Akademiye veda
Okul bahçesinden çıkarken babama motorla gideceğimi söylemiştim eğer şu an yaşanılanların üzerine konuşursam onlara karşı sert davranabilirdim bu yüzden babam beni anlayışla karşıladı. Ama biliyordum ki şu an ne kadar ses etmese de içinden "sen eve bir gel o zaman görüşeceğiz"
cümlesini geçirdiğine yemin edebilirdim ama ispatlayamazdım.
Sonra motoruma doğru yürüdüm ve kaskımı takacakken babam dikkatli sürmem için beni uyardı çünkü geçmişe dönüp baktığımızda ne zaman bir şeye sinirlensem ya da hayal kırıklığına uğrasam arkasından soluğu hastanede alıyordum şans eseri bugüne kadar çok ciddi bir kaza geçirmemiştim.Bu benim için bir terapi niteliğindeydi. Bu motoru ilk gördüğümü hatırlıyorum da daha dün gibi gözümün önüne geliyor. Bir okul çıkışı Nehir ile birlikte sokakta yürürken bir galeri de görmüştüm görür görmezde Nehir e bu benim olmalı demiştim. Daha sonra babama gidip onu almak istediğimi söylemiştim ama babam buna müsade etmemişti yoğun ısrarlarıma dayanamayıp kabul etmişti. Paranın bir kısmını babamdan almıştım kalanını ise o yaz çalışıp biriktirmiş tim. Galeriye gittiğimde motorun satılacağını duydum ve onu almak isteyen müşteriyle tam üç saat geçen ikna çabalarımın ardından ona kavuşmuştum.
O günden beri tam iki yıl geçti o gün bu gündür de benim en yakın dostlarımdan biri oldu. Deli olduğumu düşünebilirsiniz ama bütün sırlarımı, tüm mutluluklarını, öfkelerimi, sevinçlerimi onunla paylaşmıştım. Bir nevi dert ortağım benim.
Şu an bunları neden düşünüyorum inanın bilmiyorum ama sanırım bu motorda okulun bir parçasıydı.
Kulağımda müzik ve tabiki arabesk olmazsa olmaz türk olmamın güzel yönlerinden birisi de bu sanırım arabesk. Bir süre ilerledikten sonra yüksek bir yere çıkıp motoru kenara çektim ve Nehiri arayıp yanıma gelmesi için çağırdım."Efendim Yağmur yine kendine dertleşmek için en sevdiğin kuzenini mi çağırıyorsun."
" Komik olabilirsin ama şu an hiç modumda değilim biliyorsun her zaman ki yerimize geldim. Hadi seni de bekliyorum " En Sevdiğim Kuzenim"" bu kısmı imalı bir şekilde söylemiştim Nehirle aramızda hep kardeş gibi ufak atışmalarımız olurdu.Bu tepeyi bir gün yürüyüş yaparken keşfetmiştim. Burası bütün şehri gösteren harika bir yerdi.
Bir saat sonra Nehir yanıma gelmişti.
" Ooo dertler derya olmuş. Anlat bakalım."
" Anlatacak bir şey yok aslında durumu sende gördün olan bu yani. Okuldan güya kendi isteğimle ayrıldım. Şu an o kadar mutluyum ki anlatamam sana."
" Yağmur bu arada o kıza sağlam tokat attın."
" Değil mi o an acayip rahatladığımı hissettim biliyor musun, onunla hep laf dalaşı yapardım ama bu kez bizzat eyleme geçtim." Nehirle konuşmak bana iyi gelmişti biraz olsun bu durumu unutmamı sağlamıştı." Yalnız var ya koça vurabileceğini hiç tahmin etmiyorum asıl konu oydu yani herkes donup kaldı bir an için. Adamın burnunu kırdın resmen."
" Hiç hatırlatmasan daha iyi olacak. Offf ya şu an ağlasam mı gülsem mi bilemiyorum."
" Boş ver her şey yoluna girecek merak etme en azından eğitim hayatını tehlikeye atmamak için okul değiştirmeni sağladılar."
" Aman ne kadar güzel." Bir an için kahkaha atmaya başlamıştım, biraz sonra eve gidince uzun bir konuşma beni bekliyordu bu en azından rahatlamamı sağlamıştı.
" Hadi gidelim artık geç oldu."
" Hadi bakalım "
Eve yaklaştığımda kapının girişinde babamın kollarını bağlamış kaşları çatık bir halde beni beklediğini gördüm. Sessizce içeri geçip kanepeye oturdum.
" Evet Yağmur hanım sizi dinliyorum bugünün bir açıklaması vardır sanıyorum ha ne dersiniz."
" Tabii ki var. Koç meselesini hiç sorma boş bir anıma denk geldi. Hanna' ya gelecek olursak bana hakaretler etti bir şey demedim ama senin hakkında ileri geri laf atınca dayanamayıp tokatı patlattım işte."" Bak sende benim için değerlisin seninle gurur duyuyorum ama seni oltaya getirmişler bildiğin yani."
" Babama bak sen dalgaya gelmek falan."
" Hâlâ babanım." " Neyse şu an kendini nasıl hissediyorsun?"
" Ne hissedeceğimi ne yapacağımı hiç bilmiyorum. Eğer müsade edersen biraz dinlenmek istiyorum."
" Bak bugün yeterince dersini aldığını düşündüğüm için sesimi çıkartmıyorum ama yarın bunu ayrıntılı olarak konuşacağız. Hadi şimdi odana gidip dinlen."Odama geldiğimde olayın farkına yeni varıyordum. Şimdi ne yapacaktım bütün her şey sona ermişti sanki, sabaha kadar düşünmekten uyuyamamıştım.
Sabah olunca her zamanki gibi kısa bir yürüyüşün ardından kahvaltıya gelmiştim.
" Günaydın babacığım ."
" Günaydın kızım bugün ne yapacaksın."
" Okula gidip kaydımı sildirecegim sonrada kalan eşyalarımı alıp geleceğim sonrasını hiç sorma bilmiyorum."" Tamam ben şimdi spor salonuna gidiyorum dönüşte oraya gel."
" Tamam."Babam yakınlarda bir spor salonunda antrenörlük yapıyordu. Sporu bırakınca antrenörlüğe başlamıştı.
Kahvaltımı yaptıktan sonra hazırlanıp Nehirle beraber akademiye doğru gittik. Öncelikle kayıt sildirme işini hallettikten sonra Nehirle beraber eşyalarımı almak üzere dolabıma gittik. Gittiğimde tam karşıda Hanna ve tayfası vardı." Ooo bakın burada kim varmış ne o Yağmur gidiyor musun inan gideceğin için çok üzülüyorum. Bak senin şerefine bir parti bile veriyoruz mutlu olmalısın"
Arkadan birkaç kız ellerinde konfetiler patlatarak yanıma geldiler. Şu an sakin kalmalıydım zaten bir daha onun yüzünü görmeyecektim.
" Ne oldu bir bebek gibi ağlayacak mısın yoksa? Ama ne güzel oyuna getirdim seni nasıl da inandılar bana. Tabi sende haklısın benim gibi biriyle uğraşılmaz."
Ya sabır bu kız sabah çıkmadan yürek yemişti sanırım.
Tam eşyalarımı toplayıp çıkmak üzereyken eşyalarının üzerine boya dökmüştü. İşte bu bardağı taşıran son damla olmuştu. Artık hiç bir şey umrumda değildi zaten okulla da ilişiğim kesilmişti.
" Sen bana baksana bir ben laz kızıyım anladın mı? Sen deliysen ben senden daha deliyim" işte o an da suratına güzel bir tokat patlattıktan sonra saçlarını elime almıştım, beni onunla uğraşırken Nehir de diğer tarafta onun arkadaşlarına dalmıştı.
" Bırak beni diyorum sana bırak , yardım edin."
" Sakın bir adım daha atmayın adım atanı boğarım sakın."Benim bu sözlerimin üzerine kimse yanıma yaklaşamamıştı ama o sırada koç gelip güç bela beni Hanna'nın üzerinden almıştı.
" Yağmur yine ne yapıyorsun bugün gideceğini sanıyordum. Bu yaptığın fazla oldu artık kendine gel."Koç'un gelmesiyle ben de kendime gelmiştim." Ama o başlattı yine. Tabi siz yine bütün sorumluluğu benim üzerime yıkacaksınız ama artık bu haksızlığa dayanamıyorum iyi ki de bu okuldan gidiyorum."
" Bence de Yağmur artık gitsen iyi olur." Koç'un bu sözlerinin üzerine burada kalmam için hiç bir sebep olmadığını anlamıştım. Ben son kez okul koridorlarını geçerken anılar birbir gözümde canlanıyordu. Üç yıl boyunca burada güzel anılarım olmuştu. Burayı geride bırakmak benim için oldukça zor olacaktı ama burada da daha fazla kalmak istemiyordum artık bütün bu haksızlıklara tahammülüm kalmamıştı. Ben basamaklardan inerken herkes arkamdan alkışlar tutup ıslık çalıyordu meğer ne çok gitmemi isteyen insan varmış.
" Yağmur neler oldu böyle az önce duydum gidiyormuş sun." Bu gelen Ela' ydı bu akademi deki en iyi arkadaşımdı. O dans bölümündeydi bir haftadır turnede oldukları için hiç bir şeyden haberi yoktu.
" Ela gidiyorum işte her şey bitti. Buraya kadarmış."
Son kez Ela' ya sarıldım o benimle olacaktı sadece ben burada olmayacaktım. Şu an ağlamak istemiyordum zaten hiç bi şey için değmezdi.
Okula son kez baktım anılarım gözümde canlanıyordu. İlk geldiğimde ne kadarda mutlu olmuştum. Bu okula katılmak zordu herkes kolay kolay giremiyordu ama ben başarmıştım. Ama artık bir önemi yok her şeyi geri de bırakmalıyım.
Tüm bunları düşünürken motoruma binip her şeyi geride bırakarak başka bir sayfa açmak üzere yola koyuldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOLA DEVAM (TAMAMLANDI)
Teen FictionAlmanya da yaşayan Yağmur için spor bir tutkuydu. İstediği üniversitenin spor bölümünde hayallerine kavuşmak üzereydi ama tam o sırada sınıftaki arkadaslarının kurdukları planlar yüzünden üçüncü sınıfın sonlarinda okuldan atılmak zorunda kaldı. Bi...