yankıdan
sabah uyandığımda burnuma değişik bir koku geldi. yemek kokusu gibiydi. hızlıca tuvalete gittim. dün akşam mert abiler gitmişlerdi. tuvaletteki işimi halledip altıma bir şeyler giydim. üstüm çıplaktı. benim de gelmem ile herkes masaya geçti. masada bir not vardı. notta 'siz kahvaltınızı yapın. ben spor salonunda olacağım - buzlar kraliçesi ' yazıyordu. karan kuşkulu bir ses ile "bu spor salonu nerede. buraya yakın mı?"dedi. bende kafa salladım ve "evet yakın eğer isterseniz kahvaltıdan sonra gidebiliriz. ayrıca bizim ile barışmış"dedim. burak "nereden biliyorsun."dedi. bende ona kısa bir bakış atıp "onu hepinizden daha iyi tanıyorum. eğer barışmasa şu an açlıktan geberiyor yada yemek yapıyor olurduk"dedim. kafa salladı ve yemeğine başladı. hepimiz konuşa konuşa yemek yiyorduk. futbol ile ilgili konuşuyorduk. hepimiz galatalıydık. yemek böyle böyle bitti. hazırlandık ve aşağı indik. hepimiz siyah bir şeyler giymiştik. iki araba gidecektik. ben demir enis karan bir araba ikizler can gökhan ve bedirhan bir araba. yol üstünden onları da alacaktık. hepimiz arabalara bindik. hızlıca gökhan ve bedirhanı almak için yola çıktık. beş dakika sonra yolculuğumuza bedirhan ve gökhan da katıldı. yaklaşık 25 dakika sonra mekana gelmiştik. arabadan havalı bir şekilde indik ve mekana girdik. burası hem kadın hem erkekti. merve genelde en arkalarda diğerlerinin yanında olurdu. tahminlerim doğru çıkmıştı. merve en arkada özgür ve asil ile birlikte konuşuyordu. bu mekan özgürün ağabeyinin di. içerisi siyah ve beyaz işlemeliydi arka plan koyu kırmızıydı. oldukça popiler bir mekandı. özgür bizi gördü. yanımıza geldi. asil ve merve çalışıyordu. asil kum torbasını tutarken merve yumrukluyordu. özgür ile birlikte yanlarına yaklaştık bizi fark etmediler bile.özgür mervenin omzuna dokununca merve "ne var özgür"dedi. özgür bu defa çevirip yumruk attı. merve yere düştü ve dirseklerinden destek alarak yarı oturur bir pozisyonda durup gözlerini kapattı. yani liderimiz olmasa kesin yavşardım. cidden güzel kızdı ve sevdiğine ihanet etmezdi. onun bu huyunu seviyordum. merve gözlerini açınca bize baktı. karan yanına gitti ve elini uzattı. tereddütsüz bir şekilde elinden tutarak ayağa kalktı. bize kafa sallayarak selam verdi. o sırada en büyük ringden ses duyuldu. bir çocuk "ben ve ikizim kraliyetten iki kişi ile eşli rövanş yapmak istiyoruz"dedi. o an herkes bize bakmaya başladı...
karanın ağzından
çocuğun merveye yumruk atınca merve yere düştü ve dirseklerinden destek alarak yarı oturur bir pozisyonda bekledi. gözleri kapalıydı. o cidden çok güzeldi. diğer kızlar gibi değildi. o farklıydı. şuan şu duruşu ile ne kadar efsane olduğunun farkında mıydı mesela.. o güzelliği ile öne çıkmak istemiyo mesela. gözlerini açınca bize baktı. yanına gittim ve elimi uzattım. tereddütsüz bir şekilde benden yardım alarak ayağa kalktı. o sırada en büyük ringden içimizden biri ile rövanş yapmak istendiğine dair bir duyuru yapıldı. çocuklara baktım. kaslılardı ama benim kadar değil. bende olan kasın 4/1 yok onlarda. merveye dönüp "ee buzlar kraliçesi varmısın benim ile birlikte dövüşmeye ?"dedim. bana bakıp sırıttı ve "varım karanlık kral, varım"dedi. birlikte giyinme odalarına gittik. ben sadece dövüş şortunu giyecektim. üstümde bir şey olmayacaktı. odadan dışarı çıktım biraz sonra da merve çıkmıştı. ne yani bunları mı giyecekti?. lanet olsun bunlar çok açıktı ve içeride bir sürü erkek vardı. altına mini dar şort üstüne ise aynı darlıkta sporcu atleti vardı. ona bakıp "ne yani bunları mı giyeceksin. çakıl taşı git düzgün bir şeyler giyin"dedim sinir ile. bana dönüp "asıl sen git giyin. üstünde neden bir şey yok"dedi. ne yani beni kıskanmış mıydı? fazla üstünde durmadan kolumu boynuna attım. hızlıca dışarı çıktık. ringde bizi bekliyordu rakiplerimiz. beş dakika sonra başlayacaktı. koşemize çekildik. merve elinde 4 siyah bandaj ile geldi. ikisini bana attı. havada tuttum ve sarmaya başladım. sarmayı bitirdiğimde merveye baktım. o da bitirmek üzereydi. elini tuttum ve kendim sarmaya devam ettim. bana bakıyordu. maalesef ki salonda ki tüm erkekler de ona. şu an çok sinirliydim. kıskançlıktan kuduruyordum. tüm erkekler ona yiyecekmiş gibi bakıyordu. sargıyı sarmayı bitirdiğimde ayağa kalktık. ringe girmesi için ring ipini hafif yukarı kaldırdım. o içeri girince bende içeri girdim. ikisi sırıtarak karşımıza geçtiler. sağ taraftaki "açıkçası bu vücuda ve güzelliğe yazık olacak."dedi. merve bir şey demedi sadece göz devirdi ve orta parmak çekti. düdük ile maç başladı. merve birini alırken ben birini almıştım. mervenin karşısında ki benim arkama geçince "merve! pervane hareketi!"dedim. iki elimi de yukarı kaldırıp hafif eğildim. merve yerden destek alarak zıpladı. elime tutunarak iki adamada tekme attı. birisi hızla yerden kalkıp merveye yöneldi. biriside bana gelince hızlıca yumruğumu geçirmeye başladım. bu adam merveye laf atandı. kendiminkini halledince merveye baktım. o da kendisine yumruk atmaya çalışan adamın elini tuttu. diğer eli ile yumruk atacakken bu sefer de ben yumruğunu tuttum. aynı anda yumruk atmıştık. merve sol taraftan yüzüne vururken ben soldan vuruyordum. aniden geri çekildim ve yüzüme bir yumruk yedim. tam ikinci yumruk gelecekken elini tutup kafa attım. kısa bir süre merveye baktım. adam üstüne çıkmıştı. merve pozisyonları değiştirince kendi rakibime bakmaya devam ettim. sürekli yumruk atıyordum. adamın bayıldığından emin olunca merveye baktım. adamla yerde yuvarlanıyordu. bir o yumruk atıyordu bir merve. adam en sonunda cebinden parlak bir şey çıkarttı meveye saplayacakken merve ona karşı direnmeye başladı. kendime geldim ve adamı mervenin üzerinden aldım. adama tüm sinirim ile vuruyordum. en sonunda adam yere düştü. mervenin yanına gittim. köpürcük kemiğinde bir çizik vardı. yerden kalktı. bana baktı. yaklaştı ve kulağıma "teşekkür ederim karanlık kral"dedi. kafa salladım. birlikte aşağı inince gayet yakışıklı bir adam mervenin yüzünü avuçladı ve "Merve iyi misin güzelim. kapıda ki güvenlikler ile işim bitmedi. göstereceğim onlara gününü"dedi. Merve adamın ellerini yüzünden çekti ve "ben iyiyim asrın ağabey. sıkıntı yok"dedi. birlikte kabinlere girdik. Merve bol bir şeyler giyip çıkmıştı. yakasından kesilmiş olan yer gözüküyordu. beraber bizim çetenin oraya gittik. ikimiz için bir bank ayrılmıştı. oraya oturduk. merve sırtını duvara yasladı. gözlerini kapattı. biraz kıpırdandı ardından oflayarak dikelip gözlerini açtı. özgüre "özgür ağabeyine söyle duvarları yumuşak bir şey ile kaplasın"dedi. bedirhan "ayy kan mı o. yoksa ölüyor musun. tuh daha ölmek için gençti."dedi. sesi cidden kötüydü. Merve tek gözünü açıp ona baktı ardından tekrar kapattı. sürekli kıpırdanıyordu. ona "Merve gel dizime yat."dedim. başını kucağıma koydu ve kafasını karnıma çevirdi. dün gece Merveyi benim evime götürmüştüm. 1-1.30 saat sonra da çete gelmişti. hepsine bir oda vermiştim. Merve de sabah bize kahvaltı hazırlayıp buraya gelmiş. demir bir yere gitmişti. geldiğinde elinde pansuman malzemeleri vardı. merveyi hafif doğrulttum. gözlerini açtı. bana ardından demire baktı. sonra "hayatta olmaz. o şey benim boynuma deymeyecek."dedi. demir ona doğru yaklaştıkça o geri gidiyordu. en sonunda duvara yapıştı. demir kafasını kaldırınca yaradı açıldı ve tekrar kanamaya başladı. merve "hayır yani boynumu kaldırmasan zaten kanamıyordu. pansuman yaptırmayı sevmiyorum. demir yapma!"dedi. demir dinlemeyip pamuğu yaraya sürmeye başladı. pansuman bitince merve sinir ile demire bakıyordu. asil "kraliçem gel çalışalım biraz"dedi. merve ayağa kalktı ve kulaklığını taktı. üstünde ki bol t-shortün yakalarını karnında bağladı. ikisi birlikte aynaların karşısına geçtiler. yavaş ama aynı anda hareketleri yapmaya başladılar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
buzlar kraliçesi
Teen Fictiondışarıda devam eden bir hayat, içinde ise kalbi duran küçük bir kız çocuğu vardı... O yalnızdı. çevresinde ki herkesin içinde yapa yalnız... O acımasızdı. ona sahip çıkan çeteleri ve hayatına yeni dahil olmuş onun kadar karanlık bir adam vardı...