28. Bölüm

149 38 1
                                    


Öylece baygın bir halde yatarken etrafıma insanların toplanmaya başladıklarını hissedebiliyordum. Yattığım yerde doğrulma ya çalışırken bütün vücuduma dayanılmaz bir acının yayılmasıyla olduğum yerde kalıp acı içinde kıvranmaya başladım. Sonra başıma birisi geldi ve

" Merak etme Yağmur seni hastaneye yetiştireceğiz." Dedi.

Bu yüzü sanki daha önce bir yerde görmüştüm ama bunu düşünemeyecek kadar kötü durumdaydım. Sonra bir anda görüşüm bulanıklaşmaya başladı ve tamamen kapandı.

***

Gözümü bir ara açtığımda bir ambulanstaydım ve başımda yine o sesin sahibi vardı. Daha sonra görüşüm yeniden bukanıklaştı ve bu sefer tamamen kapandı.

Yeniden gözümü açtığımda bir hastane odasında olduğumu gördüm. Başımda esmer orta boylu, saçını topuz yapmış kahverengi gözlü bir hemşire vardı ve serumu değiştiriyordu. İşini bitirip çıkarken benim gözlerimi açtığımı fark edip hemen doktoru çağırmaya gitti. Az sonra içeriye kırklı yaşlarında güler yüzlü, uzun boylu hafif kırlaşmış saçlarıyla mavi gözlü bir doktor girdi.

"Merhaba Yağmur ben doktor Oktay. Demek sonunda hayata döndün. Şu an nasıl hissediyorsun bakalım."

" Çok yorgunum ve her yerim açıyor. Ne oldu bana?"

" Büyük bir kaza geçirmişsin. Motorla bir tıra çarpmışsın bir süre seni sürüklemiş. Ama bir genç seni farkedip hemen ambulansı aramış. Buraya geldiğinde az daha kalbin duruyordu. Ameliyatın saatler sürdü. Üç gündür de bilincin yerinde değildi."

" Üç gün mü? Ben üç gündür burada mıydım?"

"Evet maalesef ama neyse ki artık kendine geldin. Bir de ...."

Doktor bir an için sessizlesti. Söyleyeceği şeyi nasıl söyleyeceğini düşünüyordu.

" Bir de ne doktor bey söyler misiniz?"

"Duyduğum kadarıyla sporcuymuşsun?"

" Doktor bey artık söyler misiniz?"

"Bunu söylemesi biraz zor ama kazada bacakların çok hasar görmüş ve bir süre basketbol oynayamayacaksın."

Doktorun söyledikleri bende bomba etkisi yaratmıştı. Ne demek bir süre yürüyemeyeceksin? Böyle bir şey nasıl olurdu? Hemen ayağımı hareket ettirmeye çalıştım ama hiç bir his yoktu. Sonra tekrar tekrar ve tekrar denedim.

"Doktor bey bu nasıl olur ben sadece yolda gidiyordum. Sonra bir an da karşıma o tır çıktı ama bu kadar da kötü olmamalı lütfen bu olamaz. Ben bir sporcuyum ve bacaklarım olmadan da bunu yapamam."

Göz yaşlarım sel olup akmaya başlamıştı. Bir daha basketbol oynayamayacak mıydım ? Motoruma binip canım sıkılınca bir yerlere kaçamayacak mıydım? Yeniden parka gidip yürüyüş yapamayacak mıydım? Rüzgara binip o yemyeşil tepeleri aşamayacak mıydım? Bunların hepsine ben sebep olmuştum o halde kafam dağınıkken motora binmeyecektim. Babam belki de bunun olacağını ön görerek bana motor almam konusunda karşı çıkmıştı ama ben ise ısrarla almıştım onu. Şimdi ise o motor bacaklarımın bu hâle gelmesine sebep olmuştu. Ama motorun ne suçu varki tüm suç bende daha dikkatli olsaydım bunların hiç biri olmayacaktı. Şu an hiçte sağlıklı düşünemiyorum.

Doktor, " Geçmiş olsun. Ben en iyisi babanı çağırayım." Dedi.

Doktor çıktıktan sonra gözlerinde büyük bir endişeyle içeriye babam girdi.

"Yağmur. Kızım çok şükür uyandın sonunda. Senin için ne kadar endişelendim bilemezsin ama merak etme her şey çok daha iyi olacak."

"Nasıl baba? bu nasıl olacak? Ben belki de bir daha yürüyemeyeceğim. Belki de yapmayı sevdiğim birçok şeyi bir daha yapamayacağım."

YOLA DEVAM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin