Harry keyifsizdi... Masa lambasını açıp önündeki hesap defterlerine baktı. Yaptıkları baskında daha çok silah bulmayı ve daha çok Ölüm Yiyen elemanı avlamayı hedeflemişlerdi. Fakat beklentilerinin çok altında geçmişti çarpışma. Zaten Bakanlık onlara yakaladıkları Ölüm Yiyen başına para öderken üçünün de kaçması talihsiz olmuştu. Gerçi Malfoy'u kolundan vurmuşlardı, bu iyi haberdi.
Bundan birkaç sene önce, henüz Marvolo Riddle tehlikesi ortaya çıkmadan önce Grindelwald'u yakalayıp başına konan inanılmaz miktardaki ödülü almak istemişlerdi. Başarmışlardı da... Ama çok önemli bir şeye mal olmuştu.
Hermione'yi yem olarak Grindelwald'un önüne atmak başlı başına bir hataydı. Ancak Ron bunun çok mantıklı olduğunda ısrar etmişti. Hermione korkmadığını ancak planı mantıksız bulduğunu beyan etmesine karşın Harry ve Ron kararlarını vermişti. Neville de karşı çıkmamıştı bu konuya toplantıda. Tabi planlarının asla istedikleri gibi gitmeyişi hayatlarında önemli noktaları çıkmaza sürüklemişti.
Harry ağrıyan şakaklarını ovdu ve gözlüğünü çıkarıp masaya bıraktı. Belki biraz ateşviskisi baş ağrısını geçirebilirdi.
O karanlık günde, Hermione'ye bir tabanca bile vermeden Grindelwald'un önüne atmışlardı ve adam Harry ve Ron'un planladığının aksine onu kaçırmıştı. Kalıp çatışacağını, geç kadını rehin alıp fidye isteyeceğini düşünmüşlerdi çünkü Grindelwald esir almazdı...ta ki o güne kadar...ama yanılgılarının sonuçları çok büyük olmuştu.
Harry en kötü detayları bilmiyordu fakat Grindelwald'un gerçek planları öğrenebilmek için Hermione'yi konuşturmak adına ona işkenceler ettiğini biliyordu. Hermione'yi kurtarmaya gittiklerindeyse apartman dairesinde buldukları şey, cansız bedeni alnının ortasından vurulmuş biçimde yerde yatan Grindelwald, birer bıçakla boydan boya bedenleri yarılmış iki adam ve salonun ortasında elindeki bıçakla saçları kandan sırılsıklam olmuş, yüzünde kurumuş kanların olduğu Hermione Granger'dı.
Hermione onun ağzından laf almak için tuttukları evde Grindelwald yokken bilinmez bir biçimde bağlandığı iplerden kurtulup Harry'nin onun mutfaktan bulduğunu tahmin ettiği bıçakla iki Grindelwald nöbetçisini de acımadan öldürmüştü. Ancak Grindelwald'un nasıl öldüğü ise muammaydı. Grindelwald'ın cansız bedenini Bakanlığa teslim edip iyi para almışlardı ancak Hermione parayı kabul etmek bir yana tek kelime dahi konuşmamıştı. Sonrasında artık burada kalmak istemediğini söyleyip çıkıp gitmişti. Ron onun peşinden gidip defalarca özür dileyip vazgeçirmeye çalışmasına rağmen asla kabul etmemişti. Birkaç ay sonra da sırra kadem basmıştı. Harry, çocukluk arkadaşını Tonks ve Lupinle birlikte defalarca aramaya çıkmıştı ancak çabaları nafileydi. Sanki Hermione Granger adlı biri asla var olmamış gibiydi.
Hermione gidince yasal işlerin sorumluluğu da Ginny'ye yüklenmişti ve biraz bocalamışlardı. Yine de Harry uzun süre Hermione'yi aramaya devam etmişti. Tabi bu süre zarfında yeni bir çete peydah olmuştu Londra sokaklarında.
Ölüm Yiyenler
Başlarındaki kişi olan Tom Marvolo Riddle, Grindelwald'dan daha genç daha zekiydi. Başta zararsız ve ufak görünmelerine karşın şu an Londra'da onların rüzgarı esiyordu. Yılanın başını küçükken ezmeleri gerekiyordu ancak şansları yaver gitmemiş ve Riddle bir yıl içerisinde inanılmaz bir gelişme kaydetmişti. Adam delicesine zekiydi ve yanında çok yetenekli çalışanları olmalıydı ki her işini kanunlar çerçevesinde göstermeyi başarabiliyordu.
Harry derin bir iç çekip önündeki hesap defterlerine ve krokilere göz attı. Bu esnada Ron içeri girdi.
"Çarşamba günkü baskın-" diye başlarken Harry, Ron onun durması için elini kaldırdı.
"Harry, önemli bir şey oldu." dedi ve sonra kurumuş dudaklarını ıslattı. "Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama Moody... ."
Harry şaşkınlık içerisinde Ron'a baktı.
-2.1'in Sonu-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Need a Gangster
Fanfiction(Tomione Gangster AU) !!! Yüksek miktarda Dark Hermione içerir !!! (Okuyunca neden böyle demeyiniz) Uyarı: Şiddet, olumsuz ögeler, rahatsız edici detaylar içerir. Yıl 1950lerin İngilteresi...İkinci Dünya Savaşı'nın yankıları sürmeye devam ederken s...