Yine bokkkl gibi bir bölüm oldu bebeklerim
-
Arabanın gazına basıp ilerledi. Kafasını bana çevirip duruyordu. Merak ettiğini biliyordum.
Boğazımı temizledim.
"En yakın arkadaşım, yani eski"
Merakı dinmemişti. Güldüm.
"Bide arada sokuşuyorduk" dememle kaşları daha fazla çatıldı.
Şaşırmıştı, böyle bir şey beklemediği belliydi.
Gözümdeki aptal yaşlar zar zor dururken kahkaha attım.
"Anlatmak istemiyorsan anlatma."
"Hayır. Sorun değil, geçmişte kaldı"
Elini saçıma atıp karıştırdı.
"Nerdeyse doğduğumuzdan beri arkadaşız. Birlikte büyüdük kısaca. Birbirimize aşık gibi davranıyorduk. Hep birbirimizi kıskanır, paylaşamazdık. Sadece ikimiz zaman geçirir başkalarını yanımıza almazdık. Sonra aptal ben aşık oldum."
Elimi tuttu.
Nefes aldım.
"Boş ver devam etme"
"Ona söyledim ama bunun saçma olduğunu, hissettiğim şeyin aşk olmadığını söyledi."
Gözümden akan yaşı sildim.
Çok ağlaktım. Bu özelliğimi acilen bırakmam gerekiyordu.
"Aşkı ne bilcekse. Salak."
Arabayı restoranların olduğu yoldan çıkarıp yokuş çıkmaya başladı.
"Ama beni bırakamadı çünkü çok seviyordu ve alışmıştı ya da o zamanlar ben öyle sanıyordum."
"Herneyse işte, sarhoşken bunla birbirimize geçirmişiz"
Güldü.
"Bunu yapmaya devam etsek mi diye sorduğumda kabul etti."
"Mal."
"Sonra ise o kız çıktı geldi işte."
Arabayı durdurdu. Gelmiştik. Uçuruma benzer ama o kadar da yüksek olmayan bir yere. Karşımızda deniz seriliydi. Çok güzeldi.
Ona döndüğümde yakalanmış gibi bende olan bakışlarını çevirdi ve dışarı çıktı.
"Hadi gel"
Gözlerinde duygu vardı fakat benimkiler bomboştu. Onu kıracaktım.
Peşinden indim. O arkası dönük manzaraya bakarken, arabanın ön kısmına oturdum.
Eren, iyi ki çıkmıştı karşıma.
Bana döndü, gözleri ışıldıyordu. Yaklaşıp bacaklarımın arasına girdi. Gözlerini bir saniye ayırmazken parmakları bacaklarımı turluyordu. Gözlerimi kaçırdım. Tek elini yüzüme koyup okşadı.
"Gerizekalının tekiymiş. O şımarık kız için seni bırakması tam bir salaklık."
Yüzümü gözlerinr sabitledi.
"Baksana"
Parmağının tersiyle yanağımı okşadı.
"Kusursuzsun"
Yutkundum.
Kafasını yaklaştırıp alnını alnıma dayadı.
Nerdeyse nefes nefese kalmıştım.
Onu istiyor muydum? Bilmiyorum ama onu kırmak istemiyordum. Şurda götünü aç dese sesimi çıkarmaz açardım. İnsanlar bana iyi davranmaz, kusursuz olduğumu söylemezlerdi. İlgi gördüğüm için mi böyle yapıyordum. Uzayı bu kadar çabuk unutmam mümkün müydü?Dudakları dudaklarıma kapandı. Nefes almak için açmamla içeri girdi, diliyle damağımı okşayıp alt dudağımı kıstırdı ve ısırdı.
"Ah"
İnledim
Amıma koyyum.
Ellerini belime dolayıp kendini bana bastırdı ve inledi.
Nefes almak için geri çekildi. Gözlerime öyle bir bakıyordu ki... Bende Uzayın karşısında böyle mi görünüyordum acaba.
Muhtemelen
Bildiğim tek bir şey vardı.
Sikim bile kalkmamıştı.
Bunu; Uzayı, kendimi geçtim Erene yapmamalıydım. Ona umut vermemeliydim.
Tekrar dudaklarıma yaklaşacakken geri çekildim.
Duraksadı
Gözlerinden ne hissettiğini çok kolay anlayabilirdiniz, Uzayın aksine.
"Noldu" dedi. Gözleri titriyordu. Korkmuştu. Tepkim onu germişti belimdeki elleri kasılmıştı.
"Bir şey yok"
Tekrar ağzını açacaktı ki arabanın önünden zıplayarak kalktım.
Anlamamış gibi davranmalıydım.
En iyisi buydu.
Salağa yatmak.
"Hadi acıktım yemeğe gitmiyor muyduk?"
İstediğinin yemek olmadığı çok belliydi.
Onu da üzmüştüm.
Hep yaptığım gibi.
Kendimden nefret ediyordum, istemesem bile bir şekilde insanları incitiyordum.
Yaşamam gereksizdi.
Varlığımın kimseye faydası yoktu.
-
Üfff ben uzayla nasi barıştırcam amk bunları
Kitap bok yoluna gidiyo ho
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my dear fuckbuddy
Teen Fiction"Arkadaşlar birbirlerinin tatlarını bilmezler Uzay" * 𝐛𝐞𝐬𝐭 𝐟𝐫𝐢𝐞𝐧𝐝 𝖔𝖗 "𝑓𝑢𝑐𝑘𝑏𝑢𝑑𝑑𝑦"