14|Ana okul öğretmeni

211 20 5
                                    

Bölüm 14|Ana okul öğretmeni

-Jeonikook iyi okumalar diler...

|Bu bölüm sadece Jungkook'un anlatımındandır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

|Bu bölüm sadece Jungkook'un anlatımındandır.|

Saat 6 olduğu için kalkıp üstümü değiştirdim. Bugün tüm günümü kızıma ayrımak isterdim ancak malesef  ses çalışmamız vardı ve ben erkenden bitirip,onunla vakit geçirmek istiyordum.

Ona çok alışmıştım.

Artık tatile girmekte istiyordum. Yorucu bir yıldı ama gene de güzeldi. Özellikle hayatıma küçük bir prenses girdiği için.

Saçlarımı da tarayıp telefonumu cebime attım. Çıkmadan önce öpsem uyanır mıydı acaba? Bence uyanmazdı yaa.

Aynen,aynen. Uyanmazdı.

Hızlıca yanına gidip alnından öptüm. Ve tabi ki yetmemişti. Ama uyanır korkusu yaşadığım için şimdi öpmeyecektim.

Uyanınca öperdim artık.

Merdivenlerden hızlıca inip ses odasının önüne geldim. Hyunglarımda uykulu oldukları halde çalışıyorlardı.

Kim uykusuz çalışıyordu ki?

"Günaydın Kook."

"Günaydın Namjoon hyung."

Duvar kenarına gidip sesimi açmaya başladım. Bu aralar gerçekten tam odaklanamıyordum ama umursadığım da söylenemezdi.

"Cho Hee uyuyor mu?"

Jimin hyung'u kafamla onayladım. Uyuması normaldi zaten.

"Kaçta uyudunuz?"

"10,11 gibi. Neden ki hyung?"

Bana şaşkınca bakan hyung'umu  anlamaya çalışıyordum. Gayet normal birşey söylemiştim.

"Şaka yapıyorsun?!"

"Hayır hyung. Şaka yapmıyorum."

"Kook, Cho Hee gerçekten fazla uyumuyor mu?"

Kafamı iki yana salladım. Bence bu kadar uyuması mantıklıydı.

"Hayır hyung. Daha buraya yeni alışıyor ya onun için zorlanıyor."

"Hmm,o da olabilir. Neyse nasıl uyudu. Gene uyuya kaldı deme."

Gülerek cevap verdim. Resmen sorguya çekiyordu beni.

"Yok şarkı söyledim. Öyle uyudu."

Kafa sallayıp o da sesini açmaya döndü. Umarım hızlı geçerdi. Yoksa burda sıkıntıdan patlardım.

...

"Saat daha 9 Jungkook. Gel de kahve içelim. Daha uyuyordur."

"Namjoon hyung haklı. Zaten 10 civarı uyanmıyor mu?"

Pes ederek hyunglarımı onayladım. Hep beraber stüdyoya girip kendimize birer kahve aldık.

Gerçekten yorucu geçmişti. Tabi hiçbirimiz istediğimiz sonucu alamamıştık. Tabi Jin hyung kahve diye sitem etmeye başlayınca da hepimiz susarak onun arkasına takıldık.

Ama bu zamanı özlemiştim beraber konuşmayı. Şuan hepimiz ya yorgunluktan konuşmuyorduk ya da ben konuşma işini Cho Hee'yle abartıyordum.

"Aslında-"

Kapının tıklanmasıyla Jin hyung'un lafı kesilmişti. O' da bizim gibi kapıya baktı. Eğer bir arkadaşı geldiyse sinirlenebilirdi. Jin hyung lafının kesilmesini sevmezdi.

İçeri bizim yaşlarımız da bir kadın girdi. Kim di bu?

"Merhaba." Hepimiz ayağa kalkıp selamlaştık. Hiçbirimiz bu kadının kim olduğunu anlamamıştık.

Ardından benim önüme geldip durdu.

"Bay Jeon. Ben Cho Hee'nin ana okul öğretmeniyim. Sizinle Cho Hee hakında konuşmak istiyordum."

"Tabi. Terasa geçelim."

Ne konuşacaktık ki? Acaba bir eşyası mı eksilmişti? Ya da kaybolmuş?

Belki de unuttuğu için getirmişti? Ama o zaman konuşmazdı ki.

"Okullun dolaplarını düzenliyorduk ve bende kendi sınıfım olarak çocukların dolaplarını düzenliyordum. "

Kafamı sallayarak devam etmesi için onayladım.

"Cho Hee'nin dolabını düzenlerken birşey ilgimi çekti."

"Nedir o?"

İçim daralmıştı. Kadın gerilim hikayesi anlatır gibi konuşuyordu ve bu da benim kötü düşünmeme yol açıyordu.

"Bunlar."











08.05.2020

01.25

-Jeonikook

SingularityHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin