Merhabalar çiçeklerim!!!
Nasılsınız bakalım neler yaptınız bugün umarım iyi günler geçiriyorsunuzdur hikayemi okurken ki duygularınızı çok merak ediyorum bir kaç yorum bırakıverin okurken hayalet okuyucu olmayın lütfen beğenilerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum...
İyi okumalar sizleri seviyorum...
...
O gece Tae hayatı boyunca ilk defa bu kadar huzurlu uyuyabilmişti nedenini bilmiyordu gerçekten aşık mı olmuştu hemde bir erkeğe hala inanamıyordu bu duyguları hayatı boyunca yaşayacağını hiç hayal etmemişti aşk böyle bir şey mi içi kıpır kıpır kalp atışları olduğundan daha farklı atıyordu bunların bir rüya olmaması için tanrıya yalvarıyordu.
.
Sabah olmuştu pencereden gelen güneş ışığı Tae'yi uyandırmaya yetmişti tam da yüzüne vuruyordu ama şuan şikayetçi değildi yavaşça gözlerini açarak soluna bakmıştı ama büyük hüsrana uğramıştı beklediği kişi orada değildi korkmuştu yoksa bunlar bir rüyamıydı eğer öyleyse tekrar uyuyup bir daha uyanmamak istiyordu. Hızlıca ayağa kalkarken bedenindeki morluklar canını fena yakmıştı ayağındaki acı yüzünden hafif topallayarak yürüyordu ayakkabılarını bile giymeden yavaşça kapıya doğru adımlar atmıştı içinden 'Lütfen bunlar gerçek olsun tanrım' diyerek kapıyı açmıştı etrafta kimse yoktu merdivenlerden inerek aşağıya gelmişti bir kaç kişi görmüştü sonunda yanlarına giderek onu soracaktı.
''Şey merhaba acaba Jungkook'u tanıyormusunuz'' diyerek acısından dolayı biraz mırıldanmıştı ''Jungkook'u tanımayanlar dünkü olaydan sonra tanımaya başladı zaten'' dedikten sonra Tae gözlerini kaçırmıştı onlardan bu olanlar onun suçuydu Jungkook herkesin gözünde kötü biri olarak kalacaktı. ''O olayın suçlusu benim onun biri suçu yok lütfen onu suçlamayın'' diyebilmişti sadece ''Her neyse her şey oldu ve bitti sen neden soruyorsun onu'' ''Acaba onu gördünüz mü nerede olduğunu biliyor musunuz'' aralarında biri sonunda sihirli cümleyi söylemişti ''Ben en son onu dışarıda gördüm bir yarım saat önce belki hala oradadır'' diyerek sorusuna cevap vermişti. ''Teşekkür ederim'' diyerek oradan uzaklaşmıştı.
Çıplak ayakları ile biraz zor yürüyordu odadan çıkarken giymeyi unutmuştu gerçekten nasıl unutabilirdi hala Jungkook'u arıyordu ama bir türlü bulamamıştı Jimin'gil de ortalıkta yoktu telefonunu da odasında bulamamıştı. Arkasından ses duyması ile ayaklarının yerden kesilmesi bir olmuştu Tae'nin yüreği ağzından neredeyse çıkacaktı kafasını kaldırdığında ayağını yerden kesen kişinin Jungkook olduğunu görmüştü korksa da hemen sakinleşmişti.
''Neden ayakkabı giymedin ayakların acıyacak seni almaya gelmiştim ama odada göremedim lütfen bir daha beni böyle korkutma meleğim'' diyerek masum gözlerle Tae'ye bakıyordu gerçekten rüya değildi 'Meleğim' bu kelime kulaklarında yankılanıyordu gerçekten ona meleğim mi demişti. ''Ben seni merak ettim yanımda yoktun ve aşağıya inmek zorunda kaldım b-ben gittin sandım'' dediğinde gözleri dolmuştu Jungkook gözlerinin dolduğunu görünce hemen Tae'ye kızmıştı ''Ben sana ağlamak yok demiştim Tae lütfen ağlama ben seni bırakıp gitmeyeceğim böyle şeyleri sakın düşünme olur mu'' Tae dolu gözleri ile kafasını tamam diyerek sallamıştı hemen kafasını Jungkook'un boynuna gömerek gözlerini kapatmıştı orası artık onun sığınağıydı nefes alabildiği tek yerdi Jungkook Tae'yi yavaş adımlarla arabasına götürüyordu. Kapıyı açarak ön koltuğa nazik bir şekilde oturtmuştu ''Ben hemen geliyorum valizleri yerleştirip Jimin'e Namjoon ile gitmesini söyleyip geleceğim'' diyerek saçlarını okşamıştı Tae hafifçe kafasını sallayarak kapısını örtmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A New Hope | Taekook
Fanfiction''Kimse kötü hayatı yaşamak istemezdi ama o şansızlık birini bulmuştu , bir olayın tüm hayatını değiştirebileceğini düşünememişti '' [TAMAMLANDI]