Güçlü Olacağım

372 35 0
                                    

Merhabalar!!!

Güzeller güzeli okuyucularım bölümler umarım hayal ettiğiniz gibi güzel gidiyordur. Elimden geldiğince güzel yazmaya çalışıyorum sizden tek ricam hayalet okuyucu olmayın lütfen yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum...

İyi okumalar sizleri seviyorum...

...

Pes etmek insanların en zayıf yönüydü. Fakat o pes etmekten nefret ediyordu. Çabalamak ve başarmak onun için artık bir hobi gibiydi. Ve Tae'yi bulana kadar asla pes etmeyecekti tekrar onu kırılan kanatları altına alacaktı tekrar yumuşak saçlarından öpecekti pes etmek aklının ucundan bile geçmiyordu. Sevdiği adam onun tek ilacıydı iyileşmesini sadece o sağlayabilirdi...

Peki Tae o adamları nereden tanıyordu. Neden hiç bir şey yapmadan onlar ile beraber gitti aklına bu sorular tekrardan ağrıyan başına daha fazla acılar vermişti.

Telefondaki mesajları birbirine bağdaştırmaya çalışıyordu ama bir yapboz parçası yerine oturmuyordu. Bu adamların Tae ile ne alıp veremediği vardı.

Tae'yi kendi de aramak istiyordu ama yanındaki Jimin'in gözleri adeta ateş saçıyordu. Sürekli 'İyleştikten sonra beraber arayacağız Jungkook yoksa bu halde seni döverim elini bile kaldıramazsın' diyordu. Gerçekten bir baş belası gibiydi Jungkook'un dilinde.

Jimin hemen telefonu eline alarak ikisine de 'Görüntülerin kopyalarını alabiliyorsanız çok iyi olur ve sonra hemen yanımıza gelin' yazmıştı.

Tekrar Jungkook'a bakarak "Hadi artık Jungkookie hava soğudu ve üşümeni istemiyorum" dediğinde Jungkook baygın gözleri ile Jimin'e bakıyordu. Bir şey diyecek hali yoktu bu yüzden kafasını zorla da olsa tamam şeklin de sallamıştı Jimin Jungkook'u yavaş bir şekilde ayağa kaldırarak hastanenin kapısına doğru yürümeye başlamışlardı.

...

Odaya çoktan gelmişlerdi. Namjoon geleli on beş dakika olmuştu ama yarım saatir Hoseok'u bekliyorlardı. Jungkook'un öfkesi gözlerinden ve kulaklarından belli oluyordu . Hoseok geldiğinde onu koruma altına almaları gerekiyordu şayet Jungkook avını bekleyen bir kaplan gibi pusmuştu yatağa.

Jungkook burnundan soluyordu derin bir iç çekerek konuşmuştu. "Hoseok hyung ne zaman gelecek yine güneş gibi parlayan gülüşü ile kimleri düşürdü peşine de onlardan kurtulmaya çalışıyor acaba" diyerek tıslamıştı adeta.

Tam tekrar konuşacakken kapı çalınmıştı. Jungkook büyük bir bağırma ile "Hoseok hyung içeri girmek için üç saniyen var" dediği anda Hoseok resmen kapıyı kırarak koşmuştu içeri. Suçlu olduğunu biliyordu çünkü koyu bir muhabbete dalmıştı saatin geç olduğunu unutmuştu. Jungkook'un gazabından korkuyordu bu yüzden en masum gözler ile ona bakıyordu.

"Malesef o masum bakışların bana sökmez hyung sen onu gülüşün ile düşürdüğün kızlara söktür" dediğinde Yoongi ters ters Hoseok'a bakıyordu.

"Hoseok anlatacak mısın yoksa bir daha o kızlara gülümseyeme diye o dişlerini yerinden sökeyim mi" demişti kulaklarından dumanlar çıkaran Yoongi.

Jungkook Yoongi'ye bakarak "Sakin ol Yoongi buraya gelirken koşmuş halinden belli bu yüzden ilk baş Namjoon anlatsın sonra o konuşur" demişti.

A New Hope | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin