Selamlar!!!
Nasılsınız bakalım günleriniz keyifli geçiyordur umarım bölümler pek içime sinmiyor eğer sizin için güzel gidiyorsa yorumlarda belirtmenizi isterim biraz desteğe ihtiyacım var...
İyi okumalar sizleri seviyorum...
...
Sevdiği adamın yüzünün her tarafına öpücükler konduruyordu. O kadar güzel kokuyordu ki mevsimin sonbahar olmasına rağmen o bahar gibi kokuyordu.Bütün çiçekler kıskanırdı kokusunu. Belinden hızlıca tutup kendine çekmişti. Burnunu onun burnuna dokundurarak huzur bulan bedeni adeta kendini salmıştı.
"Çok özledim seni" demişti Jungkook. Tae hafifçe çekilerek ne dediğini net bir şekilde anlamaya çalışıyordu.
"Yanındayım ya bitanem" diyerek ellerini sımsıkı tutmuştu. Fakat Jungkook hafifçe ellerini Tae'nin ellerinden kurtarak ellerinin boşta kalmasını sağlamıştı.
"Hayır çok uzaktasın"
Kapı çalmıştı içeri giren Myun Soo abisinin terler içinde kaldığını görmüştü. Hızla abisinin başına gelerek onu tam uyandıracakken birşeyler sayıkladığını duymuştu.
'Jungkook'
'H-hayır burdayım'
Myung Soo abisinin daha fazla bu halde olmasına dayanamayarak yavaşça omuzundan sarsarak uyandırmaya çalışmıştı.
Tae nefes nefese kalarak gözlerini açmıştı. Gözlerinde ki biriken yaşlar akı vermişti yanaklarından. Myung Soo korkarak Tae'nin elinden tutmuştu.
"Abi su getirmemi istermisin" demişti. Tae nefes alış verişini biraz yavaşlatarak kafasını evet şeklinde sallamıştı.
Odadan hızla çıkan Myung Soo mutfağa doğru yönelmişti.
Bu kadar kötü olabilecek ne görmüştü ki. Bu konularda hafızasının güçsüz olmasından nefret ediyordu. Hemen unutuveriyordu sadece Jungkook'u öptüğünü hatırlıyordu.
Ama bunda kötü birşey yoktu 'Nasıl olurda bu kadar terleyip ağlayabildim' diyerek kendi kendine düşünüyordu.
Myung Soo elinde bir bardak su ile odaya girmişti. Hızlıca abisinin yanına gelerek su bardağını uzattı. Suyu yavaşça içerek bardağı yatağın yanında duran masanın üstüne bırakmıştı.
Myung Soo Tae'nin birazcık da olsa rahatlaması için aklına güzel bir fikir gelmişti.
"Abi eğer kabul edersen dışarıda biraz gezmek ister misin? " dediğinde Tae'nin gözlerinin içi parlamıştı adeta. Nasılda özlemişti dışarıda gezmeyi gerçekten artık burda olmak onun ruhuna işkence yapıyordu.
Fakat nasıl çıkacaktı ki burdan çıkmak onun için kolaydı fakat kendi için değildi. Buna izin vermezlerdi.
"Peki nasıl çıkıcaz Myung Soo senin için kolay birşey fakat benim için değil" dediğinde Myung Soo küçük bir kahkaha atmıştı.
"Merak etme abi sen iste ben sadece sihirli değneğim ile dokunayım" diyerek Tae'nin koluna yavaşça vurmuştu.
Tae anlamsız bakışlar ile Myung Soo'ya bakıyordu.
"Aşağa bodrum katında arka bahçeye çıkan bir kapı var ordan çıkabiliriz her yerde kamera olduğu için hiç birine gözükmemeliyiz sadece beni takip etmelisin kör noktaların hepsini ezbere biliyorum" diyerek kıkırdamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A New Hope | Taekook
Fanfiction''Kimse kötü hayatı yaşamak istemezdi ama o şansızlık birini bulmuştu , bir olayın tüm hayatını değiştirebileceğini düşünememişti '' [TAMAMLANDI]