-14- Ölü ya da Diri -14

689 60 22
                                    

Kendime geldiğimde yerde Jungkook'un kolları arasında ağlıyor olarak buldum kendimi. Hoseok hyung içeriye suyla girdi. Suyu yavaşça içmiştim. Ellerim titriyordu.
"Bebeğim iyi misin? Ne hatırladın?"
"Her şeyi hatırlıyorum Jungkook. Her şeyi hatırlıyorum."
Sesim titriyordu.
"Hoseok hyung biz duşa girelim."
"Ah pekala dolaptaki havluları kullanabilirsiniz."
Sesi endişeli çıkıyordu.

Küvette oturuyordum. Jungkook'un üzerimde dolaşan ellerinin her bir hücremde hissettiğim yarayı sarmaya çalışışı beni mayıştırıyordu. Hala ağlamamı durdurabilmiş değildim. İçim intikamla yanıp tutuşuyordu.
Benden bir açıklama beklediğinin farkındaydım ancak beni zorlamak istemiyor ve sormuyordu.

"Profesöre zorla biri yaptırdı bütün bunları. Profesör bileğime ondan gizli tüm bunları durdurabilecek bir cihaz yerleştirdi. Bileklerimi kesip dikti ve o adama intihara kalkıştığımı söyledi. Tartıştılar bir süre... ve ailem... o adam ailemi öldürdü. Mahalleye taşındıklarının söylenmesini ve benim hafızamın silinmesini söyledi ve gitti."
Gittikçe daha çok ağlıyordum. Bedeni bedenimi sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Jungkook ben daha 15 yaşındaydım. 15 yaşında bunları hak edecek ne yapmış olabilirim? Ben bunu hak etmedim. Böyle bir hayatı hak etmedim. İki ailemin de gözümün önünde öldürülmesini, hafıza kaybını... hiçbir şeyi hak etmedim. Ben o kadar kötü bir insan değildim."
"Sen iyi birisin Vante. Sen bunları hak etmedin. Biliyorum bebeğim. Biliyorum. Sakin ol. Şşş... her şey geçicek sakin ol. Beraber atlatacağız."
Benimle beraber ağlamaya başlamıştı. O da sakin kalamıyordu. Sinir, öfke ve üzüntüden sarsılan bedeni beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Zordu.

Kolları arasındaki bedenimi suyla durulamaya başladı. Rahatlıyordum ancak içimdeki öfke biraz olsun dinmiyordu. Tanrım ne yapmalıydım?
Vücuduma küçük öpücükler bırakıyordu. Kesinlikle tutku dolu değildi. Saftı. Küçük saf öpücükler... içimi ısıtıyordu. Tüm öfkemi yavaş yavaş alıyordu.

***YOONGI***
Umarım iyilerdir. Umarım iyilerdir...
Laboratuvarda hiçbir sorun yokmuş gibi davranmaya çalışıyordum. Şu zamana kadar duygularımı nasıl gizlediysem aynı profesyonellikle gizlemeye devam ediyordum. Vereceğimiz en ufak bir açık şüpheyi üzerimize çekerdi ve bu hiç iyi olmazdı.
Savaşçılar dönmüştü. Hallerinden onları bulamadıkları belliydi.
Patron konuştu.
"Rapor ver."
"Efendim Sınır içinde değil. Çıkış yapmış olmalı. Her yere baktık."
Bana döndü.
"JK nerde Min Yoongi?"
"Bugün de izinli. İşe yarın başlayacak."
Gözlerinden gözlerimi ayırmıyordum. Yalan söylediğimi anlamasını istemiyordum.
"Peki nerde o Min Yoongi? Videoyu gördükten sonra onu bir daha görmemiş olmam normal mi?"
"Odasında falandır muhtemelen. Vücudu hala zehiri atmaya çalışıyor. Dinlenmeye falan gitmiştir."
"İhanetin cezasını biliyorsun değil mi Min Yoongi?"
"Biliyorum. Çok iyi biliyorum."
Savaşçılara dönmüş ve konuşmuştu.
"Odasına bakın. Derhal!"
Bir şeylerin farkındaydı ve bu onlara verilen zamanı daha da kısaltıyordu.

***
"Onun da Sınır'da olmamasının bir sebebi olmalı. Yarın her yer didik didik aranacak. JK VE KIM TAEHYUNG'U CANLI YA DA ÖLÜ YARIN BURDA İSTİYORUM. DUYDUNUZ MU BENİ?"
"Evet efendim."
Jimin koluma tutunup sıkmıştı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Ne yapacaktım? Sikeyim... ne yapacaktım?
Koşarak odama ilerledim. Arkamdan gelen küçük bedenin eli beni sakinleştirmeye yetmiyordu.

Masamın üstündeki bütün dosyaları etrafa saçarak rahatlamaya çalışıyordum. Jimin'in sesi bile şu an bana fayda etmiyordu. Bağırarak yumruğumun aynaya savrulması için bedenimi hareket ettirirken beni durduran ellere baktım.
"Lütfen sakin ol. Her şeye zarar ver ama kendine olmaz. Lütfen..."
Titreyen vücudumun yere düşmesine izin vermiştim. Yanıma oturdu, bana sarılıp ağlamaya başladı. Küçücük bedeni kollarımın arasında kayboluyordu. Hayatımda ilk defa bir krizden kendim çıkmak zorunda kalmamıştım. Az önce bu minik beden beni karanlık dünyamdan sıyrılmamı sağlamıştı. Garip hissettiriyordu. Huzurlu hissettiriyordu. Tabi bu sadece birkaç saniye sürdü ve gerçekliğe geri döndüm.
Sakinleştikten sonra telefonumu çıkardım.

"JUVAN." |TaeKook| ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin