Riley sihirli dünyaya geldiğinde gizemli olaylar silsilesinin yakasını bırakmayan bir lanet gibi peşinde dolaşacağını düşünmemişti. 1975 yılının Hogwarts zamanında onu muhteşem arkadaşlıklar, eğlenceli anlar ve çözülmesi gereken sırlar bekliyordu.
¤...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sezon finaline hoşgeldiniz.
Medyadaki şarkıyla okunması tavsiye edilir.
~Karanlık oluyor, göremeyeceğim kadar karanlık. Hissediyorum, sanki cennetin kapısını çalıyorum.~
《¤》
Rabastan Lestrange'in kafasına anılar doluşup duruyordu. İçlerinden bir tanesini patronus yapabilmek için yakalamaya çalışıyordu.
"Bu sana gelmiş. McGonagall göndermiş. Bu arada ben Rabastan Lestrange." dedi elini tokalaşmak için kıza uzatarak.
Kız ayağıya kalkıp kibar bir biçimde gülümsedi. "Riley Quinn." Rabastan'ın uzattığı eli sıktı.
Genç adam yerinden doğruldu. Onlara karşı gelen ruh emicilere doğru asasını uzattı.
Rabastan ayağıya kalkmaya çalışan aslanı Riley'e uzattı. "Bu senin."dedi. "Gerçek bir Gryffindorlunun sahip olması gerek bence."
Riley yavaşça aslanı eline aldı. "Nasıl yaptın bunu?"dedi şaşkınlıkla. Hayvan avucundayken oturduğu yerden kalktı. Zayıf kükremesi duyuldu. Sonra kuyruğunu sallayarak tekrar oturdu.
Rabastan bunları düşündükçe mutsuzluğun onu rahat bıraktığını hissetti. Etrafındaki soğuk dağıldı.
Şarkının başlamasıyla çiftler birbirini dansa kaldırmaya başladı. Rabastan elini Riley'e uzattı. "Bu dansı bana ayırmaya ne dersin?"
Riley, Rabastan'ın elini tuttu. "Neden olmasın?"dedi. "Ama uyarayım berbat dans ederim."
"Eh o zaman benim de senden eksik kalır yanım yok. O yüzden sorun olmayacaktır."
"Expecto Patronum."diye bağırdı Rabastan son gücüyle. Asasının ucundan gümüşi bir gölge fırladı. Işık yüzünden elini gözlerine siper etti.
Büyükçe bir hayvan ruh emicilerin üzerine doğru süzüldü. Gözlerini kısınca patronusunun bir ejderha olduğunu anladı Rabastan. Kocaman, görkemli kanatlarını çırptığında ruh emiciler sürüklendi. Gümüşi ejderha da onlarla birlikte kayboldu.
Rabastan yerde yatan kızı kucağına aldı tekrardan. Riley'nin zayıf nefesini hissedebiliyordu. Biraz daha zaman geçerse onu sonsuza kadar kaybedeceğini biliyordu. Hızlı adımlarla ilerledi. Slughorn'un odasının önüne geldiğinde kapıyı tekmeyle açtı.
İçerde kimse yoktu. Riley'i köşedeki koltuğun üzerine koydu. İksir dolu dolaba döndü. April'in söylediği iksiri aramaya başladı. Ellerinin titremesi ona pek yardımcı olmuyordu. Acryium
Sonunda iksiri bulduğunda tıpasını açtı.Riley'nin yanına diz çöktü. Bir eliyle kızın kafasını tutup dikleştirdi. Titreyen parmaklarıyla zor da olsa Riley'e iksiri içirdi.
