yatağımda yatıyordum. hayır aslında sadece yatmıyordum. bir yandan da o lanet adamın bağırışlarını dinliyordum. " seninle evlendiğim güne de bu lanet çocukları dünyaya getirdiğin güne de lanet olsun!" tüm gücü ile bu tarz şeyler söylüyordu. aniden duyulan duyulan bir tokat sesi, annemin ağlama sesleri. o lanet adam benim anneme tokat atmıştı. hemen ayağa kalktım. büyük ihtimal ile odasında sesiz bir şekilde ağlıyordu. hemen odamdan çıktım. annemi o lanet adamın elinden aldım. babam olacak o adam histerik bir kahkaha ile" oo kusura bakmayın prensesimi uyandırdık(!)"dedi. bende cevap vermeyip boş bir şekilde karşımdaki iğrenç yaratığa baktım. o benim iğrenir bakışlarımı görünce sinirle" al şu ağlak ananı! ben gidiyorum. senin şu anana da size de lanet olsun!"dedi. etrafa baktım. yerdeki kırılmış vazoya yerde sarsılarak ağlayan anneme baktım. o lanet adama sadece benim savaşmam beni çok sinirlendiriyordu. sinirle"deniz! artık çıkabilirsin! hallettim!"dedi. ilk başta odasından çıkmadı sonrasında ise ben tekrar deniz diye bağırınca dışarı çıktı. ben kim miyim? ben bu lanet 'ailenin' en küçük ve sevilmeyen kızıyım. yani Asi Merve karakuş. 18 yaşındayım. siyah saçlarım, siyah gözlerim ve bembeyaz tenim ile dikkat çeken bir görünüşüm var. ablam yani deniz benim aksime sarımsı saçları ve açık kahve gözleri ile benden daha farklı.ailesel olarak hiç baba sevgisi görmedik.en son babamın eli saçıma deydiğin de elinde saçlarımdan bir kaç tel kalmıştı. babam aslında bizi hiç istememiş. zaten biz olduktan sonra da sürekli anneme şiddet uygulamaya başladı. en son ağladığımda 7 yaşındaydım. o zaman babam hepimize elini kaldırmıştı. annem de bizi o lanet adamdan korumak için çoğunlukla gittiğimiz minik ama ıssız tepeye götürmüştü. ablam bana yaslanmış bir şekilde hıçkıra hıçkıra ağlaması. o gün söz verdim kendime bir daha asla ağlamayacağım ve o adamdan annemi ve ablamı koruyacağım diye.sözümü de tutuyorum. bir daha asla ağlamadım ve annemi ve ablamı o adama karşı korudum. okuduğum lisede sadece bir çetem var. ama genel olarak okula sevilen biriyim. maddi durumumuzun iyi olmasına rağmen babam bize para vermez. ben ona para veririm. o para ile karı kız peşinde koşar. eğer kız bulamazsa alkol alır. daha fazla sinirlenmemek için odama gittim. odamda ki renk ağırlığı siyah ve kırmızıydı. siyah ve kırmızı olmasının sebebi siyahın karanlığın kırmızının ise ölümün ve kanın rengi olması. okulda çetem var. bana buzlar kraliçesi derler. aslında sadece okulda bir çetem yok. İzmir'de, Ankara'da,İstanbul'un çoğunluklu yerlerinde, ÇinÇin ve bağcılar da. biz istanbul'da yaşıyoruz ve 17 yaşındayım. daha fazla bunları düşünmemek için kendimi uykunun karanlık kollarına bıraktım.
*************************************
alarm ile uyandım. kapının arkasında asılı olan okul eteğine baktım. göz devirip tuvalete gittim. genel işlerimi yaptıktan sonra odama gittim ve siyah pantolon ve okul kıyafetinin üstüne siyah bol hırkamı giydim. çantamı da alıp mutfağa girdim. annem ve denize kuru bir sesle'günaydın dedim. onlar da aynı şekilde bana karşılık verdiler hemen bir şeyler yedim ve denize dönüp "yemeğini bitirip yanıma gelmen için 5 dk. var" dedim. o da tam itiraz ediyordu ki ona dönüp ona' eğer itiraz edersen kötü şeyler olur!' temalı bakışımı attım. o da anlayıp hemen kalktı ve hazırlanmaya başladı. dışarıda yağmur yağıyordu. deniz elinde iki şemsiye ile geldi onun bu hareketine göz devirdim. çünkü deniz benim yağmuru ne kadar çok sevdiğimi ve o şeyi kullanmayacağımı gayet iyi bir şekilde biliyordu. zorla elime şemsiyeyi verdikten sonra "evet şimdi hazırız. hadi hemen okula gidelim"dedi neşe ile. bende sadece kafa salladım. okula varınca geç kaldığımızı fark ettim. hatırladığım kadarı ile ilk 3 ders konferans olduğu için en üst kata çıktım. kapıyı açtığımda o müdür bozuntusunun" bakalım şimdi sizi kim koruyacak. nerede o lideriniz şimdi"dedi alayla oysaki ben tam arkasındaydım. korkutucu ve soğuk bir sesle" aslında.. tam arkandayım... ve bir daha.. asla.. benim çeteme bulaşma müdür!!."dedim. o da hemen arkasını döndü. toparlamak adına"ş-şey b-en öyl-"derken sözünü kestim ve "müdür bence sus ve ne sunumunu yapıyorsan yap"dedim ve bizim çetenin ortalarına oturdum. sahnedeki siyahlar içindeki adamı yeni fark ediyordum.konferans salonu hala müdüre gülüyordu.bizimkilerden cenk konuşmaya başlayınca hepsi ne diyoruz diye sustu. can" off tam zamanında buzlar kraliçesi tam zamanında, göte geliyorduk yoksa!"dedi. berk onun kafasına vururken ben" gene ne yaptınız da sinirlendirdiniz müdürü?"dedim soğuk ve sert sesimle. demir aynı ciddiyetle"şeyy belki bir kaç fotoğrafını alıp shoplamış sonra da onu okulun sitesine yaymış olabilrim.."dedi bende telefonumu çıkartıp fotoğrafa baktım iyi de bu fotoğraf gerçek. bende "demir hevesini kursağında bırakmak istemem ama bu fotoğraf gerçek.."dedim. murat hemen atladı. gülerek"nasıl yani damla-"derken damlanın sevgilisi olaya daldı"buzlar kraliçesi bende fotoğrafa bakabilir miyim.."dedi kuşku ile. bende" kusura bakma şimdi olmaz okul çıkışı gel gösteririm fotoğrafı... gerçi istersen kusura da bakabilirsin umurumda değil."dedim. sahnedeki adama son kez bakıp yerime oturdum ve gözlerimi kapattım. benimle birlikte çetenin de oturup gözlerini kapattığını anladım. o sahnedeki adamın sert bakışlarını üzerim de hissediyordum. sonra onun o muhteşem sesini duydum" arkadaşlar ben karan çakıl. iş adamıyım ve 26 yaşındayım. buraya sizlere çalışmanın önemini anlatmaya geldim...."gerisini dinlemedim. karan. ismi tamamı ile onu yansıtıyordu. o adam oldukça yakışıklıydı. ne diyeyim Allah sahibine bağışlasın.. 3 saat süren konferanstan sonra bizim müzik hocası ardından da karşı liselerin rakipleri geldi. müzik hocası" arkadaşlar. yarışma tarihi bu güne ayarlandı. asi merve ve çetesi hazırlanın ve gelin..."duraklayıp karana baktı. ardından"karan bey. isterseniz sizde bu yarışmaya katılabilirsiniz."dedi. karan da hocayı onayladı. bende hemen ayağa kalkıp "çete hemen kalk can sen kıyafetlerimizi getir, burak saçlar sende. murat ses ayarları ile ilgilen. demir sende benim ile gel hadi. enis hemen diğerlerine yardım et."dedim. tam gidiyordum ki bizimkilerin hala orada olduğunu gördüm. bağırarak"heyy!! kime diyorum.. hareket edin!"dedim.demir ile giyinme odalarına geçtik. içeri girmemiz bizimkiler geldi hemen hazırlandık.sarışın olan demirin saçlarının ucuna siyah sprey atarken benimkilere de sarı atıyorduk. hazırlanınca rakiplerimizin karşısına geçtik.demir ile ben söyler iken diğerleri dans edecekti. karşımda rakip olarak ikizleri ve cenkeri görünce çete ile kahkaha atmaya başladık. aniden ciddileşip çete ile hocaya dönüp" hocam rakiplerimiz bunlar mı(!)"dedik.hocada kendini gülmemek için zorlayarak kafası ile onayladı. ikizlerden alev"kes sesini bu sefer sizi yenicez!"dedi ağzını yayarak. sesi o kadar kötüydü ki kulağımı tutup hemen her zman yanımda tuttuğum ve bu gün için getirdiğim kalem ve kağıdı ona verip"olm sus bi. kulak bu da. mümkünse kalem ve kağıtla anlaşalım sen yaz. nası fikir? bence muhteşem..!"dedim ve kalem kağıdı ona verdim. cenker hayran hayran" ah hiç değişmemişsin. hala güzelsin ve hala muhteşemsin.."dedi. bende yüzümü buruşturup"kes be yavşak"dedim. o da sinirle ileri gidince ikimizin de çetesi yerlerini aldı. aniden okulun müdürü yani büyük müdür"noluyo burda. sizin aranızda ki sorun ne. cenker önce sen anlat çocuğum.."dedi cenker de "müdürüm sevmek suç mu" dedi dayanamayıp lafa girdim"lan sevmek suç değil suç olan ve problem olan senin sevmen"dedim cenker de"neden ben sevemez miyim"dedi. bende alayla gülüp" hayır sevebilirsin ama problem çıkartan şey senin beni sevmen."müdür dayanamayıp konuştu"oğlum sende seve seve bunu mu sevdin. neyse yarışmamız başlıyor. ilk ikizler sonra cenker en son ise kraliyet yarışacak."dedi ve jüri koltuğuna geçti. yaklaşıp yarım saat sonra sıra bizdeydi. demir melodi eşliğinde çalmaya ve söylemeye başladı . demir ve ben gitar çalarken arkamızdakiler de dans ediyordu. sıra bana gelmişti ve benim kısmım da sadece ben elektro ile çalıp söyleyecektim. ve bu oldukça zordu. ben giriş kısmını gayet güzel bir şekilde devam ettirirken terlemeye başlamıştım.herkes ayağa kalktı ve öyle izlemeye başladı. şov olsun diye geri kalanını konferans salonuna bakarak çalmaya ve söylemeye başladım. aniden o sert ve keskin bakışları üzerimde hissettim. bende ona doğru bakmaya başladım. şimdi ise şarkının en zor nakarat kısmı vardı ve ondan sonra bitiyordu.nakarata girdim elimde keskin bir acı hissettim ve yavaşça elimden kan damlamaya başladı. o kadar hızlı ve sert çalıyordum ki teller artık ellerimi kesmeye başlamıştı ve bende kansızlık vardı. çaldığım o minik alet kırılmıştı ve elimle çalıyordum. kendimi çok bitkin hissediyordum.sonunda şarkı bitti ve ben elimden elektro gitarı bıraktım. biraz sendeledim.karanın gözlerine baktım. bana minikte olsa endişe ile bakıyordu. benim acilen kendimi toparlamam lazımdı.demir konuşmaya başladı"hadi lider..hadi sen bu değilsin. hadi güzelim. eğer bayılırsan elenicez. asi hadi ayağa kalk ve toparlan.. unutma sen lidersin unutma sen buzlar kraliçesisin. SEN ASİSİN LAN. ÇILDIRTMA BENİ KALK AYAĞA!!"dedi. doğruydu.ikizlere ve cenkere baktım sevinç ile banim bayılma mı bekliyorlardı. onları sevindirmek istemediğim toparlandım ve ayağa kalktım. rakiplerime bakıp"siz o birinciliği unutun. her zaman ki gibi birinci sırada biz varız. şimdi sizi bir aşağı alalım."dedim. ikizlerden alev sinir ile ayağını yere vurdu ve aşağı indi. ikizi"bu iş burada bitmedi tatlım.."dedi. bende alaylı bir gülümseme ile işaret ve orta parmağımla asker selamı verdim. ardından"beklerim 'TATLIM'"dedim.büyük müdür gelip elimi açık bir şekilde havaya kaldırdı. ardından demir ve bana ardından ise çeteye bakıp "bizi yarı yolda bırakmayıp ta bu yarışı kazandığınız için teşekkür ederim. ödül olarak ne istersiniz?"dedi. bize ödülü mü sormuştu. hemen bizimkilerle toplandık. çete ne istediklerini sırasıyla söyledi sıra bana gelmişti bende konferansa dönüp"istediğiniz bir şey var mı?"dedim. her kes aynı anda "matematik sözlüsüne 100 istiyoruzz!!"dediler. bende büyük müdüre dönüp"bence duydunuz müdürüm. ben bir şey istemiyorum."dedim. müdür kafa sallayınca herkes ayaklanıp sarılmak için gelecekken çete arkama geçti ve ellerini omzuma attılar. aynı anda'hele ki bir gelin görün ebenizi'temalı bakışımızı attık. aniden herkes yerine oturdu. dayanmayıp kahkaha atmaya başladık aniden okuldan burkan bağırarak"OHAA BİZİM BUZLAR KRALİÇESİ GÜLDÜ. CİDDİ CİDDİ İLK KEZ İÇTEN BİR ŞEKİLDE GÜLDÜ. ELİMDE KANITIM DA VAR!!"dedi. demir hemen çocuğun yanına gidip kayıtları izledi. sonra" olm cidden gülmüş lan. bu videoyu bana at. saklayacağım"dedi. bende göz devirip"kesin be.. ben revirdeyim. malüm elime kaydılar."dedim ve dışarı çıkıp revire geldim. revirde görevli kadın yoktu.bende malzemeleri çıkarttım. tam pansumana başlayacakken kapı açıldı oraya baktığımda karan denen adamı gördüm. bana bakmaya başladı sonra ise soğuk ve sert bir sesle"yardım etmemi ister misin ufaklık?"dedi. bende bana ufaklık demesine göz devirip" bana bir daha ufaklık demezseniz sevinirim. ve yardım etmeniz fena olmaz"dedim. minik çok minik bir tebessümle yanıma geldi be elimi tutup yumuşak bir şekilde pamuğu elime sürmeye başladı.bu hareketi o kadar yumuşak ve naif yapıyordu ki. elimi de sarınca arka taraftaki duvara yaslandı ve beni izlemeye başladı. ona"teşekkür ederim"dedim. o da "önemli değil ufaklık"dedi. sinirle dışarı baktım. ve okuldan içeri giren düşman okuldaki iki çeteyi gördüm. siktir çekip yardım için her zaman sedyenin altında bulunan telsizi aldım ve"demir beni iyi dinle çok büyük bir kavga olucak. sefa ve kaanın çetesi okula giriyor hızlıca enisleri ve çetesini de alıp gelin. gelmezlerse benim çağırdığımı söyle hemen!"dedim o da "sen nasıl istersen buzdan kraliçesi"dedi. hemen ayağa kalktım ve telsizi yerine koyup dışarı çıktım enisler çoktan aşağıdaydı. ben geldikten hemen sonra demirlerde geldi. en önde ben arkamda ise iki çete vardı. önümde sefa ve kaan vardı. soğuk sert ve korkunç bir şekilde"ne istiyorsunuz!neden geldiniz"dedim. onlarda gülerek" bunun için dediler ve bize doğru koşmaya başladılar. ben kaan ve sefayla sağ tarafa doğru giderken çeteler sol tarafa doğru koştular. sefa bana doğru gelirken kaan arkama geçmeye çalışıyordu. aklıma bizim en eski taktiğimiz geldi. hemen sefaya doğru koşmaya başladım.o da beni ayaklarını açarak bekliyordu. büyük hata. hemen ayağının altından kaydım ve ensesine yumruk attım sefa bayılırken kaan bana bir yumruk attı. o yumruk benim elmacık kemiğime denk geldi.bir tane daha atacakken yaralı elim olan yani sağ elim ile yumruğunu tuttum. sesli bir inleme firar etti ağzımdan. o an işte o an çok sinirlendim . boşluğuna bir tekme attım. o öne doğru eğilince suratına dizimi geçirdim o da bayılmıştı.. hemen bizimkilere baktım. sadece enis ve demir kalmıştı bizden. diğerleri gayet fazla ve durumları iyiydi. enis ve demir son bir yumrukla bayılınca durdum. o an herkes bana baktı. sinirle onlara bakıyordum. aniden koşmaya başladım. arkalarında duvar vardı.birinin altından kaydım ve diz kapağının arkasına teke attım. ensesine de vurunca bayıldı. biri gitti 8 kaldı. hemen öbürlerine döndüm. onlarda etrafımda daire oluşturmuştu. etraf o kadar sesizdi ki konuşmaya başladım"gerçek beni görmeye hazır olun. daha öncekiler sadece asiydi. şimdi buzlar kraliçesini görme vakti.."dedim. biri bana doğru atılınca ondan destek alarak yanında kine tekme attım. tekme attığım bayılınca destek aldığımı ensesine vurup bayılttım. aniden iki kişi ellerimden tuttu. dört kişide vurmaya başladı. aniden karan bana vuran çocuğu kenara itti.bende bunu fırsat bilip yanımdakilerden birini bacağının arkasına vurdum o beni bırakınca öbürüne yumruk atım ve bayılttım yerdeki de bayılınca karana yardım etmek için koştum. duvardan destek alıp birine uçan tekme attım. 3 kişi kalmıştı. diğer 3'ü de bana doğru koşunca onları ortaya getirdim. biriyle uğraşırken aniden kenara çekildim.dengemi kaybettim. tek elimi yere koydum. hemen ayağa kalkıp karanın arkasından ensesine vurmaya hazırlanan adama yerden destek alıp uçan tekme yapıştırdım. karan bana bakıp kafa sallayınca bende aynı şekilde karşılık verdim. herkes bitmişti. bizimkilerin yanına gittim. iki çetede daha yeni ayılıyordu. yanlara doğru yürüdüm. demir ve enise dönüp" bir boku başaramadınız amına koyım!"dedim ve kendimi karanlığa bıraktım. son hatırladığım iki çift güçlü kolun bedenimi sarışıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
buzlar kraliçesi
Genç Kurgudışarıda devam eden bir hayat, içinde ise kalbi duran küçük bir kız çocuğu vardı... O yalnızdı. çevresinde ki herkesin içinde yapa yalnız... O acımasızdı. ona sahip çıkan çeteleri ve hayatına yeni dahil olmuş onun kadar karanlık bir adam vardı...