Merhabalar!!!
Yeni bir bölümle karşınızdayım umarım hikaye sizin için sıkıcı gitmiyordur eğer yanlışlarım varsa kusura bakmayın yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum...
İyi okumalar sizleri seviyorum...
Yağmur şiddetini arttırmıştı Tae eve gidemeden sırılsıklam olmuştu bu hayatta hiç şansı olmamıştı bundan sonra olacağını hiç sanmıyordu yürürken aklındaki sorular asla gitmiyordu hepsi bir bir kafasının içinde dönüyordu küçük bedenine bunlar çok fazla geliyordu ağlamak istiyordu bütün acıları bitene kadar ağlamak istiyordu bu yaşadıkları bir rüya olsun ve o rüyadan hemen uyanmak istiyordu bu gerçekler ona ağır geliyordu. Şimdi ağlasa kimse fark etmeyecekti yağmur onu koruyacak onu herkesten gizleyecekti bunları düşünürken gözlerinden yaşlar istemsizce akmaya başlamıştı güçlü olmaya çalışıyordu ama bütün yükler üstünde olduğu için her seferinde düşüyordu ve ayağa kaldıracak kimsesi yoktu bu onu daha çok yıpratıyordu. Eve gelene kadar ne yağmur durmuştu ne de göz yaşları bu onu biraz rahatlatmıştı sonunda eve gelebilmişti kapıyı açıp içeri girdiğinde üşümeye başlamıştı halbuki dışarıda olduğu zaman bunu hissetmemişti tam odasına gidip üstünü değiştirecekken merdivenin oradan bir ses gelmişti.
"Sonunda eve gelebildin bana akşam yemeğimi hazırla acıktım" diye sinirli bir şekilde söylemişti Tae geç kaldığını yeni fark etmişti içinden 'Aptalsın sen neden yavaş yavaş yürüyorsun ki' diye kendine kızıyordu. "Peki efendim üstümü değiştirip hemen hazırlayacağım" diye mırıldanmıştı Jungkook'un gözlerine bakarak "Değiştirmeden yap hemen şimdi seni bekleyemem" diyerek net bir şekilde söyleyip odasına çıkmıştı.
Islak üst ile yemek yapmak biraz işkence gibiydi hızlı hareket ettiği için soğuk bedenine vurup onu üşütüyordu neden bu kadar kabaydı ki sadece iki dakika yemeği geç gelse hiç bir şey olmayacaktı ama sürekli zoru seçiyordu ve karşısında ki kişiye seçenek bile sunmuyordu.
Hızlıca her şeyi yapıp daha fazla üşümeden ve hasta olmadan yemeği Jungkook'un odasına götürmek için merdivenlere doğru yönelmişti adımlarını dikkatli atarak yukarı çıkmıştı. Kapıyı çalıp "Efendim yemeğinizi getirdim" diye titreyerek söylemişti Jungkook kapıyı yavaşça açarak Tae'nin elindeki tepsiyi alıp kapıyı tekrar suratına kapatmıştı. Artık sabrı taşmıştı küçük bir teşekkür etmek bu kadar mı zor geliyordu ona bu kadar mı istemiyordu onu evde bu kadar mı nefret ediyor insanlardan artık susmayacaktı her sustuğunda kendi canı yanıyordu hiç düşünmeden kapıyı hızlıca çalmıştı. Jungkook içeriden seslenerek "Yine ne oldu" diye bağırmıştı "Sizinle bir şeyler konuşmak istiyorum" demişti Tae titreyen sesi ile "Senin saçma sapan soruların ile uğraşamam rahat bırak beni" demişti sinirli bir şekilde Tae bu sefer kapıya daha şiddetli vurmuştu sanırım işe yaramıştı bunu yerden sert gelen adım sesleri onaylamıştı.
"Sana seninle uğraşamam dedim bunun neyini anlamadın" diye öfkeli bir şekilde Tae'ye bağırmıştı Tae biraz ürkse de geri adım atmamıştı aynı tavırla Tae'de Jungkook'a karşılık vermişti. "Neden bir kez olsun beni dinlemiyorsunuz neden benden bu kadar nefret ediyorsunuz" diye bağırmıştı Jungkook şaşırmıştı ilk defa onun bu kadar sinirlendiğini görmüştü o kadar zor iş vermişti hiç birinde sinirlenmeyen kişi ıslak üstü ile yemek yaptırdığı için mi sinirlenmişti. "Bana hangi hakla bağırabiliyorsun sen kimsin de ben senden nefret edeceğim seni dinlemek zorunda mıyım sadece yapman gerekeni yap haddin olmayan şeylere kalkışma" diyerek adeta kükremişti tam arkasını dönüp odasına gidecekken Tae birden kolundan tutup hızlıca kendine çevirmişti Jungkook bu yaptığına şaşırsa da belli etmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A New Hope | Taekook
Fanfiction''Kimse kötü hayatı yaşamak istemezdi ama o şansızlık birini bulmuştu , bir olayın tüm hayatını değiştirebileceğini düşünememişti '' [TAMAMLANDI]