6.1 JEAN

1K 125 119
                                    

İyi okumalar!

**************************

Marvolo odaya girdiğinde, Jean suratındaki ifadesizliği asla bozmadı. Yalnızca çantasına silah, mermi, barut ve elbette en sevdiği bıçaklarını koymaya devam etti. Yarım saat sonra Bellatrix, Rosier, Nott ve Jean Weasleylerin evine doğru yola çıkacaklardı.

Marvolo kapıyı arkasından kapattıktan sonra Jean'e yaklaştı. Hermione onun nefesini boynunda hissedebilmesine rağmen asla ona bakmadı ve dolaptan beğendiği eski tip pistollerden birini yedek olması için bacağına sardığı kemere yerleştirdi.

"Neyin var?" diye fısıldadı Tom kollarını arkasından onun beline dolayarak başını onun omzundaki boşluğa yerleştirdi.

"Ne olduğunu biliyorsun." diye yanıtladı genç kadın. "Anlaşamadığımız tek konu."

"Severus."

Jean bedenini onun kollarından kurtarıp Tom'a döndü. Sonra arkasındaki masaya yaslandı. "Eğer Weasleylerin köşküne gittiğimizde bizi hazırlıklı bekliyor olurlarsa...o olduğuna emin olacağız."

"Zümrüdüanka baskınından beri tetikte olmalarına şaşırmazdım."

"Tom..." dedi Jean ciddiyetle, "Ben o piçlerle birlikteyken Severus Dumbledore ile çok yakındı. Bize, sizin için ikili ajanlık yaptığını söylüyordu. Sana ise sizin için ikili ajan olduğunu söylüyor. Ancak Dumbledore sağlam bir nedeni olmasa buna ne kadar inanır? Dumbledore için çalıştığına eminim. Şu ana kadar sızan bilgilerimize dair köstebeği hala bulamadık."

"Pettigrew-"

"Pettigrew olmadığını biliyorsun. O aptal bunu planlayamaz."

Tom derin bir soluk verdi. Elini, mükemmel bir biçimde taranmış haldeki saçlarının arasından geçirerek dağıttı. Jean bunun ona ne kadar yakıştığını söylememek için kendini zor tutuyordu ancak Snape konusu çok önemliydi.

"Tom...öldür onu." dedi sesi çatlarken. Hermione ve Tom, çok az miktarda olan zayıflıklarını yalnızca birbirlerine gösterirlerdi. Sonuçta hiç kimse yüzde yüz mükemmel değildi. Gerçi Jean ve Marvolo yüzde doksan dokuz da olabilirdi.

"Ona karşı garezin ne?" diye sordu Tom şüpheci bir edayla. Hermione ise dudağını ısırdı neredeyse kanatana dek ısırmaya devam ederek. Tom ise parmaklarını onun dudağına götürdü. "Söyle..." dedi yumuşak bir tonda.

"Okulda bana karşı tam bir pislik olmasının yanında mı? Potter ve Weasley'nin aklına Grindelwald planını sokan oydu."

Tom büyüyen gözleriyle ona baktı. Öfkeden titriyordu ancak kendini tuttu, "Bunu...bana neden söylemedin?"

"Dumbledore'u yakalamak önemliyken Snape kozunu yitirmeni istemedim." dedi bir çırpıda. Çünkü Tom'a bunu söylese Dumbledore'dan istihbarat veren Snape'i öldürürdü ve kaynaklarının yok olması demekti bu. En azından Snape'in köstebek olduğundan emin olana dek böyle düşünüyordu.

"Severus'un iki tarafa da ikili oynadığını ve her iki tarafın da ağzına doğruyla karışık yalanları bir kaşık zehirli bal gibi çaldığını mı söylüyorsun?"

"Aynen öyle. Ben taraf değiştirdiğimden beri beni Zümrüdüanka'ya ispiyonlamamasının sebebi tam da bu. Beni onlara ispiyonlamamak, bizim ve Ölüm Yiyenlerimizin güvenini tazeliyordu. Eğer Potter herhangi bir şekilde benim yani Hermione Granger'ın Ölüm Yiyenlere katıldığını öğrenirse de Potter'a bunu ikili ajanlık yaptığı belli olmasın diye sakladığını söyleyecekti."

Tom, mükemmel biçimde tıraş ettiği çenesini sıvazladı. "Severus'tan beklenecek hamleler...şüphelenmiyor değildim ancak senin söylediklerinle taşlar yerine iyice oturuyor."

I Need a GangsterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin