Merhabalar!!!
Güzel bir bölümle daha karşınızdayım sizin için bölümlerin nasıl gittiğini öğrenmek isterim bölüm aralarına minik minik yorumlarınızı bırakırsanız çok mutlu olurum beğenilerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum...
İyi okumalar sizleri seviyorum...
...
Sevmek ve aşık olmak aptallık mıydı?Kalp bu konuda söz dinlemezdi ne kadar çırpınsan da düşersin o bataklığa. Ve yavaş yavaş seni içeriye çekmeye başlar çok sevsin istersin senin verdiğin sevginin iki katını sana sunsun istersin. Hayatta yapamadıklarını onunla yapmak istersin bütün ilklerin o olsun diye çabalarsın. En güzeli de çok özlesin istersin böyle onu uzun süre görmeyip birden gördüğün zaman sımsıkı sarılıp kemiklerini kırarcasına sarılmak ve kokusunu iliklerine kadar hissetmek istersin...
...
Çok acıyordu bir avuç kadar olan kalbi inceden inceden sızlıyordu dursun atmasın istiyordu. Sevdiği adam yanında değildi biliyordu fakat bu kadar uzakta olması sızlayan kalbini ateşe veriyordu.
Seoul ve Daegu'nun arasında 237 km vardı. Her bir metresini düşündükçe sevdiğinin kokusu burnundan uçup gidiyordu.
''Ne demek Daegu'da Namjoon '' diyerek titrek sesi ile karşılık vermişti. ''Bilmiyorum Jungkook gerçekten bende kafayı yemek üzereyim tek bildiğim şey var oda artık kimseden yardım almayıp bundan sonrasını kendimiz halletmemiz'' diyerek ağrıyan başını yavaşça ovmaya başlamıştı.
''Peki şimdi ne yapacağız'' demişti Jimin. Yoongi yavaş yavaş yerinden kalkarak Jungkook'un yanına ilerlemişti narince Jungkook'un saçlarını okşayıp konuşmuştu. ''Namjoon Hoseok ve ben Daegu'ya gidip Tae'yi arayabiliriz Jungkook senin tek yapman taburcu olduktan sonra bizden haber beklemen'' dediğinde Jungkook parlayan gözleri ile Yoongi'ye bakmıştı.
Bu bakış sevinç bakışları yada teşekkür bakışı değildi. İçinde aşk , sinir , öfke , acı en çok da özlem vardı. Bu bakışlara bakan Yoongi diğer söyleyeceği kelimeleri yutmuştu adeta. Bir kaç adım geri çekilerek Jungkook'un cevap vermesini beklemişti.
Ortamda ki derin sessizliği Seokjin bozmuştu. ''İyileşmelisin Jungkook sadece biraz daha dayanmalısın bu şekilde gidemez-'' dediğinde sözünü bile bitirmesine izin vermeden Jungkook adeta kükremişti.
''Daha ne kadar beklememi istiyorsun hyung onun ne halde olduğunu bilmiyorum yemek yiyor mu bilmiyorum üşüyor mu bilmiyorum tek bildiğim benim artık nefes alamamam sence benim yaralarım umurumda mı sanıyorsun emin ol hyung hiç bir şey Tae'nin yanımda olmayışı kadar canımı yakmıyor'' diyerek yutkunmuştu.
''Şuan tek istediğim bu ilaç kokulu yerden çıkıp onun bahar kokusunu içime çekmek beni anlıyorsunuz değil mi'' dediğinde herkes susmayı tercih etmişti çünkü artık kimse Jungook'u tutamazdı.
Derin nefes alarak kolundaki serumu çıkartmıştı. Yavaşça yataktan kalkarak çıplak ayaklarını soğuk zeminle buluşturmuştu. Hoseok yanında ki dolaptan Jungkook'un ayakkabılarını çıkartarak yanına götürmüştü. Ayakkabıları yere koyarak Jungkook'un buz gibi olan ayağını alarak ayakkabıyı giydirmeye çalışmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A New Hope | Taekook
Fanfiction''Kimse kötü hayatı yaşamak istemezdi ama o şansızlık birini bulmuştu , bir olayın tüm hayatını değiştirebileceğini düşünememişti '' [TAMAMLANDI]