"JUVAN." |TaeKook| ✔️

-9- 'Sonte' -9-

***
Onu kendi odama getirmiştim. Yatağıma yatırmış, üzerini değiştirmiştim. Bana gülümseyerek bakıyordu.
"Çok güzelsin."
Ah bu çocuk neden sürekli beni utandırıyordu.
Dudağıma yöneldiğinde acıyla inlemiş, geri çekilmiş ve elini yaranın üzerine koymuştu.
"İyi misin?"
"İyiyim iyiyim dert etme."
"Bak şu an dert etmedim."
"Vante..."
"Efendim?
"Duşa girip biraz rahatla istersen. Farkında mısın bilmiyorum ama üzerinde hala benim kanım var."
"Ah şey..."
Kapı tıklamıştı. Açtığımda eczaneden ilaçları alıp gelen Jimin'le karşılaşmıştım. İçeriye girdiğinde geri Jungkook'a yönelmiştim. Ayakkabılarını çıkarıp yatağa yatırmak istiyordum. Ancak beni engellemişti.
"Jimin de geldi. O benimle ilgilenir. Lütfen duşa gir artık."
Jimin'e baktığımda başıyla onay verip banyoya gitmem için eliyle ufak bir işarette bulunmuştu.
"Pekala..."
Tişörtümü çıkarıp dolaba yöneldim. Üzerimdeki bakışı hissedebiliyordum.
Jimin'in söylediği şeye gülmüştüm.
"Jungkook senden gerçekten etkileniyor Taetae."
O da kıkırdamıştı.
"Senin de sevgilin önünde soyunsa senin de ağzının suyu akar Jiminie."
"Sevgilim falan yok benim."
"İçimden bir ses yakında olacağını söylüyor."
Arkamı dönüp ikisine bakmıştım. Ne demeye çalışmıştı şimdi. Bilmediğim bir şey mi vardı?
"Ne demeye çalışıyorsun?"
"Açıkçası Yoongi hyungun ilk defa birine karşı böyle davrandığını görüyorum. Bu beni şaşırtıyor."
Jimin'in kızardığına şahit olmuştum. Tanrım... Jungkook haklıydı.
"Jimin... gerçekten Yoongi hyungdan hoşlanıyor gibisin?"
"Öyle bir şey yok."
"Kızaran kulakların öyle demiyor."
Gülmeye başlamıştık ancak Jungkook'un gülerken acı çektiğini görmek yüzümdeki ifadeyi soldurmuştu.
"Hadi gir duşa artık."
Jimin Jungkook'un ayakkabısına yöneldiğinde ben de duşa girmiştim. Küvetin suyunu açmış ve yavaşça içine girmiştim. Şampuanı ve lifi alıp üzerimdeki kan lekelerinin geçmesi için büyük bir çaba sarf ediyordum. Bileklerimdeki kanı temizlerken...

Vücudumu hissetmiyordum. Karşımdaki odaklanmış adama bakıyordum. Hiçbir şey yapamıyordum. Bileğim kesilmişti içine bir şey yerleştiriyordu. Bir cihaz... her yer kan olmuştu. Atardamarımı kesip beni öldürmemek için uğraşmış gibiydi. Süre iki katı hızla ilerliyordu. Bileğimi geri diktiğinde geri çekilip bakmış ve uyandığımı fark etmişti. "Uyanmaması gerek. Geri uyutun, geri uyutun hemen.".
Eline keskin aletlerinden birini alıp birkaç kesik daha attı. Her taraf kan gölüne dönmüştü.
"Özür dilerim Vante. Ama anlarsa çok kötü olur. Anlamaması gerek. Anlamaması gerek." Sadece gözyaşıyla dolmuş gözlerimle bulanık görüntüye bakıyordum. Etrafın karardığını fark ettiğimde her şey bitmişti.

Bağırarak lifi elimden fırlattığımda içerden sesler gelmişti.
"JK dur ben bakarım. Kalkma dur!"
Kapı aniden açıldığında hala şoku atlatmaya çalışıyordum. Jimin girdiğinde arkasından Jungkook da girmiş aceleyle yanıma gelmişti. Vücudunun acıyla dolu olduğu yüzünden anlaşılıyordu.
"Bebeğim iyi misin?"
Sadece ağlamak istiyordum. Gördüğüm şey yüzünden acı çekiyor olduğum yetmiyormuş gibi sevgilimin de acı çekmesine neden olmuştum. Yüzüne baktım cevap vermedim.
"Jimin dışarı çıkabilir misin?"
"JK dinlenmen gerek."
"Biliyorum. Ben iyiyim. Geleceğim birazdan."
Sesi çok endişeli çıkmıştı.
"Pekala."
Jimin çıktığında bana geri dönmüştü.
"Bir şeyler hatırladın değil mi? Bunu birazdan konuşuruz. Şimdi seni güzelce temizleyelim."
Lifi fırlattığım yerden alıp yeniden köpürttü ve kanla kaplı bedenimi iyice temizledi. Onun dinlenmesi gerekirdi. Şu hale bak...

Zorla ayağa kalkarken acıyla inledi. O her acı çektiğinde kalbime bir şeyler saplanıyordu. Bu çok kötüydü.
Bornozu bana uzattı ve çıkmamı bekledi. Çıktığımda bornozu bana sardı ve kenardan saç havlusunu alıp kafama koydu. Kolunu daha fazla haraket ettiremeyecek haldeydi. Farkındaydım. Havluyu elime aldım.
"Lütfen geç yat. Geliyorum. Konuşuruz."
"Acele etmene gerek yok."
Derken çıktı. Yürürken çektiği acıyı çıkardığı seslerden anlayabiliyordum. Sikeyim... ne yapmıştım ben?