Multi: Sena şener-Sevmemeliyiz
Buraya sevdiğiniz arkadaşlarınızı etikeleyebilirsiniz 🤞
Keyifli okumalar^^
___________________
Uyandığımda ellerimi iki yana açıp esnedim. Ne yalan söyleyeyim güzle uyumustum. Barışla uyumak tuhaftı sanki yıllardır onun bana sarılıp uyumayı bekliyormuşum gibi hissettim. Dün arkamdan bana sarlılmasına anlam veremesemde bozuntuya vermedim.
Yan tarafıma dönüp barışın yüzüne baktım çok masum uyuyordu, dıştan sert umursamaz bir insan gibi dursada içinde gizelenen bir çocuk vardı. Ellerimi yeni yeni çıkmaya başlamış olan sakalarına dokunup sakallarıyla oynadım. Ellerimi çekecekken o esnada barış elimi tutup avuç içimi öptü.
"Biliyorum uyurken dahada yakışıklıyım ama fazla şımartma beni daha fazlasını isterim haberin olsun."
Elimi çekip" Ne alakası var ya yüzünde toz vardı onu alim derken şey ettim."
"Ne ettin?'
"Ya off barış!" Ayağa kalkacakken Barış beni kendisine çekip üzerime çıktı.
"N-ne yapıyorsun kalk üzerimden." Yanaklarım alev alev yanıyordu şuan çok yakındık bu iyi bir şey değildi.
Yüzüme gelen saçları eliyle çekip " Uyanınca dahada tatlı olduğunu biliyorsun değilmi?" Dudaklarıma bakıp gülümsedi.
Barışı Ellerimle itsemde işlemiyordu kendisine bodygruad gibi çocuk maşallah "barış insene üzerimden."
"Yoo böyle gayet iyi ne o beğenemedinmi?"
"Beğenmedim." Tövbe yarabbi çarpılacaktım şurada yemin ederim ya
Barış hınzırca sırıtıp bir şey diyecekken kapının çalınma sesiyle gözlerimiz anda kapıyı buldu. Barışa bakıp
"Kimki bu saate gelen biliyormusun?"Hayır anlamında kafasını sallayıp üzerinden inip kapıyı açtı.
Bilin bakalım gelen kimlerdi?
" Lan telefonunuz tuvalete düşerde öyle öküzün trene baktığı gibi bakarsınız inşallah. Vicdansızlar, hain evlatlar, bizsiz kaçmalar ha! Duruş bebeğim senden hiç beklemezdim."
Barış yana kayıp bizimkilerin içeri geçmesine müsade etti. Burak'ın söylenişine seslice gülsrmde kırılmıştı bana . Yanına gelip yanaklarını sıktım.
"Oyş sen küstünmü bana?""Hii.. evet bizsiz nasıl gelirsiniz dağ evine kalbimi kırdınız."
Barış kapının önünde bize trip atan Burak'a bakıp" bı sus oğlum ya geçin lan içeri!"
Burak, barışın yüzüne bakmayıp "Duru söylermisin şu dingile Burak seninle konuşmuyormuş "
Barışa bakıp "kırılmış sana"
"Burak amına koydurtma lan! Geç içeri kahvaltı yapalım."
Burak barışa göz verip salondaki koltuğa oturdu tabi diyerleride. Burak'ın yanına oturup yerimi aldım hala trip atıyordu bana ama olsun gönlünü alırdım sonuçta.
Mert barışa bakıp "Sen gelsene benimle konuşacaklarımız var."
Barış umursamadan ayağa kalkıp yukarıdaki odaya çıktılar. İçten içten merak etsemde bunun beni ilgilendirmediğini beynime not edip Burakla uğraşmaya başladım.
Barışın ağzından.
Mertle birlikte onun odasına girdiğimizde tökezledim. Herşey ilk günki gibi duruyordu elimi çalışmamasına dokundurduğumda titredim iki yıl olmuştu. İki yıldır yaşayan ölüydüm. Nefesimdi o benim. Onu gördüğümde o yanımdayken bambaşka bir kişiye bürünüyordum. Heleki duru ona bukadar çok benzerken sanki o gitmişte yerine duru gelmiş gibiydi. Bu tanrının bana verdiği bir nimetti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BFF
Roman pour Adolescentsİnsan kendi sonunu kendisi getirebilirmiydi? Nefes nefese kalmış bir şekilde diz kapağının üzerine oturmuş alnıma tutulmuş olan silahı umursamadan sadece onu düşünüyordum. Belki de buradan çıkamayacaktım. Çıkıp çıkmamam umrumda değildi zaten. Sadece...