5. Bölüm

724 62 20
                                    

Okuldan çıktıktan sonra doğru babamın spor salonuna gitmiştim içimdeki öfkeyi bir şekilde atmam gerekiyordu bunu da ancak orada yapabilirdim. Babam antrenman yapabilmem için bir odayı bana ayırmıştı anahtarı sadece babam ve bende vardı. Bütün öfkelerimi, bütün yorgunluklarımı ve bütün kırgınlıklarımı bu oda da yaşamıştım. Bu oda sanki benim hayatımdaki küçük ayrıntıları gizleyen bir kapalı kutuydu.

Salona geldiğimde babamın çalıştırdığı takımla beraber başka bir yere antrenman yapmaya gittiğini öğrendim. Onun burada olmaması daha iyiydi eğer o burada olsaydı kendimi rahat hissedemezdim. Bir süre kendimle başbaşa kalıp bundan sonra ne yapacağım konusunda düşünmem gerekiyordu.

Odaya girdiğimde içimi bir huzur kaplamıştı işte olmak istediğim yer burasıydı.

Ve yapılması gerekenler belliydi bir adet kulaklık, bir adet kum torbası ve kendini kaybetmiş bir Yağmur. İşte doğru kombinasyon bu. Tabiki telefonda beni harekete geçirecek bir müzik.

Kum torbasını yumruklamaktan saatin kaç olduğunun farkına bile varamamıştım en sonunda yorgun düşüp yere uzandım. Bu kadar zaman kendimi yormama rağmen kendimi sanki bir kuş gibi hafif hissediyordum. Demek ihtiyacım olan biraz kum torbası yumruklamakmış.

Bir saat sonra spor salonundan çıkıp eve gittim ama babam henüz eve gelmemişti belli ki işi uzun sürecekti bende banyo yapıp biraz yatakta uzandım. Yarım saat sonra yemek hazırlayıp babamın gelmesini bekledim ama onun yerine halam gelmişti. Onunla dünden beri konuşamamıştım.

"merhaba Yağmur nasıl oldun bakalım seninle bir türlü fırsat bulup konuşamadık."

" Merhaba hala gelsene." Kendime ve halama birer bardak çay alıp balkondaki kanepeye oturduk.

"Şu an ne düşüneceğimi ne yapacağımı inan ben de hiç bilmiyorum. Bir yandan o okuldan uzaklaşmış olmaktan dolayı kafam daha rahat ama diğer yandan da o kadar emek harcayıp bu duruma düştüğüm için kendimi kötü hissediyorum."

" Bak haklısın şu an olay daha yeni yaşandığı için düşünemiyorsun ama üzülme birkaç gün sonra kendine yeni bir sayfa açacaksın ve emin ol bu sefer çok daha mutlu olacaksın inan bana."

" İyi ki varsın halacım ben annemi tanıyamadım ama sen bana hep bir anne gibi oldun. Senin hakkını hiç bir zaman ödeyemem."

Bir süre halama sarılıp öylece kaldım daha sonra babam geldi ve akşam yemeğimizi yedik ama babam benimle hiç bu konu hakkında konuşmadı. Yemekten sonra bulaşıkları yıkayıp yatağa geçtim yarın benim için daha farklı bir gün olacaktı.

Sabah erkenden kalkıp eşofmanlarımı giydim ve sokak boyunca aralıksız koştum tâki bir arabanın kornasını duyana kadar. Bu korna beni kendime getirmişti.

Bir büfeden bir iki poğaça aldım ve sonra eve gidip kahvaltıyı hazırlamaya başladım saat daha 7.30 du bu yüzden babam henüz uyanmamıştı o genel de saat sekiz de kalkardı mademki yeni bir başlangıç yapacaktım güne de güzel bir kahvaltıyla başlayacaktım.

İlk önce telefondan sevdiğim bir müzik açtım ve sonra çay yapmak için suyu ocağa koydum ve güzel bir sucuklu yumurta yaptım.

Kahvaltı hazır olduğunda babam da kalkmıştı

" Günaydın babacığım bugün nasılsın bakalım?"

" Günaydın kızım da bu neşenin sebebini neye borçluyuz acaba?"

" Neye olacak artık bunun için birçok sebep var mesela artık çevremde beni sürekli azarlayan bir koç yok ya da sürekli üzerime oynayıp daha sonra bir şey yapmamış gibi karşıma geçip pişkin pişkin gülen insanlar yok ben neden neşeli olmayayım ki."

"Sen her zaman böyle neşeli ol ama artık bu konuyu konuşmanın vakti geldi bence kafanı topla diye ses etmedim ama artık bu böyle devam etmez sana yeni bir okul bulmalıyız."

