Sabaha kadar gözüme uyku girmemişti ve saat yediye yaklaşmaya başlamıştı hazırlanıp okula gitmem gerekiyordu ama kolumu kaldırmaya dahi gücüm yoktu tek isteğim yattığım yerden bir daha kalkamamaktı. Umarım günün birinde uyur ve bir daha asla uyanamazdım, her gün çalmaya kurulu olan alarmım çalmaya başlayınca o itici sesine rağmen sadece kafamı o tarafa çevirebilmiştim. Beş dakkadır ellemediğim ses artık çekilecek gibi değildi o yüzden ani bir hareketle yerimden kalkıp sarsaklanarak dün yere attığım pantolonumun cebinden çıkartıp kapattım.
Derin bir nefes aldım. Okula gidebilir miydim, onu görmeye, dün yaptıklarını hazmetmeye hazır mıydım, gözlerine bakıp hiç pişmanlık kırıntısı dahi olmamasına?
Değildim fakat gidecektim, pişman olmayan gözlerini görüp kendime gelmem lazımdı.
Düşüncelerimden sıyrılıp telefonu yatağa fırlattım ve siyah pantolonu bacaklarımdan geçirip dolabımdan rastgele fırlatılmış gömleğimi alıp birkaç düğmesini ilikleyerek açık bıraktım ve kravatımı geçirmek için ayna karşınıza geçtim fakat gördüğüm şey hiç hoş değildi. Sanki dün gece ölmüşümde küllerim okula gidiyormuş gibi gözüküyordum. Kahkaha atıp kıpkırmızı olmuş gözlerime diktim bakışlarımı.
"Oğlum sen fena yakmışsın abayı"
"Gerizekalısın başka açıklaması olamaz"
"Beyinsiz zaten bi sike benzemiyordun bok çuvalına dönmüşsün"
"İğrenç herif"
Kendimle kısa sohbetimi bitirip lavaboya girdim ve soğuk suyu son ayarda açıp kafamı altına soktum. Nefes nefese kalana kadar altında kalmamın ardından kafamı hızlıca kaldırdım ve her yerim su oldu.
"Sikiyim"
Evden çıkıp zaten yakın olan okula birkaç dakikada ulaştım, bahçeye girer girmez bana dönen bakışlara aldırmadan sınıfa çıkmaya başladım. Okuldaki insanlar Uzaya bayıldıkları kadar benden nefret ederlerdi, hiçbir zaman nedenini anlamamış olsam bile umrumda olmazdı çünkü uzay hep yanımdaydı, onsuz ne yaparım hiç oturup düzgün düşünmemiştim bile, ihtimal bile vermemiştim, biz ayrılmazdık dimi Uzay ve Bartu ne olursa olsun birlikte olurlardı.
Umarım öyle olurdu..
Sınıfa girip göz gezdirdim hala gelmemişlerdi Uzayla birlikte oturduğumuz sıraya çöküp kafamı sıraya koydum. Alina en yakın arkadaşı ile otururdu ve Uzayla da ben otururduk bu hep böyle olurdu bu yüzden içim rahat bir şekilde kendimi uykunun kollarına bıraktım.
"Oğlum kalk dersimde uyunmasını sevmiyorum zaten dördüncü derse geldik hala uyuyormuşsun abartma lan" sesiyle ve ardından gelen gülüşmelerle kafamı yavaşça kaldırıp gözlerimi kısarak hocaya baktım. "Günaydın" demesiyle kafa selamı verip önüme döndüm. Fısıldaşma sesleri ve uykumun açılmasıyla yanımda Uzayın oturmadığını fark ettim. Bi dakka nasıl? Hızla başımı kaldırıp sınıfa bakmamla insanların daha çok fısıldaşması ve Uzayla göz göze gelmem çok ani olmuştu. Alina ile mi oturuyordu ciddi ciddi, umarım yanlış görüyorumdur. Gözümü açıp kapadım ve tekrar baktığımda Alinaya dönmüş konuşuyorlardı. Yutkundum yani çalıştım, öküz oturdu kalbime. Vay amk demek öküz oturması böyle oluyormuş.
Camdan dışarıya bakıp zamanın geçmesini bekledim.
Zil çaldı. "Oh be amına koyum" hiç bitmeyecek sanmıştım. Tam ayağa kalkmış yanlarına gitmeye yeltenmiştim ki birlikte dışarı çıktılar. Peşlerinden çıkıp kahve almak için kantine doğru yürüdüm. Yürürken suratıma bakanlardan birini yumruklayacaktım çok az kalmıştı ki gerizekalının birinin sesini duymamla hemen ona döndüm.
"Yazık zaten götünü vererek tutuyordu çocuğu yanında ki kanala döndü herhalde vere vere siktiri çekti tabi o da"
"Ne diyosun lan sen" yakasına yapışmış ve sinirden kıpkırmızı olmuş suratım ve şişmiş damarlarımla duvarla arama kıstırdım.
"Doğru değil mi ibne siktiri çekmedi mi sana ex'in"
"Kardeşim o benim sikmiyim belanı adam akıllı konuş"
"Konuşmazsam nolcak lan gevşek"
Son noktaydı anlıyor musunuz? Neyse sikimde değil, suratına yumruğu geçirdim. Yumruğu atmamla arkadaşları da devreye girerek beni geri çekmişler çocuğu elimden alıp soldan yumruk çakmışlardı. "Ah" o mükemmel burnuma nasıl vurursun oç.
Dönüp ona da çaktım ama dört kişilerdi ve onlara gücüm yetmeyecekti bunu biliyordum, ama sikimde değildi etrafımız insanlarla çevrilmişti ve hiçbiri ayırmaya çalışmadan maç izler gibi izliyorlardı. Herkes mi iğrenç olurdu okulda, öyleydiler. Ah tabi ki ben hariç.
Yediğim tekmeyle yere savruldum ve karnıma ve suratıma tekme atmaya başladılar. Sikiyim acıyordu.
"Noluyo lan" Uzayın sesini duyup kafamı kaldırdım ve gözlerime uzun bi süre baktı herkese sus pus olmuş ona bakıyordu. Kimsenin götü yemezdi laf söylemeye.
"Siktir git senlik bir şey yok" dememle gözler bana dönmüştü çünkü bunu sadece ben söylerdim ona.
"Kes"
Kolumdan tutup kaldırmaya çalışırken kolumu hızlıca ondan kurtarıp aptal çocuklara bakışlarımı diktim.
"Ne bakıyon gevşek" lafıyla ağzımda biriken kanı yüzüne tükürüp arkamı dönüp merdivenlerden çıkmaya yeltendim fakat
"Geldi tabi Uzay saklan arkasına " arkamı dönüp merdivenlerden tekrar inerken Uzay tutup mırıldandı "Az sakin ol ya"
"Sanane oğlum hasta mısın git işine"
"Aynen gitte bi alalım ayağımızın altına ibneyi" Uzayın bakışları gergin bir şekilde onlara döndü
"Oğlum akıllanmıcak mısın lan bulaştırcaksın beni şimdi elimde kalcaksın al köpeklerini de git işine" yanıma yaklaşıp hadi diye mırıldandı fakat onlardan uzaklaşıp ters yöne yöneldim herkes dağılmıştı
"Çıkıyorum ben"
"Nereye"
"Öyle kafama esti. Sağ ol yine götümü kurtardın"
"Saçmalama. Ne diye bulaştın adamlara" tabi yine ben suçluydum ben varken başka suçlu aramaya gerek yoktu çünkü ben vardım işte.
Güldüm. "Öyle kaşınıyorum birileri kaşısın dedim kardeşim. Biliyosun herkes çok sever beni sağ olsunlar. Neyse bi daha gelmene gerek yok ölsem bile karışma ölmek istiyorumdur." omzuna pat patlayıp arkamı döndüm ama susmuyordu sanki canımı acıtmak için yemin etmiş gibiydi.
"Dün yüzünden mi böyle yapıyorsun? triplere girmişsin"
Gülerek kafamı aşağı eğdim ama kafamı ona çevirmeden çıkışa doğru yürüdüm. Dönsem her şeyi görürdü, anlardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my dear fuckbuddy
Teen Fiction"Arkadaşlar birbirlerinin tatlarını bilmezler Uzay" * 𝐛𝐞𝐬𝐭 𝐟𝐫𝐢𝐞𝐧𝐝 𝖔𝖗 "𝑓𝑢𝑐𝑘𝑏𝑢𝑑𝑑𝑦"