Merhabalar!!!
Uzun bir aradan sonra yeni bölüm ile karşınızdayım yeni bölüm yazmaya pek zamanım yoktu sonunda tekrardan yazmaya başladım. Umarım tekrardan aynı heyecanla okursunuz sizleri beklettiğim için üzgünüm...
İyi okumalar sizleri seviyorum...
...
Seneler sonra yaşadığı acıları tekrar yaşıyordu fakat bu sefer onun geri dönmesi ile zorlukla kapattığı yarası tekrardan kanıyordu.
Babası nasıl biriydi neleri severdi nelerden nefret ederdi hiç tanımamıştı ki çok küçüktü onu bırakıp giderken. Hatırladığı tek şey o kapıdan çıkıp bir daha hiç gelmeyişiydi.
İçinde bıraktığı nefreti ile kalmıştı. Her annesine 'Baba' dediğinde annesi büyük bir bağırtı ile "Senin baban yok" diye haykırırdı. Ve sonrasından gelen göz yaşları ile ikiside susardı ve senelerce hep susmuşlardı.
Şimdi neden çıkmıştı karşısına o çok mutluydu onsuz çok mutluydu. Sevdiği bir adam ve en yakın dostları vardı.
Tekrar hatırlamıştı sevdiği adamı ve dostlarını gerçi hiç unutmamıştı ki tam bir haftadır onun kokusuna hasretti. Günlerdir neredeyse hiç yemek yememişti. Göz atları çökmüş gözleri kırmızı turuncu karışımındaydı. Babası denilen adamı hiç görmemişti onu buraya getirmişlerdi fakat kendisi ortalarda yoktu.
Nerede olduğuna dair hiç bir fikri yoktu. Gerçi burdan kaçmak istese bile kapıda ki tam on adamdan kaçamazdı. Dışarıya adımını atar atmaz kıskıvrak yakalarlardı. Kısık sesle 'Neydi bunlar eşkiya mı?" diyerek söylenmişti.
Cama doğru gidip biraz temiz hava almak istemişti. Fakat hava o kadar kasvetli ve karanlıktı ki aldığı hava ona acı olarak geri dönmüştü. Tae'nin içi de bu havadan farksızdı. Karanlık ve nefret doluydu. Bu nefreti ve öfkeyi babası olacak şahısa dökmek istiyordu yıllar sonra karşısına çıkıp sevdiği adama bunları yapmasının mantıklı bir açıklaması yoktu olamazdı.
Kapının tıklatılması ile cama dönük olan bedeni irkilmişti. Yavaşça açılan kapı ile orta boylarda şık giyinimli kişi elindeki tepsi ile içeri girmişti.
"Taehyung bey hala yemek yememekte ısrarcımısınız bakın hasta olacaksınız bakın babanızd-" sözünü bitirmeden Tae hızla adamın yanına gelerek aralarında bir iki adım bırakmıştı.
"Sana kaç kere demem gerekiyor o adam benim babam değil benim iyiliğimi istiyorsa o koca götünü kaldırıp buraya gelsin kendi iyiliği için de mezarını kazsın. Beni buraya getiriyorsa kendi de gelmesini bilecek oturduğu yerden bana emir buyurmasın. Ayrıca onun evinde ve onun yemeklerini yemektense ölürüm daha iyi." diyerek adamın elindeki tepsiyi alarak açık olan cama doğru yönelmişti.
"İlk önce aç olan adamlarını doyursun" diyerek hızlıca tepsiyi aşağa atmıştı. Büyük bir gürültü ile yere düşen tabak sesleri bütün evin içini doldurmuştu.
Adamın odadan çıkmasını söyleyerek bağırmıştı. Kapının kapanması ile yere çökmesi bir olmuştu. Az önce ki dimdik ayakta duran Tae artık yoktu. Tutamadığı göz yaşları yumuşacık yanaklarından süzülüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A New Hope | Taekook
Fanfiction''Kimse kötü hayatı yaşamak istemezdi ama o şansızlık birini bulmuştu , bir olayın tüm hayatını değiştirebileceğini düşünememişti '' [TAMAMLANDI]