K.Ö. 🖤 Bölüm 10

8.1K 889 532
                                    

Selam K.Ö. okurları..

Başlamadan önce yıldıza basalım olur mu?


Büyük üzüntüler gözyaşlarında yaşar. (William Shakespeare)


Üçüncü ay ilacı bıraktım. Tutarsızlığı, kıskançlığı her gün artan kocamla bebek yapma fikri güzel değil korkunç görünmeye başlamıştı gözüme. Sağlıklı olmayan bir evliliğe masum bir bebek getirip onu tutarsız kavgaların içine atamazdım. İlacı bıraktığımı Emre'ye söylememiştim aksine ilacın yan etkisinin azaldığını, cinsel isteğimin yavaş yavaş geri geldiğini söyledim. Çok sevindi. Beni kaybettiğini sandığını, o yüzden tepki gösterdiğini söyledi. Yaptıkları için pişmandı falan filan.. Sorun olmadığını söylüyordum ama içimde fırtınalar kopuyordu. Bazen Emre'yi haklı çıkaracak bir sürü bahane bularak avutuyordum kendimi ama mantığım gerçekleri haykırmaktan vazgeçmiyordu. Mantığım, 'Hem en kötü günümde yalnız bırakıldın, hem kadın olarak aşağılandın!' diyordu ama öylesine bağlıydım ki ona, o sesi bir şekilde bastırıyordum.

Dördüncü ayımızda hayatımız normal ritmine dönmüştü. Birbirine aşkla bakan mükemmel çifttik dışarıdan bakıldığında ama benim açımdan gerçekler çok farklıydı, geceleri uyuyamaz olmuştum. Emre kadınlığımı sorgulayarak yetersiz olduğumu söylemişti, benim yanımda kendisi olamıyordu, yani rol yapıyordu ve işin aslı şu an ben de rol yapıyordum. Daha bir yıllık evliydik ama kocama mutlu olduğuma dair rol yapıyordum, neden? Onun hiç tanımadığım ve tanıyınca dehşete düştüğüm yüzü nedeniyle.

Bazen sabaha karşı kalkıp balkonda kahve sigara içiyordum. Emre hoşlanmasa da karışmıyor, gecenin bir yarısı yanıma gelip aşkla sarılıyordu. Sonra bende bir hasar kalmadığını test etmek istercesine saatlerce sevişiyordu benimle. Ona karşılık verirken resmen zorluyordum kendimi, bir zamanlar bakmaya bile kıyamadığım adamın dokunuşları merhem değil yaraydı artık bana.

Olayın bir de annem boyutu vardı. Annem tedavi sürecinde Emre'nin davranışının kabul edilemez olduğu, boşanmam gerektiği konusunda ısrar ediyordu. Annem hayatımda ilk kez ne yapmam gerektiğini söylüyor, bu durum beni ürkütüyordu çünkü haklı olduğunu mantığım daha aylar öncesinden haykırmıştı bana ama ben duymamayı tercih etmiştim. Aşktan ziyade alışkanlıktı galiba hislerim ve böylesi yanlış bir tercih yaptığım için kabullenememe durumu yaşıyordum. Bu kadar kör değilimdir diyor, Emre'nin davranışlarına bahane bulmaya çalışıyordum.

Bir gece geç saatte teyzem aradı. "Hayırdır inşallah?" diyerek açtım telefonu ve panik haldeki teyzemin sesi ulaştı kulaklarıma.

"Yaren yavrum, yardım et!" dedi.

"Teyze hayırdır? Annem iyi mi?"

"Annen iyi yavrum ama Selin'e ulaşamıyorum. Bir saat önce aradığımda sarhoştu, şimdi de telefonu açmıyor. Babasına söyleyemiyorum, valla bu kez evlatlıktan reddeder. Sen bakar mısın diyecektim?" diye sordu.

"Tabi bakarım. Sende yedek anahtar var mı?"

"Var, girişteki çiçek saksısının altına koyarım. Beni hemen haberdar et, tamam mı?" dedi.

Anne yüreği işte, kıyamadım. Yataktan kalktığımda Emre de uyanmıştı.

"Sevgilim, ne olmuş?" diye sordu uyku mahmuru.

"Selin biraz dağıtmış, teyzem de endişelenmiş. Bir bakıp geleceğim." dedim.

"Gelmemi ister misin?"

KALBİMDE ÖLÜM    (KAÇINILMAZ AŞKLAR-2) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin