Sabah horoz sesleriyle uyandım. Elime telefonu alıp baktığımda saatin henüz 6.30 olduğunu gördüm. Kalkıp yine rutinimi bozmadım ve aşağıya inip bahçe kapısından çıktıktan sonra uzaklarda denizin göründüğü noktaya kadar yürüdüm. Yürürken henüz yatağından yeni kalkmış ya da hâlâ uykuda olan insanların evlerinin arasından geçtim. Yol üzerinde evlerin bahçelerinden sarkan sarmaşıklar ve rengarenk çiçekler vardı. Biraz daha yürüdükten sonra denizi görebilmiştim. Hız kesmeyip o yöne doğru ilerledim ve sonunda deniz kenarına ulaşmıştım. Kenarda teknelerini açılmak için hazırlayan insanlar vardı. Saatime baktığımda saatin sekiz olduğunu fark ettim. Bu saatte evdekiler daha yeni kalkıyorlardı bu yüzden yarım saat kadar ileride gözüme çarpan kayaların üzerine oturup Ege denizinin o güzel havasına derin derin içime çektikten sonra denize veda edip tekrar eve döndüm. Bahçe kapısından içeri girdiğimde saatin dokuzu çoktan geçtiğini fark ettim. Herkesin kahvaltıda olabileceğini düşündüğüm için direk arka bahçeye geçtim. Geldiğimde tahmin ettiğim gibi herkesin kahvaltı masasında olduğunu gördüm sadece dayım ve bir teyzem burada değildi. Onlar artık kendi evlerine geçmişlerdi. Beraber kahvaltı yaptıktan sonra dedem çiftliği göstermek için beni de götürmek istediğini söyledi. Çiftlik, Muğla'nın bir başka güzel ilçelerinden biri olan Köyceğiz yakınlarında bir yerdeydi. Orada bir sürü portakal, şeftali ve limon ağaçları vardı. Küçükken geldiğimde hep oraya gitmek isterdim. Akşama kadar meyve ağaçlarının tepesinden inmek bilmezdim. Ama eğer şimdi oraya gidersem birkaç günden önce tekrar buraya gelemezdim. Buraya daha yeni yeni ısınmaya başlıyordum."Dedeciğim ben birkaç gün daha burada kalsam hem anneannemle biraz daha vakit geçirmek istiyorum."
"Demek öyle sen bilirsin ama biliyorsun atlar almıştık senin en son geldiğinde artık at çiftliğimizde var. Tabi sen bilirsin yine de.".
Dedem atlara karşı olan sevgimi bildiği için beni caydırmaya çalışsa da yelkenleri suya indirmeyecektim.
"Olsun dedeciğim hem daha buradayım. Zaten biliyorsun dayanamaz iki güne bende seninle gelirim."
"Tamam tamam ama bak çiftlikte yeni düzenlemeler yapıyoruz çabuk gelirsen sen de yardım edersin. İstediğin gibi düzenleyebilirsin."
" Geleceğimden emin olabilirsin. Bana iki gün ver."
" Ben gidiyorum o zaman hadi Allah'a emanet olun."
" Sen de dedeciğim dikkat et kendine."
Dedemi çiftliğe gönderdikten sonra kahvaltı masasını toplayıp Nehirle beraber güzel bir Fethiye gezisi yapmaya karar verdik. Buraları avucunun içi gibi biliyordum. İlk iş olarak Fethiye de nereleri görmek istediğimize dair bir rota çizmeye karar verdik. Uzun zamandır buraya gelemediğim için akşama kadar eve girmeyi hiç düşünmüyordum. O yüzden Nehirle yanımıza sırt çantalarımızı da aldık. İçine şu, içecek ve birazda atıştırmalık bir şeyler aldıktan sonra garajda duran bisikletlerimizi alıp gezimize başladık. Bu bisikletleri dedem bizim için getirmişti.
" Hazır mısın Nehir?"
" Evet bir an önce seninle bu maceraya başlamak istiyorum. Sana güveniyorum kaptan uçur bizi."
Beraber kahkaha attıktan sonra bahçe kapısından çıkıp duvarları sarmaşıklar la ve çiçeklerle kaplı evlerin bulunduğu yolları taşlarla kaplı olan sokaktan geçtikten sonra ilk iş olarak Baba dağında yamaç paraşütü yapmaya karar verdik. Her ne kadar Nehir korktuğunu söylese de onu ikna edip paraşütle atlamak için yolumuzu Baba dağına doğru çevirdik. Bir süre bisikletle gittikten sonra ilerde bisikletlerimizi emanet edip bir tura katıldık. Çünkü bu bisikletlerle dağa çıkmak imkansızdı. Dağın tepesine vardığımızda büyük bir kalabalık vardı. İnsanlar bu deneyimi yaşayabilmek için çok uzaklardan buraya geliyordu. Şanslıydım ki annem buralıydı. Herkes sıraya geçmiş bekliyordu. Ve nihayet sıra bana gelmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOLA DEVAM (TAMAMLANDI)
Teen FictionAlmanya da yaşayan Yağmur için spor bir tutkuydu. İstediği üniversitenin spor bölümünde hayallerine kavuşmak üzereydi ama tam o sırada sınıftaki arkadaslarının kurdukları planlar yüzünden üçüncü sınıfın sonlarinda okuldan atılmak zorunda kaldı. Bi...