" Baba bak ben dün bunu derinlemesine düşündüm ve bir karar verdim ben artık okula gitmek istemiyorum. Çalışmaya karar verdim bir iş bulacağım."

"Yağmur sen ne saçmaladığının farkında mısın? Bunca zaman bunun için mi emek verdin? Saçma sapan bir olay yüzünden her şeyi geri de bırakıp çalışmak için mi? Hani nerede o benim mücadeleci kızım? Hani nerede?"

" Haklı olabilirsin baba buna saygı duyarım ama olmuyorsa zorlamanın da bir manası yok öyle değil mi ? Sen hep demez misin mutlu olduğun yerde ve işte ol diye. İyi işte bende mutlu olacağım bir yer bulup oradan yoluma devam edeceğim ama bu okul olmayacak."

" Ben bugüne kadar kararlarına hep saygı duydum ve sana karşı hep yumuşak davrandım o halde bundan sonra ipleri elime almanın vakti gelmiş demek ki. "

" Baba bak sana saygısızlık etmek istemiyorum sen bu hayattaki en değer verdiğim insansın ama olmuyor işte olmuyor."

" Sırf o kız yüzünden bir korkak gibi köşene mi çekileceksin? Söyle bana sen bu güne kadar karşına çıkan her şeyle mücadele etmedin mi şimdi neden böyle yapıyorsun"

Eğer biraz daha karşı çıkarsam bu konu uzayacaktı ve iyi şeyler olmayacaktı bu yüzden babamdan izin isteyip kendimi dışarı atmıştım. Sebebini bilmediğim şekilde bu konu beni etkilemişti normalde ben öyle çabuk pes eden bir insan değildim.

Sanırım haksızlığa uğramak ağırıma gitmişti haklı olduğum halde kimse olaya benim açımdan bakmıyordu. O kız yüzünden sürekli yalancı konumuna düştüğüm için artık insanlar bana inanmıyordu. Adım çıkmıştı bir kere arızaya geri vites yapmıyordu maalesef.

Bir iki hafta geçmişti aradan ama ben hala okula dönmek istemiyordum ve muhtemelen bu saatten sonra da hiç bir okula yerleşemeyecektim. Bu kadar zaman geçti aradan yani.

Bir sabah yine sokakta koştuktan sonra bir banka oturdum arkamdan birinin "Bakar mısınız?" Dediğini duydum. Başkasına sesleniyordur deyip kafamı çevirmedim ama ısrarla sesleniyordu en sonunda kafamı çevirip baktım kırklı yaşlarda bir adam bana doğru geliyordu.

" Yağmur hanımdı değil mi?"

" Evet de siz kim siniz?"

" Ben Faruk Demir geçen okulunuzda yapılan maçın sponsorlarından biriyim."

"Memnun oldum da konu neydi acaba gitmem gerekiyorda."

" Çok vaktini almayacağım merak etme. Okula seni sordum oradan ayrıldığını söylediler ve adresini verdiler ben de evine uğradım burada olduğunu söylediler bende buraya geldim."

" Yalnız sadede gelirsek memnun olacağım."

" Tamam tamam. Bak ben senin durumuna üzüldüm belli ki çok yetenekli bir insansın. Senin hakkında biraz araştırma yaptım daha önce dövüş müsabakalarına da katılmışsın madalyaların da var. Beni yanlış anlama ben de senin gibi geçmişte çok haksızlığa uğradım ama yoluma devam ettim ve şimdi buradayım gördüğün gibi."

" Yani?"

"Yanisi şu benim Türkiye' yle iyi bağlantılarım var ve eğer kabul edersen eğitimini orada devam etmen için İstanbul'daki bir okula kaydını yaptırmanda yardımcı olabilirim."

" Ya siz nesiniz melek falan mı bir anda gelip bana bunları anlatıyorsunuz amaç ne hem ben şu an böyle bir şey istemiyorum."

" Bak bu benim kartım eğer bir hafta içinde fikrini değiştirirsen beni ara. Ve hiç bir kötü niyetim yok sadece sana yardım etmek istiyorum. Hadi iyi günler senden olumlu bir geri dönüş bekliyorum."

" Kabul etmeyeceğimden emin olabilirsiniz. Size de iyi günler ."

Adam giderken arkasından bakakalmıştım. Bu neydi simdi rüyada mıydım? adamın biri gelip İstanbul'da okumam için bana yardımda bulunuyordu. Acaba babamın bu işte parmağı var mıydı? Çok merak ediyordum. Ama bir şeyden emindim ki o da  bunu kabul etmeyecektim.

Adamın verdiği kartı çöpe atıp eve doğru yürüdüm.








YOLA DEVAM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin