8. Bölüm

578 54 26
                                    

Fırat Sertkaya

Her şeyin başladığı yer.

Nisan 1995 İstanbul.

O gün koç antrenman için her zaman yaptığımızdan farklı bir yerde yapmaya karar vermişti. Gideceğimiz yer de kaldığım eve uzakta kaldığı için koçtan izin alıp erkenden çıkmaya karar verdim onlar antrenmandan sonra kutlama yapacaklardı kendimi yorgun hissettiğim için katılmak istemiyordum. Daha sonra bunun telafisini yapacağım sözünü verdikten sonra dışarı çıktım. Çıktığımda ise dışarıda yağmurlu bir hava vardı. Durak buraya biraz uzakta kaldığı için oraya gitmem hasta olmama sebep olacaktı. Ama daha fazla da burada bekleyemezdim. En sonunda karar verip spor salonunun giriş kapısından çıktım hızlı olursam bir yere sığınabilirdim. Benim çıkmamla sanki yağmur daha da hızlanmaya ve artmaya başlamıştı daha yolun yarısına varamadan sırılsıklam olmuştum. Biraz daha böyle devam ederse durağa ulaşmadan burada donacaktım. Bir an da gözüme yol kenarında küçük bir lokanta çarptı dışardan çok güzel bir görüntüsü vardı. Dış cephesi ahşaptan yapılmış, üzerinde çiçeklerle kaplı bir orman resmi vardı. Resmin üzerinde de kocaman beyaz renkle yazılmış SICAK KALPLER LOKANTASI yazıyordu. İçeride ise yine ahşap sandalye ve masalardan oluşan hoş bir görüntü vardı. Bu küçük lokanta sanki beni içine çekiyordu bir anda karar verip lokantaya girmeye karar verdim zaten başka şansım da yoktu.

Kapıdan içeri adımımı attığımda sıcacık bir hava iliklerime kadar içimi ısıtmıştı ve içeriden lezzetli kokular geliyordu. O an da içimi büyük bir huzur kaplamıştı.

" Hoş geldiniz, buyurun sizi şöyle masaya alalım."

Bir anda o sesle kendime gelmiştim arkama döndüğümde onunla karşılaştım. Bir yetmiş boylarında, saçları omuzlarına bukleler halinde dökülen kumral ve ela rengi gözleriyle bana bakıyordu.

" Bey efendi size diyorum. Duyuyor musunuz?"

" E e evet tabiki teşekkür ederim."

" Çok ıslanmış görünüyorsunuz siparişinizi almadan önce size elektrikli soba getireyim biraz daha böyle durursanız hasta olursunuz"

" Çok teşekkür ederim evet bayağı ıslandım."

O arkasını dönüp içeri doğru giderken içimi tuhaf bir his kaplamıştı. Hayatımda ilk defa böyle bir şey hissediyordum.

" Evet getirdim işte bu şalı da sırtınıza alabilirsiniz."

" Teşekkür ederim. İlk defa bir lokanta da bu kadar ilgili bir çalışan görüyorum."

" Bu bana özgü bir şey değil buranın havasıyla ilgili neyse ben siparişinizi alayım."

" Merak ettim buranın havasında ne varmış?"

" Üzgünüm ama şu an çalışmam gerek gördüğünüz gibi burası kalabalık ve yeterli çalışan yok o yüzden siparişinizi alabilir miyim?"

" Tabi ki afedersiniz o zaman menüyü alabilir miyim?"

" A afedersiniz bugün biraz yoğun ve diğer çalışanlarda izinli bu yüzden kafam çok dolu neyse ben menüyü getireyim."

" Önemli değil ben beklerim."

Biraz sonra içeriden ellili yaşlarında bir adam çıkıp yanıma geldi. Gözlerinin altı günlerce uyumamış gibi çökmüş duruyordu.

" Hoş geldin genç adam. Biz buraya gelen değerli müşterilerimize buranın hikayesini anlatırız."

" Değerli müşteriler?"

" Evet değerli. Bu kapıdan girenler genelde gündelik hayatın acelesinden bir uğrayıp çıkayım diyenler, kalpleri hayatta yaşadıkları yüzünden kırık olanlar ya da senin gibi tesadüfen burayı keşfeden müşteriler oluyor. Buraya sıcak kalpler ismini vermemin sebebi de bu işte."

YOLA DEVAM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin