Mert şaşkın bir şekilde bana bakıp,"Sen yürüyebiliyorsun." Dedi.
"Evet sonunda başardım. Sana olan borcumu ödemiş oldum."
"Evet şu mesele. Haklısın bana artık borçlu değilsin. İyi olmana sevindim ama ben artık gitsem iyi olacak."
Sözünü bitirdikten sonra arkasını dönüp gitmeye başladı. Babama geri döneceğimi söyleyip ben de onun arkasından gittim.
"Mert biraz bekler misin?" Olduğu yerde durup yanına gelmemi bekledi. Yaklaştığımda ilerideki bir bankı işaret edip, "biraz konuşalım mı?" Dedim.
"Öncelikle bugüne kadar yaptığın her şey için sana gerçekten minnettarım. Benim sana bugüne kadar belki de çok bir iyiliğim dokunmamıştır ama sen bana birçok konuda destek oldun."
"Bu konuşmanın sonunu tahmin edebiliyorum. O yüzden boş verelim en iyisi."
"Ama ben konuşmamı henüz bitirmedim. Bak Türkiye'ye geldiğimden beridir hatta gelmeden öncesinde de sıkıntılı bir dönem atlattım. O kadar hayalini kurup emek verdiğim okuldan bir insanın saçma kıskançlıkları yüzünden dakikalar içinde atıldım. Daha sonra Türkiye'ye geldim ve dönem sonlarında geldiğim için bir alışma sürecine girdim. Sonra Ali usta' nın ölümüydü, geçirdiğim kaza sonucu bacaklarımın sakatlanmasıydı derken kafam etrafımda olan biteni göremeyecek kadar yoğundu. Ve senin böyle bir şeyi teklif ettiğin de ise ben henüz yürüyüp yürüyemeyeceğimi bile bilmiyordum. Bu yüzden senin beni beklemeni istemem sana büyük haksızlık olacaktı."
"Ve bebekliğinden beridir babasıyla büyümüş bir kızım ne bekliyorsun ki benden. Neyse uzatmayacağım. Almanya' ya tedavi olmaya gittiğimde sakin kafayla uzun uzun düşündüm veee... Sanırım seninle bu yolda sonuna kadar yürüyebilirim."
"Sen şimdi kabul mü ediyorsun?"
"Daha nasıl açıklayıcı olur bilmiyorum ama evet kabul ediyorum. Ama öncesinde yarım kalan işlerim var onları halletmeliyim. Malum ben aynı zaman da bir takımın kaptanlığını yapıyorum ve önümüzde zorlu bir maç var onları yarı yolda bırakamam öyle değil mi?"
" Sen bunu kabul ettin ya ben seni sonuna kadar beklerim."
"Hadi o zaman insanlar o kadar emek verip benim için hazırlık yapmışlar gidip onların yanında olmalıyım."
Mert' le beraber geriye dönüp Sıcak Kalpler' e gittik. Geldiğimizde herkes mutlu bir şekilde kutlama yapıyorlardı. Biraz sonra takım arkadaşlarım da gelmişlerdi. Onlarda beni yürüyor görünce çok mutlu oldular.
"Yağmur yeniden aramıza hoş geldin.".
"Hoş buldum arkadaşlar. Uzun bir sürede geri dönmeyi düşünmüyorum. Sizinle daha çok işler başaracağız öyle değil mi?"
O gün, gün boyunca herkes bir arada güzel vakitler geçirmişti. Günün sonunda ise evlerine yüzlerindeki tebessümlerle ayrılmışlardı. Herkes gittiğinde geriye sadece Nehir, babam, Mert, Deniz ve kardeşi Ece ve bir de ben kalmıştık. Ece beni gerçekten çok seviyordu. Ve benim gibi tam bir spor aşığıydı. Ben de onu destekleyip ileri de iyi bir sporcu olması için elimden geleni yapmaya karar verdim.
Etrafı toplarken babam Mert' i yanına çağırıp durumu bildiğini ve beni üzmemesi için onu uyardı. O ise sonuna kadar yanımda olacağını söyledi. Pek belli etmesemde Mert ın kalbini görebiliyordum o gerçekten çok iyi bir insan ve ben onu gerçekten sevmeye başladım.
Lokantada ki işleri bitirdikten sonra eve gidip erkenden yattım yarin judo dersim vardı. Ve Serdar hocayı özlemistim. Bu hoca her ne kadar tuhaf bir insan da olsa içinde çok daha farklı biri olduğunu görebiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOLA DEVAM (TAMAMLANDI)
Teen FictionAlmanya da yaşayan Yağmur için spor bir tutkuydu. İstediği üniversitenin spor bölümünde hayallerine kavuşmak üzereydi ama tam o sırada sınıftaki arkadaslarının kurdukları planlar yüzünden üçüncü sınıfın sonlarinda okuldan atılmak zorunda kaldı. Bi...