K.Ö. 🖤 Bölüm 8

7.7K 885 367
                                    

Selam K.Ö. okurları..

Başlamadan önce yıldıza basalım olur mu?

Bir şey üzerine soru sormadan, uzun uzadıya düşünmek hiçbir zaman cevap getirmiyordu. (John Everson)


GEÇMİŞTE

Planladığımız gibi düğünümüzün açılışını muhteşem bir tango eşliğinde yapmıştık. Tüm arkadaşlarımız oradaydı ve çığlıklar, kahkahalar, ıslıklar havada uçuşuyordu. Bir an bile boş durmamış, tüm gece dans etmiştik. Saat iki sularında çiçeğimi atmam için baskılar başladı. Vermeye kıyamıyordum ama çaresiz atacaktım, zira evlenmeye hevesli arkadaşlarım büyük bir heyecanla bekliyorlardı çiçeği atmamı. Çiçeğimi Buğra'nın yakalaması hoşuma gitmişti, eğer Selin yakalasaydı kıskançlıktan çatlardım. Hala katlanamıyordum ona ve bir zamanlar kuzenim ve en yakın dostum olduğunu hatırlamak tuhaf geliyordu bana.

Arkadaşlarımızla vedalaştıktan sonra Emre beni kucağına aldı ve alkışlar eşliğinde arabaya yerleştirdi. Evimize yine kucağında girdim ve yatağımıza geldiğimizde tabi ki kucağındaydım. Birkaç gün evli olduğumu kavrayamadım. Her şey çok hızlı olmuştu. Sonraki haftalar ise biraz sıkılmaya başladım. Tüm gün evde Emre'yi beklemekten sıkılmıştım.

Bir ay sonra Emre'ye işe gireceğimi söyledim ve iş başvurularında bulundum. Emre kararımı destekliyordu. Sen nasıl istersen öyle olsun diyor, güler yüzünü ve huzuru asla esirgemiyordu benden. Başvuru yaptıktan iki gün sonra işe başladım. Yine babam sağ olsun, bildiğim diller her kapıyı açıyordu. Emre ondan daha yüksek maaş almama ilk anda bozulsa da hemen toparladı kendini ve hiç sorun çıkarmadı aramızda.

İşe girmemle evliliğimiz düzenli bir huzurla ilerlemeye başladı. Gündüz çalışıyor, gece uzun sohbetler ediyor ve birbirimizden sıkılmadan her daim sevişiyorduk. Bazı günler ailelerimizin evlerine konuk oluyor, biraz torun baskısı görmemize rağmen işin içinden sıyrılıyorduk. Emre ile evin kredisi bitince çocuk sahibi olmaya karar vermiştik ve ben birkaç ay sonra 24 yaşıma girecektim. Henüz çok gençtik ve bebeğimizi maddi kaygı yaşamadan dünyaya getirmek istiyorduk. Gerçi ben asla maddi kaygı yaşamazdım. Bankada şahsıma ait yüklü bir meblağ vardı. Babamın evlenmeden önceki yatırımları aynen duruyordu ama bunu Emre'ye söyleyip onu mutsuz etmek istemiyordum. Madem on dört ay sonra borcumuz bitecekti, biz de on dört ay sonra bebek sahibi olurduk.

Mutluyduk, aşıktık ve evliliğimiz harika ilerliyordu. Emre eve daima güler yüzle geliyor, bana sıkıca sarılıp, uzun uzun öpüyordu.

Üç ay sonra Selin bize ziyarete gelmeye başladı. Öğrendiğime göre Emre'nin ekibinde çalışıyordu ve bir akşam, Emre'ye ertesi günkü toplantısı için unuttuğu dosyayı getirme bahanesiyle kapımızı çaldı. Selin evin içinde dolaşırken, evin düzenini bildiğini fark ettim ama bozuntuya vermedim. O ise Emre ile birlikte burayı ne kadar çok aradıklarını anlatmaya başlamıştı bile. Mutlu evliliğimizde katkısı olduğu için sevinçli olduğunu dile getiriyordu. Ancak, oturduğumuz evin Selin ile seçilmesi beni rahatsız etmişti. Birkaç saat oturduktan sonra gittiğinde Emre ile konuşmak için sabırsızlanıyordum.

"Bizi ayırdığı halde onunla hala arkadaşlığını sürdürmene inanamıyorum." dedim.

"Sevgilim bizi o değil, benim salaklığım ayırdı. Hem, hani bu konuları açmayacaktık?" dedi.

Sıkıntılı bir nefes verdim.

"Senin ekibinde olması şart mıydı?"

Emre biraz huzursuz olmuştu. Kavgaya tutuşacak halimin farkındaydı.

KALBİMDE ÖLÜM    (KAÇINILMAZ AŞKLAR-2) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin