Işıltı ve İhtiras hikayemin etkinliğinde beğenilen mini öykümü biraz uzatmaya karar verdim birçok arkadaş istediğin için :)Hikayedeki kişilerin yaşları için sadece Tom Riddle'ın yaşını küçülttüm kalan herkes aynı. Tom da 20lerinin sonunda. 28-29..
Bu bir AU yani Alternate Universe. Detaylara takılmayın, tadını çıkarın :)
İYİ OKUMALAR!
* * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Thomas Marvolo Riddle, devasa deri koltuğunda otururken silahını temizliyordu. Bu onun için bir rutindi. Yoğun düşünceler içerisindeyken ellerini meşgul tutmak onu rahatlatıyordu. Masasının başındaki defterler ve viski kadehi en az obsesif birinin düzenleyebileceği biçimde simetrikti. Kadehi uzun süredir olduğu yerde durmasına rağmen bir yudum dahi almamıştı. Aklındaki tek şey planının düzgün işleyip işlemediği ve sonraki adımda yapacağı şeydi.
Augustus Rookwood'un gürültüyle içeri girmesine karşın kılı kıpırdamadı. Sadece bakışlarını çevirdi kapıya. "Ne var, Rookwood?"
Rookwood'un hemen ardından ise Yaxley de içeri girdi. İkisi de savaştan çıkmış gibi terli ve yorgun görünüyordu. Hatta Yaxley'in dudağı hala kanıyordu. Ama Tom'un pek umurunda sayılmazdı. Rookwood, gözündeki kurbanlık koyun bakışıyla öne doğru bir adım attı. Sonra kısa bir soluk alıp "Zümrüdüanka çetesi silahların sevkiyatı esnasında saldırı düzenlemiş. İcabına baktık ancak mallar zarar gördü ve Malfoy kolundan vuruldu." deyiverdi tek seferde. Riddle bakışlarını onun suratından geri temizlediği silahına çevirdi. Bu haber onu memnun etmişti fakat bunu çaktırmayarak sordu,"Malların ne kadarı zarar gördü?"
Rookwood, Yaxley'ye kaçamak bir bakış attı. "Yarısından biraz azı." dedi zayıf ve titrek bir ses tonuyla. Riddle, yüzündeki ifadesizlikten ödün vermeden aniden ayağa kalkıp silahını Rookwood'un suratına doğrulttu. Tom aslında bu miktarı çoktan gözden çıkarmıştı.
Zümrüdüanka Çetesini ortaya çıkarmak için bir yem atmıştı ve onlar da bunu yutmuştu. Yine de Rookwood'a biraz korku salmak kendisine gelmesini sağlardı.
"Şimdi seni vurmalı mıyım yoksa bu pisliği temizlemen için sana bir şans mı vermeliyim?" diye sordu sakince. Ancak karşısındaki iki adamı da korkuyla yutkundu. Rookwood bir şey söylemek istercesine ağzını aralamasına karşın hiçbir şey söyleyemedi.
İşte tam bu esnada açık olan kapıdan başka bir figür girdi içeri. Adeta bir kedi misali iki Ölüm Yiyen'in yanından geçti ağır adımlarla yavaşça süzülerek. Topuklu ayakkabılarının zemine vuruşu tok ve tereddütsüzdü. Tom kimin geldiğini anladı, bu onu memnun etti. Bir elinde de turuncu renkli kedisi vardı. Siyah elbisesiyle Hermione Jean Granger göz kamaştırıyordu. Riddle onun gelişinden hoşnuttu fakat bunu yüz ifadesine yansıtmadı. İşte yalnızca iş konuşurlardı. Genç kadın bunun farkında olarak usulca Riddle'ın yanına süzüldü. Ardından onun ileri doğru uzattığı tabancanın üzerine kibarca elini koyup namluyu yavaşça aşağı indirdi, "Ortalığı kana bulamayalım, Marvolo." diye konuştu. Konuşması adeta bir kedi mırıltısını anımsatıyor, Tom'a huzur veriyordu. Kanlı hobileri olmasına karşın ortalığı kana bulamamayı önermesi de ironik sayılabilirdi. Ama Riddle omuz silkip koltuğuna geri oturdu. Granger da onun koltuğunun kollarından birine yaslandı. "Baskının lideri kimmiş, Augustus?" dedi nazikçe. Augustus Rookwood'un bakışları Granger'a döndü, kurumuş boğazı yüzünden zorla yutkundu, "Harry Potter ve Kingsley Shacklebolt olduğunu duydum, Miss Granger." dedi bir çırpıda. Granger kıkırdadı. Hem çok büyüleyici hem de çok tekinsiz bir gülüştü bu. Duyduğu isimler oldukça hoşuna gitmiş gibiydi. "Marvolo, bu işle ben ilgilenmek istiyorum, sevgilim. Hem de bizzat."
Ah, Rookwood Harry Potter'ın yerinde olmak istemezdi. Jean'in tutsaklarına nasıl işkenceler yaptığını gayet iyi biliyordu. Bıçaklara karşı özel bir saplantısı vardı genç kadının. Tom Marvolo'nun, Hermione Jean hakkında en çok hoşuna giden özelliği buydu. Dudaklarına yarım bir gülümseme yerleşti ve dönüp nişanlısına baktı. "Madem istiyorsun, bu işi sana bırakıyorum, Jean." dedi ona bakarak.
Granger da bakışlarını Tom'dan karşısındaki iki Ölüm Yiyen'e döndürdü, "Sabah altıda Rosier ve Lestrangelar ile birlikte ofise gelin. Ayrıca Selwyn'e beni aramasını söyleyin. Şimdi çıkın." dedi sakince. Yaxley aceleyle başını salladı onaylayarak. Ofisi terk ederken gördüğü son şey ise Jean'in Marvolo'nun dudaklarına kondurduğu öpücüktü.-1.1'in sonu-
Umarım beğenmişsinizdir :) Her bölüm başka birinin açısından olacak. Öyküyle ilgili yorumlarınızı yazarsanız sevinirim 🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Need a Gangster
Fanfiction(Tomione Gangster AU) !!! Yüksek miktarda Dark Hermione içerir !!! (Okuyunca neden böyle demeyiniz) Uyarı: Şiddet, olumsuz ögeler, rahatsız edici detaylar içerir. Yıl 1950lerin İngilteresi...İkinci Dünya Savaşı'nın yankıları sürmeye devam ederken s...