Bölüm 11|Sohbet
-Jeonikook iyi okumalar diler...
|Bu bölüm Jungkook ve Cho Hee'nin anlatımındandır.|
"O zaman şimdi şirkete dönüp oyun oynayalım." Taehyung hyung'a gülerek baktım.
Onun için oyun vazgeçilmezdi ve galiba ölene kadar da böyle kalacaktı.
"Tamamdır." Diyerek Hoseok hyung onu onayladı. Gerçekten fazla sevinmişti. Kalbine zarardı.
"Kalkıyor muyuz o zaman?"
Hepsi kafa sallayıp onayladı. Kucağımda ki küçük bedenin ağzını silip ona baktım. Çok tatlı bakıyordu, onu ısırmak istiyordum.
"Yürümek ister misin? Kameraların seni çekmesini önleriz. Hm?"
Kafasını iki yana sallayıp beni reddetti. Neden kameraların onu görmesinden korktuğunu anlamış değildim ama hepsinin büyük olması ve hayranların çığlıkları onu korkutmuş olmalıydı.
Onu yere bırakıp ayağa kalkıp üstümü düzeltip,onu tekrar kucağıma aldım. Ellerini boynuma dolayınca hyunglarımla baktım.
"Neyi var?" Hoseok hyung fısıldar gibi konuşsa da Cho Hee'nin duyduğuna emindim.
"Sonra anlatırım."
Hep beraber kafeden çıkınca kameralar direk bizi çekmeye başladı. Bu sefer soru sormuyor sadece Cho Hee'nin yüzünü çekmeye çalışıyorlardı.
O ise kafasını boynuma gömüş yüzünü saklamaya çalışıyordu. Kalbimin daha hızlı atmaya başladığına adım gibi emindim.
Kendime engel olamayarak saçına öpücükler kondurmaya başladım. Şuan aşırı tatlıydı. Tanrım!!
Arabaya binince ona baktım. Kafasını gömüş,gördüğü kadarıyla etrafa bakıyordu. Kulağına yaklaşıp konuştum.
"Kucağımda mı duracaksınız küçük Hanım."
"Hm,hm."
Verdiği cevap ister istemez gülmeme sebeb olmuştu. Bana alışıyordu ve bu büyük bir gelişmeydi.
Bana baba diyeceği günü iple çekiyordum.
"Hasta mı oldu?"
Yoongi hyungu kafamla reddettim.
"Yüzünü göstermek istemedi." Hepsi şaşırmış olacak ki gözleri belerdi. Çok da şaşırılacak birşey yoktu ama bende başkasından bunu duysaydım kesinlikle şaşırırdım.
"Çocuklar geldik." Bay Kim'in sesiyle arabadan inmeye başladık. Çok güzel bir gün geçirecektik gibi duruyordu.
Ve bu beni fazlasıyla heyecanlandırıyordu.
●●●
Onların çalıştığı odaya girince beni yere bıraktı. Şimdi oyun oynayacaklardı galiba.
Uzaylı abi öyle demişti ama oynarlar mıydı? Bilmiyordum.
"Bence oyun oynamayalım." Dev abi konuşunca uzaylı abi ona sinirli bakmıştı. Oyun oynamayı seviyor olmalıydı.
"Ama niye hyung?!?!?"
"Cho Hee aramıza yeni katıldı. Sohbet edip tanışabiliriz. Değil mi fıstık?" Bana gülümseyerek göz kırpınca gülümsedim.
Hepsi niye bu kadar gülümsüyordu ki?
"Farketmez." Burda hep bunu kullanıyordum ama bilmediğim şeye ne demem gerekirdi ki?
"Seninle bu gece oyun oynayalım hyung. Seni yenmek istiyorum."
Dev abi kafasını sallayınca tanışacağımızı anladım. Ben ne söyleyecektim ki? Çok fazla birşey bilmiyordum.
Koltuklara oturup beklemeye başladım. Ne anlatacaklardı anlamamıştım ama gene de dinleyecektim.
Hepsi birşeyler anlatıyorlardı ama ben anlamıyordum. Nasıl bu kadar hızlı konuşuyorlardı?
"Tabi aramızda en iyi resim çizen kişi Jungkook ama bende çok kötü çizmem."
Gülünce gözleri kısılan abi kendini övüyordu galiba?Hem o da mı resim çiziyordu? Acaba nasıl çiziyordu? Bende resim çizerdim. Ama onun elleri daha büyük olduğu için daha güzel çiziyordur.
Sonra yakışıklı abi konuşmaya başladı. Ama yakışıklı abi konuştukça benim gözlerim kapanıyordu.
Galiba gene uyuyacaktım. Ama çok uyumuştum.
Umarım onlar için sorun olmazdı.
07.06.2020
12.47
-Jeonikook
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Singularity
Fanfiction[Tamamlanmıştır.] . . . . "Çünkü mavi umudu temsil eder ve ben de birgün mutlu olmayı umuyorum." . . . -Kurgunun şarkısı [ Jungkook- Euphoria] . . -Singularity: Eşsizlik. . . [Baba - Kız kurgusudur. Aşk unsuru yoktur.] . . Başlama Tarihi: 05.05.2020...