22.Bölüm

174 46 26
                                        


Bu kitabı seveceğini düşündüğünüz arkadaşlarınıza tavsiye ederseniz çok sevinirim keyifli okumalar^^

Sondaki açıklamayı okumadan geçmeyin ;)

Gördüğüm manzarayla şaşkın ifadeyle etrafıma bakarken, Barış benden farklı olmaksızın oda şaşkın ifadeyle etrafına bakıyordu. Burak'ın bir hafta boyunca ballandıra ballandıra anlattığı sürprizi buydu demek. Bizimkiler tek değildi Selin, Melis ve Aleynada buradaydı. Burak'ın kızları nasıl ikna ettiğini düşünmeye çalışırken gözümden bir damla yaş düşmüştü yanaklarıma, bizimkileri tanıyalı beş aya yakın olmuştu. Bazen tatsız zamanlarımız olsada onlarsız bir hayat yaşamayı düşünemiyorum bile hepsi kardeşim gibi kalbimde yer almışlardı.

Elimdeki valizi kapının yanına bırakıp koşarak Burak'a sarıldım. Onlarsız geçirdiğim bir hafta sanki hayatımdan 7 yıl alınmış gibiydi. Annemden görmediğim sevgiyi, ilgiyi onlardan görmüştüm. Hatta görmekle kalmamış onlar gibi belkide hayatımı tamamen olumsuz etkileyecek olaylara karışmıştım ve bundan gram mutsuz değildim. Ben değildim, o değildi, bizdik.
Ve sonsuza kadar biz olacaktık.

Burak yanaklarımı avcuna alıp göz yaşlarımı sildi. Ağlamamalıydım. Ağlayacak durum değildi. Mutlu olmalıydım ağlamaktan patatese dönüşmeyi değil.

"Kız vallaha ağlama. Sen ağlarsan bende ağlarım ona göre sabaha kadar zor susturursunuz beni zaten depresyondayım. Barış al şu sümüklü sevgilini."

Barış beni zorda olsa Burak'tan ayırmış yatağa oturtmuştu. Selin gözleriyle ben ve Burak'a bakıp mekik dokuyup, bizden iğrenir gibi baktı.

" Alt üstü bir hafta bir birinizi görmediniz ne bu dram sahneleriniz? Beş dakikada üç sezonluk dram dizisi çektiniz be"

Seline sesli bir şekilde güldüğümüzde ortamdaki dram sefonisi gitmiş yerine mizah yerleşmişti. Buradaki herkesin ikizler burcu olduğunu düşünmeye başlamıştım ki Barışın hal ve hareketleri ikizler burcuna uymadığı için düşüncelerimi bir kenara iteledim.

"Madem hepimizin keyfi yerinde o zaman dahada keyiflendirelim." Diyerek masanın üzerindeki vodka şişesini havaya kaldırdım.

"İlk düşen saçlarını maviye boyalı bir şekilde bir gün geçirecek. Kabülmü?"

Hepsi onaylarcasına kafasını salladığında, elimdeki vodka şişesini bardaklara doldurdum. Fazla içmesemde vicudum alkole alışıktı. Yani sınırlarımı zorlamadığım sürece.

İçki bardaklarını, tek tek hepsine uzattıktan sonra elime bardağı alıp Barışın yanına oturdum. Kollarıyla omzumu sardığında, göğsüne iyice yaslandım.

"Üç dediğimde shot yapıcaz tamamı?"

"Bir"

"İki"

"Üç"

Elimdeki bardağı tek yudumda içtiğimde genzimde hissettiğim acı tatla yüzümü buruşturdum. Başım biraz dönmeye başlasada sarhoş değildim. Ertafıma baktığımda herkes yüzünü buruşturarak yutmuşlardı.

"Düşen varmı?" Diyerek bizimkilere baktığımda kimseden ses yoktu ayağa kalkıp boş bardaklara tekrar içki doldurdum. Tekrar yerime oturduğumda Barış elimdeki içki bardağını aldı.

" Eminmisin içmek istediğinden ilk dikişinde etkilenmezsin ama ikinci ağır gelebilir."

Elindeki içki bardağını elime alıp " Eminim. Hiçbir şey olmaz bana hem bu yarışı Burak kaybedecek baksana " gözlerimle Burakı gösterip " Şimdiden düştü bile"

BFFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin