1.2 YAXLEY

1.6K 132 99
                                    

Corben Yaxley cebinden çıkardığı mendille alnını sildi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Corben Yaxley cebinden çıkardığı mendille alnını sildi. Jean Granger sayesinde paçasının kurtulduğuna şükretti. Birkaç sene önce aralarına katıldığında herkes genç kadına şüpheyle yaklaşmıştı. Buna tabi ki Yaxley'ın kendisi de dahildi. Ama yaptığı zekice planlar, usulüne uygun kaçırdığı vergiler, Ölüm Yiyenler çetesini kağıt üzerinde sanki yasal bir işletmeymiş gibi göstermesiyle herkesin güvenini kazanmıştı. Buna Marvolo Riddle da dahildi. Zaten ekibe ilk katıldığından beri sadece Marvolo'ya hesap veriyordu. Bellatrix birkaç kez Jean'e bulaşmaya çalışmasına rağmen Jean onu muntazam bir biçimde geri püskürtmüştü ve şimdi birbirlerini zorunda olmadıkça görmezden geliyorlardı.

Fakat Granger'ın kabul töreni olarak sayılabilecek yegane şey ise Neville Longbottom'ın ölümüydü. Ah...Longbottom'ın cesedini gördükten sonra kusmak için tuvalete koşan midesiz Crabbe oğlanı vardı öteki tarafta da. Granger onu konuşturabilmek için öncelikle kendi bıçak sanatını konuşturmuştu. Longbottom'ın ölürken "HAİN" diye bağırması dışında her şey plana uygun gitmişti. Bellatrix bile bu olaydan sonra Granger'a daha ılımlı yaklaşmaya başlamıştı. Tabi onun Kara Lord'a olan hayranlığını bilmeyen yoktu. Bu sebeple Jean Granger'ın Riddle'ın göz bebeği oluşu kadını çileden çıkarıyordu.

Yapılacak fazla şey yoktu. Sabah altıda ofiste olacaklardı. Riddle'ın kişisel ofisinden toplantı salonuna dönerken Rookwood ona döndü, "Ben Selwyn'i arayıp diğerlerine de haber veririm. Sen köstebeğe yetiş." dedi. Corben şükranla Rookwood'un koluna hafifçe vurdu. Ardından salondaki Parkinson ve Zabini'ye hızlı bir selam verip oradan ayrıldı. Riddle'ın verdiği işlerden birini yapmaya gidiyordu ve saat gece yarısı olmasına karşın acelesi vardı.

Marvolo Riddle çok zeki bir adamdı. Yirmilerinin sonundaydı fakat Yaxley ondan birkaç yaş büyük olmasına karşın Riddle'ın tavır ve davranışlarının çok daha büyük olduğunu söyleyebilirdi. Kısa zamanda iyi bir ağ ve güvenilir adamlardan kurduğu ekibiyle Londra'da rüzgarını estirmeye başlamıştı.

Yaxley aceleyle paltosunun cebinden çıkardığı eldivenlerini giydi ve şapkasını başına geçirdi. Londra geceleri buz gibiydi. Zümrüdüanka muhbiri Peter Pettigrew'dan planlarına dair bilgi alacaktı. Şayet bu işi bir-iki saat içerisinde hallederse biraz uyumaya vakit bulabilirdi. Granger önemli planlar için toplantı yaptığında geç kalınmasından asla hazzetmezdi. Goyle adlı sersem toplantıya oldukça geç kalıp sonra 'Sadece yarımsaat geç kaldım' dediği için odanın öbür tarafından kısa bıçaklarından birini fırlatıp adamın yanağında dev bir yara açmıştı. Ve bunu isteyerek yapmıştı, yani canını daha fazla sıksa boğazına bile saplayabilirdi bıçağı o mesafeden. Granger tehlikeli bir kadındı. Fakat onun geçmişi hakkında yani Zümrüdüanka Yoldaşlığının lideri olan Harry James Potter ve onun sağ kolu Ronald Weasley ile aralarının nasıl bozulduğu hakkında pek bir bilgisi yoktu. Kesin olan tek şey şuydu ki, Granger'ın canını yakmışlardı. Ve bu olay genç kadını geri dönüşü olmayacak biçimde zalimleştirmişti.

 Çatlak Kazan ismindeki barın arka sokağında buluşacağı Pettigrew'u beklemeye başladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çatlak Kazan ismindeki barın arka sokağında buluşacağı Pettigrew'u beklemeye başladı. Pettigrew Zümrüdüanka yoldaşlığındaki köstebekleriydi. Adam korkağın tekiydi ve ikili oynuyordu. Fakat Marvolo Riddle onu yeterince iyi korkutmuştu ve kime sadık olduğu belliydi. Yine de Yaxley Pettigrew'dan iğreniyordu. Adamın kod ismi Kılkuyruk'tu ve gerçekten de bir fare misali midesini bulandırıyordu Yaxley'nin. Onunla görüşen kişi genelde Barty Crouch Junior olurdu. Barty Junior umut vaat eden bir gençti. Ekibin en gençlerinden. Muhtemelen Granger ve Malfoy ile aynı yaştaydı. Riddle ve Granger'ın göz bebeğiydi. Şimdiyse suikast planı için Alastor Moody'nin peşindeydi. Zaten bu kadar kritik bir görevi ancak Barty gibi yetenekli bir genç alabilirdi. Yaxley inkar edemezdi, Barty Crouch adam öldürmek için doğmuştu ve Deli-Göz Moody'nin silahşörlükm yetenekleriyle ancak o boy ölçüşebilirdi. Elbette yanında takviye ekip de götürmüştü.

Uzaklardan tombul, titrek bir adamın silüetini gördüğünde Pettigrew'un geldiğini fark etti. "İyi geceler, Yax-"

"Sessiz ol!" diye kısık sesle haşladı onu Corben.

"A-a-affedersin. U-unuttum." dedi kekeleyerek.

"Şimdi konuş Pettigrew. Sadede gel." Yaxley açtı, uykusu vardı ve lafı ağdalandıracak Pettigrew'u çekecek havada da değildi.

"Ç-çarşamba günü...Çarşamba günü limandaki depoya b-b-baskın yapacaklar. S-sizi hazırlıksız yakalayacaklarını d-d-düşünüyorlar."

"Demek öyle..." dedi Yaxley çenesini sıvazlayarak. Sonra bakışlarını Kılkuyruk'a çevirdi. "Başka bir şey var mı?"

"H-hayır. B-b-bu kadar öğrenebildim. Black ve Lupin ensemde boza pişiriyor."

"Pekala. Şimdi kaybol."

Pettigrew hızla başını sallayıp gölgelerin arasına karışırken Yaxley arkasını dönüp evinin yolunu tuttu. Sabah ilk iş Granger'a Pettigrew raporunu verecekti. Ama önce sıcak bir kase çorba ve birkaç saatlik uykuya hayır demezdi.

I Need a GangsterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin