《¤》
Hogwarts'tan kaçmalarının üzerinden iki hafta geçmişti. Sirius Black şimdi yoldaşlığın karargahında otururken oldukça çaresiz hissediyordu. Duvarlar üstüne üstüne geliyor gibiydi.
Sürekli yoldaşlıktan insanlar girip çıkıyordu. Özellikle Moody'nin gözü çocukların üzerindeydi. Valkyrie'ye hiç güvenmiyordu. McGonagall, Aberforth ve Valkyrie'nin bildiği planı kendisinin bilmemesi ona oldukça koyuyor olmalıydı. Ama Minerva McGonagall işe ağırlığını koymuş, her şeyin sorumluluğunu almıştı. Şimdilik Moody'nin işin içine karışmasını istemiyordu.
Tabii Moody, hortkuluk planlarının Sirius'un da bildiğinden haberi yoktu. Hatta birkaç kişi dışında hiç kimse hortkulukların varlığını bile bilmiyordu. Sirius oflayarak başını duvara yasladı. Üç hortkuluk kalmıştı. Sadece üç... Onları da yok ettikten sonra Voldemort ile denk bir savaşa girebileceklerdi.
İki hafta içinde kulaklarına çoğu ölüm yiyenin Hogwarts'tan ayrıldığı bilgisi gelmişti. Öğrenci azalınca gereksinim de azalmış olmalıydı.
Yoldaşlığın evi o kadar muazzam bir büyüklükteydi ki Sirius önceden kime ait olduğunu merak ediyordu. Neredeyse çoğu öğrenci Hogwarts'tan çıktıktan sonra aileleri tarafından alınmıştı. Savaşmak istemeyen birçok aile başka ülkelere kaçmıştı bile. Ama burada kalanlar da vardı tabii.
Sirius kaçtığı günden beri evi olmadığı için yoldaşlığın karargahında konaklıyordu. Zaten muazzam büyüklükte olan bu evde kalması kimsenin umrunda değildi. Arada Yoldaşlık Üyeleri gelip ses geçirmez odada toplantı yaparlardı. Sirius emin değildi ama Bakanlığı geri alma planları hakkında bir şeyler duymuştu.
Sirius gözlerini kaldırıp büyük salona baktı. Remus Lupin, ikili koltuklardan birinde oturmuştu. Eve gitmemişti çünkü babası öldüğünden beri annesi pek iyi sayılmazdı. Kadın, Psikolojik sorunlar yaşıyordu ve St. Mungo'da hafif bir tedavi altındaydı. Bu yüzdendir ki Remus eve gidip tek başına kalmak istememişti.
Yanında Rose da vardı. Remus ile karargahta kalma gerçeğini kendi evine gitmeye tercih etmişti. Zaten alkolik babası ve üvey annesinin onu hatırlayacağından da şüpheliydi. Sirius, Rose'un Hogwarts'tan kaçıkları günden beri ne kadar morali bozuk olduğunu görmüştü. Cirilla Brown'un ölümünde kendini suçluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marauders And Riley Quinn
FanficRiley sihirli dünyaya geldiğinde gizemli olaylar silsilesinin yakasını bırakmayan bir lanet gibi peşinde dolaşacağını düşünmemişti. 1975 yılının Hogwarts zamanında onu muhteşem arkadaşlıklar, eğlenceli anlar ve çözülmesi gereken sırlar bekliyordu. ¤...