4.bölüm

375 130 38
                                    

Multi:  Barış

Buraya sevdiğiniz arkadaşlarınızı etikeleyebilirsiniz 🤞☺️

Sıkıcı bir kimya dersinin ardından zil çalıştı. İçimden şükrettim sonunda ya, yani anlayamıyorum kırk dakikalık bir ders, bi ömürmüş gibi geçti resmen.

" Oğlum varya bu kimya derisini bulanın kıçına element sokasım var. Bune abi bir ders hiçmi bitmez."

Burak'ın söylenişine gülümsedim, haklıydı çocuk.

"Sizi bilemem ama,ben öküz gibi acıktım. Kantine gidelim ya"

"O zaman hep beraber gidelim"

Barışın fikrini mantıklı bulup kantine doğru yol aldık tabi bütün gözler benim üzerimdeydi.

Kantine geldiğimizde bütün gözler bana döndü. Kantin ikiye ayrılmıştı, sağda kızlar yiyeceklerini alıp kendi alanına geçıyodu. Soldada erkekler aynı şekilde.

"Kantini ortak kullanıyorsunuz galiba" diyerek Barışa döndüm.

" Evet ama hiçbir iletişimiz yok. Kavgalar dışında."

"Yiyecekmış gibi bakıyorlar, erkekleri anladımda kızlar neden böyle bakıyor anlamış değilim."

"Benim yanımda olduğun için seni kıskanıyorlar"

"Nedenki"

"Çünkü benim yanımda kendileri değilde sen varsın buda seni kıskanmalarına sebeb oluyor."

İçimden aman şundaki egoya bak demek gelsede sustum. Kantinde ki boş masalardan birine oturduk.

"Hepimize tost söylüyorum, yanında da çay itirazı olan? Duru başka bir şey istiyorsan onu da alabilirim."

"Yoo sorun yok tostu severim de dur parasını verim deyip cüzdanıma uzandım."

"Hayır tabikide ben öderim. Hem yeni arkadaşımıza küçük bir jest."

"Ama..."

"İtiraz kabul etmiyorum hadi ben kaçar gidimde siparişleri verim."

Burak'ın gelmesiyle tostlarımızı önümüze çekip bir güzel midemize indirdik. Tostumun son parçasını da azıma atıp yavaş yavaş çığnerken, bana bakan iki kızla göz göze geldik. Sanki bana birşey anlatmaya çalışıyorlardı.

"Hadi duru bi bitiremedin tostu , yani bizmi öküz gibi yiyoruz, sen mi yavaşsın çözemedim."

Erayın bana söylemesini görmezden gelip

" Tamam ya yedim hadi kalkalım."

"Bitirmişmi yanlış mı duyuyorum . Bı an sonsuza denk kantinde kalıcaz zannettim."

Ayağa kalkıp sınıfa gittik,zaten ders görsel sanatlar olduğu için hoca geç kalmamıza birşey demiyormuş.

...

Uzun ve sıkıcı derslerden sonra zil çalmıştı. Bir günüm daha sonuna geldik diyerek güldüm.

Burka yanıma gelip koluma girdi.

"Ee prenses günün nasıldı?"

"Yani idare eder, tam olarak alışmış değilim."

"Alışıcaksın, bak bu okul sana biraz garib gelebilir ama eylenceli kız, kızlarla uğraşmak keyifli oluyor"

"Bende kızım ama"

"Sen farklısın. Bizdensin kızım sen, daha bilmediğin çok şey var ama zamanla öğreneceksin."

Ee millet napıcaz yurda gitmek olmaz. Gizdelim Rüstem abinin kahvehanesi ne birer okey atalım.

"Eray bebeğim gelirdim biliyorsun ama benim hatunla buluşucam. Siz gidin bensiz" dedi Doğukan

"Sen nereye ben oraya ikizim."

"Biri okeymi dedi. Bensiz gitmeyi düşünmüyorsunuz dur herhalde." dedi Hakan

"Peki tamam gidelim, hem morelim bozuk düzelir biraz." Dedi Barış

"Bana sormayın bile cevabını biliyorsunuz. Barış akşam benim yatağa gelde moralini düzeltirim senin" deyip göz kırptı Burak

"Oğlum gelirim yatağa boyundan büyük birşey yersin. Ağzımı açtırma burada kız var"

" Tamam bebişim sakın ya, hırçın erkeğim benim."

"Lan hala konuşuyor bak.."

........

Mekana geldiğimizde buranın işlek bir yer olduğunu farkettim, kapıda bize bakıp sırıtan amca duruyordu. Barış hemen atılıp
"Rüstem abim nasılsın" diyip sarıldı.

"Gel buraya sıpa, siz nerelerdesiniz kaç gündür uğramıyorsunuz mekana artık."

"Abi biliyorsun durumları, bu aralar hiç boş zamanımız yok. Dedik bari okul çıkışı gelelim"

"AA rüstoş! Aşkım sormuyosun hiç beni"

Gel lan buraya eşşek spası deyip sarıldılar birbirlerine.

Tamam siz karşı masaya gecin. Ben size tost ve çay getireyim.

"Eyvallah abim sağol"

.....

Ben ve Burak karşımızda Hakan ve Barış oynuyord. Eray ve Mert'te izliyorlardı. Ve şöyle söyleyeyim okeyde gayet iyiyimdir.

"Oğlum birdaha götümü sikseniz Duruyla rakip olamam. Üç eldir yeniyorlar" dedi Hakan

"Ee tabi beni kolay lokma sandınız demi"

"Taşmı çalıyosunuz ne yapiyosunuz Burak senin işin belli olmaz."

"Üstüme iyilik sağlık ne çalması haram oğlum haram." Deyp tostundan koca bir ısırık aldı.
Burak'ın bu haline gülümsemekle yetindim o an Barışla göz göze geldik. Utanıp gözlerimi okey taşlarına çevirdim.

.....

"Duru sende ne cevherler varmış"

"Zmaanında babamla oynardık o öğretmişti bana."

Şimdi ne benimle okey oynuyacak babam, nede ümidim vardı.
Skor 6:3 Burakla ben yenmiştik hesabıda Hakanla Barış ödemişti.

"Gençler bizim işimiz var,siz gidin biz sonra geliriz"

Burak, Mert, Eray işimiz var deyip yanınızdan ayırmışlardı.
Hakan kolunu omzuma atıp" ee fıstık nasıldı ilk günün?"

"İlklerde sıkıcı olsada, güzle bir gündü."

"Ohoo sen bide sonraki günlerde gör okulu" deyip gülümsedi.

O an gerçekten içten gülümsemiştim....

:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

Tekrardan merhaba canlarım umarım bölümü beğenmişsinizdir ❤️

Bu kitabı sevecegini düşündüğünüz arkadaşlarınıza tavsiye ederseniz çok sevinirim ☺️

Oy ve yorum yapmayı unutmayın sizi o güzel kalbinizden öpüyorum 😘❤️☯️


BFFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin