi bulandırmıştı. Elimle vücuduna vurmaya başlamıştım ancak yapılı vücudu olan bu adam etkilenmiyordu bile. Beni çimenlere yatırıp elini kemerime götürdüğünde içim korkuyla doldu. Bağıramıyordum. Tanrım... yardım et. Üstümdeki adam büyük bir keyifle gülüyor ve üstümü çıkarmaya çalışıyordu. Çırpınmam sadece olacak şeyi geciktiriyordu. Bedenimi savurduğumda daha da sinirleniyor ve bedenimi tutan ellerini daha da sıkılaştırıyordu. Canım acıyordu. Bedenim bunu reddediyor, zihnim olacak şeyi kaldıramayacağını farkına varıyordu yavaş yavaş. Ümidim kesildiği anda durdum.

Tam da o sırada üzerimdeki yükün kalktığını hissettim. Birkaç bağırışma duydum. Sağıma dönüp baktığımda Jungkook adamın üstüne çıkmış yumruklarını savuruyordu. Adam birkaç saniyede kanlar içinde kalmıştı.
"Taetae! Sen iyi misin?"
Jimin'in yanıma geldiğini gördüğümde olanları az çok anlamıştım. Muhtemelen Jimin endişelendiğinden bana sezdirmeden beni takip etmiş bu olayı görünce de anında Jungkook'u aramıştı. Elindeki telefon bunu kanıtlıyordu. Sıkıca sarıldım ona. Ağlamaya başladım. Deli gibi ağlamaya başladım. Az önce ne yaşamıştım ben böyle? Herhangi bir zamanda yaşasam bunu kaldıramazdım ancak şu an zihnim Jungkook'la öyle doluydu ki bunu yeteri kadar umursayamıyordum bile. Bedenim yaşanan az önceki olaya karşın çökmüş ve ağlıyordu. Ancak zihnim sadece Jungkook'u düşünüyordu.
Gözlerimi açtığımda Jungkook'un adamı sürükleyerek binaya götürdüğünü gördüm.
"Şşş... her şey geçti. Bitti. Sakin ol."
Jimin'in meleksi sesi beni rahatlatıyordu. Her zamanki gibi beni nasıl rahatlatacağını biliyordu.

"JUVAN." |TaeKook| ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin